"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zevkkolik insan!

Cenk ÇALIK
05 Ekim 2021, Salı
Ey zevk ve lezzete mübtelâ insan!

Ben yetmiş beş yaşımda, binler tecrübelerle ve hüccetlerle ve hâdiselerle ayne’l-yâkîn bildim ki: Hakikî zevk ve elemsiz lezzet ve kedersiz sevinç ve hayattaki saadet, yalnız imandadır ve iman hakikatleri dairesinde bulunur. Yoksa, dünyevî bir lezzette çok elemler var; bir üzüm tanesini yedirir, on tokat vurur gibi, hayatın lezzetini kaçırır.” (Gençlik Rehberi, s. 53)

Hitabın vecîzliği merak uyandırıyor değil mi? Bu çağın insanını zevk ve lezzet kelimeleri çekiyor. Sebebini anlamak zor değil. “Mübtelâ” ifadesi sebebini izah ediyor. “İnsan” kelimesi de son derece manidar. Müslüman, Nurcu, gayr-ı müslim değil de insan denmesi günümüzde lezzet ve zevklerin ne kadar umumî bir hastalık haline geldiğini özetliyor adeta.

Tecrübe bilhassa gençler için paha biçilmezdir. Daha önce aynı yollardan geçen insanların bilgi ve tecrübe paylaşımı, yapılan hataların tekrarlanmasını önler. Doğru insandan doğru bilgiyi almak pek çok maddî ve mânevî vartadan korunmaya vesiledir.

Doğru insan yetmiş beş yaşına girmiş Bediüzzaman Said Nursî ise bu asırda en doğru vazifeli rehberi bulmuşuz demektedir. Sadece yaşını nazara vermez Üstadımız. Ayne’l- yâkîn seviyesinde bilmesinin sebeplerini, çok sayıdaki tecrübe, ispat ve vakıalara dayandırarak söyler. Tek başına Üstadımızın sözü yeterli iken yaşanmışlıkları nazara vermesini düşünmeliyiz. Demek ki söyledikleri hakikattir, binler tecrübe de bu sözlerin ispatıdır. 

Sözü uzatmadan bir cümlede nokta atışını yapar: “Hakikî zevk ve elemsiz lezzet ve kedersiz sevinç ve hayattaki saadet, yalnız imandadır ve iman hakikatleri dairesinde bulunur.” Kâinattaki en yüksek hakikat olan imana dikkat çeker Üstadımız. Üstelik “…yalnız imandadır…” ifadesi alternatifi olmadığına kinayedir. İman hakikati dairesinde olmayanda, hayır ya da olumlu bir hususun bulunması imkânsızdır. “Yalnız imandadır.” derken atıf yapılan dört alt başlık üzerinde düşünmemiz gerekir. 

Sadece imanda bulunan bu özellikler en baştaki hitabın neden insana da yapıldığını anlamamızı sağlar. Sırasıyla anlamaya çalışalım:

“Hakikî zevk nedir? Hakikî olmayan zevkten nasıl ayırt edebiliriz? Dünyevî ve haram zevkler hakikî zevk kapsamında değerlendirilebilir mi?” sorularına cevabımızı; gayr-ı meşrû eğlence ile Risâle-i Nur sohbetlerini kıyas yaparak bulabiliriz. Haram dairedeki zevk hakikî zevk değildir. Vicdanı kararmayan herkes bunu bilir. Oysaki Risale-i Nur sohbetleri hakikî zevkin mücessem halidir. Sohbete giderken atılan her adım, sohbetin dinlenilmesi, abi ve kardeşlerle hasbihal etmek ve hesap gününde Nur ve sevap olarak dönmesi, hakikî zevki öncesi ve sonrasıyla yaşatarak anlatır.

“Elemsiz lezzet” de imandadır. İman bu lezzetin tam olarak alınmasını sağlar. İman penceresinden kâinata bakıldığında mevcudata kardeş nazarıyla bakılır ve her hâdisenin hikmet yönü olduğu bilinir. Bu hakîkati tefekkür edenler zahiren en elîm hadiselerde bile (hastalık, ölüm, musîbetler vb.) karamsarlığa düşmezler. Ehl-i gaflet ve dalâleti en küçük bir hâdise eleme boğar.

“Kedersiz sevinç” imanın ayrılmaz parçasıdır. İman edenler her hâdisenin Rabbimizin emir ve izniyle gerçekleştiğini bildiklerinden tesadüfe ihtimal vermezler. Bu tevekkül müthiş bir huzur ve sevinç verir. Kederlenmek için bir sebep yoktur. Sevinçte ise sebep çoktur. Ehl-i dünyanın ise zahirleri gülse de içleri kan ağlar. En küçük bir hâdise veya düşünce, kederlenmek için yeterli bir sebep olur.

“Hayattaki saadet” ancak imanlı insanların yaşadığı bir nimettir. Aslında insanlığın bütün çabaları (mal, para, makam, gezi vb.) biraz daha mutlu olmak için değil mi? Peki, iman olmadan bunun gerçekleşmesi mümkün mü? Mutlu olmak için türlü gayret içinde olanların kulakları çınlasın! Bütün gayretleri iman olmadan boşa gidecek ve ahirette de kendilerine ateş olarak dönecektir!

Bu beyhude çabayı, Üstadımız: “Yoksa, dünyevî bir lezzette çok elemler var; bir üzüm tanesini yedirir, on tokat vurur gibi, hayatın lezzetini kaçırır.” şeklinde özetler. Ahiret bağlantısı kurulamayan, Allah için olmayan her amel daha dünya hayatındayken bile kişinin başına belâ olur vesselâm…

Okunma Sayısı: 2011
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Said Yüksekdağ

    5.10.2021 15:33:32

    Allah razı olsun Cenk Ağabeyim. Kalemine kuvvet.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı