"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gerçekten kurtulmuş muyuz?

Çetin ACAR
03 Nisan 2021, Cumartesi
Hemen her il ve ilçede “Kurtuluş” şenlikleri düzenlenir.

O il veya ilçenin düşman işgalinden kurtulduğuna dair kutlamalar yapılır. Evet, o Kurtuluş Savaşında emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Canları pahasına vatan toprakları için mücadele eden, komutanından ta en küçük neferine kadar.

Mücadelenin esasında, vatan topraklarını kurtarmak olduğu kadar, din, iman, Kur’ân, namus, şeriat ve diğer manevî değerlerin de mücadelesi olduğu unutulmamalıdır. Çünkü savaşı idare eden bir “Osmanlı Meclis-i Mebusanı” ve İslâmın temsilcisi Halife mevcut.

Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Lozan’da toplanan devletler, Türkiye’den Saltanattan da temsilci olmasını talep edince, derhal Osmanlı Saltanatı’na son verilir, 1 Kasım 1922’da.

Savaşla elde edemediklerini masa başında birer birer kazanmaya başlamışlardı yabancı güçler. Bütün İslâm Âlemi’ni birbirini kenetleyen bağ olan Hilâfet makamı da Lozan’da verilen sözler gereği kaldırılarak, Osmanlı Hanedanı’na mensup çoluk-çocuk, hasta, ihtiyar demeden herkes yurdu terk etmek zorunda bırakıldı.

Ve bu asil aile mensuplarının birçoğu bodrum katlarında, bazıları kaldırımlarda, sıkıntılarla, açlıktan hayatları sona ermiştir.

O dönemde, İslâma ait ne varsa unutturulmaya çalışılmıştır. Ahlâkî değerlerimizi yozlaştıran toplantıların çeşitli bahanelerle çoğaltılmasına kadar her kötülük teşvik edilmiştir.

Medeni olmayı kılık kıyafette düşündüklerinden Avrupa modası kılık kıyafet kanunu. Ve, bütün vatandaşları bir anda cahil bırakan, alfabe değişikliği ve ezanın Türkçe’ye çevrilmesi. Risale-i Nur’un yasaklanması ve müellifi Bediüzzaman ve talebelerinin hapislerde sıkıntı çektirilmesi.

Yabancıların zaferlerini ilân ettikleri iki acı vakıa: Türkiye’yi Keriman Halis’in temsil ettiği 1932’de Belçika’da düzenlenen güzellik yarışmasında, jüri başkanının ifadeleri:

“Bugün Avrupa’nın, zaferini kutluyoruz. Bir zamanlar sokağı kafes arkasında seyreden Osmanlı kadını mayosu ile karşımızdadır. Bu kızı zaferimizin tacı kabul edeceğiz, onu kraliçe seçeceğiz.Bu sene güzellik kraliçesi seçmiyoruz, zafer kutluyoruz.”

Lozan’dan sonra İngiliz Avam Kamarasında “Türklere neden istiklallerini verdiniz?” diye eleştirilen Lord Gürzon, “İşte asıl bundan sonraki Türkler eski satvet ve şevketlerine kavuşamayacaklardır. Zira biz onları maneviyat ve ruh cephesinden öldürmüş bulunuyoruz” der. (Emirdağ Lâhikası, s. 539)

Yüz yıla yakındır yaşadıklarımız bunları doğrulamıyor mu? Saygı, ahlâk, aile kurumunun deforme olduğu, ihtilâllerle yıkılan meşrû hükümetler...

İşte kaybettiğimiz manevî değerler... Yüz yıldır iki ayağımızın üstüne kalkıp, eski satvet ve şevketimize bir türlü kavuşamadık. Gerçekten kurtulmuş muyuz?

Okunma Sayısı: 1489
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Said

    3.4.2021 10:23:33

    Allah razı olsun elinize sağlık. Esas ebedi saadetimizi kaybetmişiz, hilafet saltanatınıtı kaybetmiş olduğumuzu anladık.Gerçekten AYDINlatıcı bir yazı olmuş

  • Hilal

    3.4.2021 10:08:29

    Çok güzel bir yazı. Bu yönüyle düşünebiliyor muyuz acaba?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı