"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

En büyük değer kaybı

Bilal Said PARLAKOĞLU
17 Nisan 2019, Çarşamba
Türkiye ekonomisi ciddî bir darboğaza girdi, bu dönemde Türk Lirası oldukça değer kaybetti, birikimlerimizin hatırı sayılır bir kısmı yükselen faize giderken yatırımlar da oldukça azaldı.

Bu zorlu dönemde ise en büyük değer kaybı Türkiye’nin uluslararası alandaki itibarında oldu. Öyle ki Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın 44 kişilik bir heyetle ABD’de yatırımcılara yaptığı sunumdan sonra Reuters’ın haberine göre, bir yatırımcı açıkça şu ifadeleri kullandı; “Kimseyi ikna edebildiğini sanmıyorum.”

Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’ya çok az bir süre verildiği konuşmada başka bir yatırımcı da, “Türkiye’nin kredibilitesini geri kazanabilmesi için daha fazlasının yapılması gerekiyor. Farklı bir yaklaşım görmedik” demesi dikkat çekici.

Dış finansman ihtiyacının arttığı ve Türkiye’nin yatırıma ihtiyacı olduğu böylesi kritik bir dönemde uluslararası alanda sözümüze kıymet verilmemesi gerçekten çok vahim. 

Kriz dönemindeki yanlış yönetim ve günübirlik tedbirlerle beraber takvimi ve muhtevası tamamıyla kesinleştirilmemiş bir sözde reform paketiyle en büyük değer kaybı sözümüzün itibarında olmuş. Her türlü tedbirden ve reformdan önce itibarımızı geri kazanacak ve uluslararası yatırımcılara güven verecek adımları atmamız şart.

REFORM PAKETİ NE VAAD EDİYOR?

Yerel seçimlerin yapıldığı gece Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı balkon konuşmasında piyasaya güçlü mesajlar vermişti. Ekonomi çevrelerini rahatlatan bu açıklamada en önemli iki noktadan birisi dört buçuk yıl seçim olmaması ve ekonomide reform yapılacağı mesajlarının verilmesiydi. Siyasî belirsizliğin büyük ölçüde ortadan kalkması ve yapısal değişiklikler yapılacağının söylenmesinin ardından piyasalar bir nebze rahatlamıştı.

Bundan sonra herkes gözünü 10 Nisan’da açıklanacağı ifade edilen reform paketine çevirmişti. 10 Nisan günü yapılan reform paketi açıklamasından sonra ise Türk Lirası tekrar hızlı bir değer kaybı eğilimine girdi. Çünkü vaad edilen paketin içinde kriz tedbiri olarak birkaç makro ihtiyati finansal tedbir dışında umut vaad edecek kesin bir şey bulunmuyor. 

Yapısal anlamda etkili bir reform ihtiva etmeyen bu paket vatandaşın sırtındaki yükü ağırlaştıracak ve özel sektörü ve bankaları geçici olarak rahatlatacak tedbirler dışında bir şey vaad etmiyor. Kıdem tazminatı ile alâkalı alınacak kararların da tartışıldığı bu reform paketi aslında en temel sorunlardan biri olan ekonomik kurumların bağımsızlığı ve şeffaflığı ile alâkalı herhangi bir tedbir ihtiva etmiyor. 

Gıda enflasyonu ile alâkalı yapılacağı vaad edilen en büyük reform da Sera A.Ş adıyla kurulacak bir şirketle devletin artık üretim seviyesinde tarım sektörüyle rekabete girmesini sağlıyor. Buradan da anlaşılıyor ki, hükümet tarım sektörünün kanayan yarasına deva bulmak konusunda ciddî değil. Çünkü tedbirler yaraya tuz basmaktan başka bir işe yaramıyor. Hükümet devleti tanzim tezgâhından tarlaya indiriyor. Tarım üreticisini de iyiden iyiye üretimden çekmeye zorluyor. Devletin rekabet ettiği bir sektörde tarım üreticisi gibi finansal açıdan güçsüz ve maliyetler ile baş edemeyecek seviyede olan üreticilerin üretime devam etmesi pek mümkün değil.  

Okunma Sayısı: 1061
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı