“Allahü Ekber/Allah büyüktür” ile başlayan Ezan-ı Muhammedî’nin gayr-ı müslimleri dahi etkilediğine yüzlerce belki binlerce misal vardır. Hatta, sadece ezan dinlediği için İslâm’a teslim olup Müslüman olan yabancılara dahi rastanıyor.
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu, bazı dizi ve filmlerinde seslendirme ve sempozyumlarda sunuculuk yapan eğitmen İlgen İlden’in ezan konusundaki bir yorumu sosyal medyada fazlaca ilgi gördü ve paylaşıldı.
Eğitmen İlgen İlden, paylaştığı kısa videoda şöyle demiş: “Ezan dışarıdan bakıldığında bir çağrı, davet gibi görünür ama aslında hakikat şehrine açılan sekiz kapıdır ezan. Birinci kapı iman kapısıdır. Yani günde beş kez ‘Ben buradayım ya Rabbi, unutmadım’ der, şehadetini tazelersin. İkinci kapı birlik kapısıdır. Milyonlar aynı davete lebbeyk derler ve aynı çizgide buluşurlar. Sonra frekans kapısı açılır. “Allah ismi göğe yükselir, dağlara çarpar ve evrene yayılır. Zaman kapısı da açılır. Aynı zamanda ezan adeta İlâhî bir saattir. Günü anlamlı beş bölüme ayırır. Saat olmadan zamanı vakti tahmin etmemizi sağlar. Beşinci kapı da farkındalık kapısıdır. Zihin durur, işler durur, zihne adeta kısa bir reset atılır. Kişisel gelişim kapısı da açılır aynı zamanda. Çünkü ezan bir disiplin, sebat, sabır, iyi niyet ve şükür sağlar.
“Bunların hepsi öz gelişimimizi destekler ve sonrasında birlik kapısı açılır. Aynı duaya milyonlar ellerini açarlar. Dua en yüksek titreşimde en güzel halle ifade edilir. Ve en son kapı da ‘meydan okuma kapısı’dır. Yani sahte ilâhlara, sahte putlara rest çekilir ve tevhid adeta semaya yazılır ezanla. Yani aslında ezan bir çağrı, bir davet olmasının çok daha ötesinde sırlar barındırır.” (youtube.com, 28 Kasım 2025)
Bazıları ezandaki sırların farkında olmadan “Ezan yerinde başka bir çağrı da olur” derler. Oysa ezan “İslâmın nişanları” arasındadır. Muhtemeldir ki İslâm’ı tahrip etmek isteyenler de önce ezanla uğraşmış, minarelerden ezanların yükselmesine mani olmak istemişlerdir. Namazda gözü olmayanların ısrarla “Ezan Türkçe okunsun” demesi her halde tesadüfî değildir.
Kalpleri yumuşatan ve insanlığı kurtuluşa, namaza ve İslâma davet eden ezanın aslıyla muhafaza edilmesi ve bu uğurda bedeller ödenmiş olması boşuna değil...
Hayya ales salah, Hayya alel felah... / Haydin namaza, haydin kurtuluşa...