Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri Emirdağ Lâhikası’ndaki bir mektupda Tahiri’nin hizmetlerinden şu şekilde bahsediyor: “Abdullah Çavuş, kahraman Tahiri ile, Atabey’i Nurs karyem hükmüne getirmişler.” Mektubun devamında “Mübarek Tahiri’nin küçücük bir medrese-i Nuriye hükmünde hanesindeki mübareklere duâ ediyorum” demiştir. 1

Yine Emirdağ Lâhikası’ndaki bir mektupda Üstad, Tahiri’nin hizmetlerinden şu şekilde bahsediyor: “Saniyen: “Tahiri’nin, Denizli hapsinde, unutulmaz halisane hizmeti ile ve Nurlar’a sarsılmaz sadâkatıyla ve yanılmaz zekâvetiyle ve çekilmez bahadırlığıyla, daire-i Nurda ehemmiyetli makamı için, bütün bu defaki mektubunu Lâhikaya geçirdik.” 2

Başka bir mektupta da Hüsrev’le beraber ikisinden şu şekilde bahsediliyor: “Hüsrev ve Tahiri gibi vazifelerini tam yapan ve bin Hüsrev ve beş yüz Tahiri meydanda bırakan iki kardeşimiz.” 3

Kastamonu Lâhikası’ndaki bir mektupda Üstad Said Nursî, Tahiri ve Abdullah Çavuş’un Aras ve Atabey’deki hizmetleriyle ilgili olarak şunları söylemiş: “Aras ve Atabey’de, eskide Lütfü, Zekai gibi iki kıymettar şakirdlerin yerlerini boş bırakmayan, Aras kahramanları olan Tahiri ve Abdullah Çavuş’un Risale-i Nur’a hizmetleri, Aras hakkında endişelerimi izale etti.” 4

Bir başka mektubunda da Tahiri’yi Lütfi’ye benzeterek şöyle yazmış: “Elhak, Tahiri’nin de Lemaat hediyesini pek çok kıymettar gördük. İnşallah, bu havalide ona çok sevap kazandıracak. Tam bir Lütfi’dir. Allah muvaffak eylesin.” 5

Yine bir mektupta da Üstad Hazretleri Tahiri’yi diğer talebelerine benzetiyor: “Tahiri’de, bir Hüsrev, bir Lütfi, bir Asım gördüm.”  6 

Tahiri’nin ailesiyle hizmet etmesini ise şöyle anlatıyor: “Tahiri, o parlak kalemiyle benim o teessüratımı izale eyledi. O bütün efrad-ı ailesiyle, peder ve validesiyle Risale-i Nur’un has talebeleri içinde her vakit hissedar olacaklardır.” 7

Yazılarından dolayı talebesi Tahiri hakkında şunları söylüyor: “Ve bilhassa ikinci Hüsrev olan Birinci Tahiri’nin gayet dikkat ve tevafuklu yazdığı risaleler, beni o derece minnettar ve mesrur ediyor ki, elimden gelseydi her bir nüshasına on altın lira verecektim.” 8 Yine Tahiri’nin kaleminden bahisle “Tahiri’nin bize o kıymettar kalemiyle Cennet taamları gibi çok tatlı ve huri libası gibi çok güzel yazıları...” 9 “Tahiri’nin parlak ve muvaffakiyetli ve tevafuklu kalemi, kerametkârane futuhat yapıyor.” 10

Tahiri’yi benzettiği talebelerine bu defa kandisini de ekliyor: “Bu defa kahraman Tahiri’yi, umumunuz namına gördüm ve onda bir Lütfü, bir Hafız Ali, bir Hüsrev ve bir Said (fakat genç Said) müşahade ettik.” 11

Bediüzzaman, Tahiri’nin hizmetlerinden bir mektubunda şöyle bahseder: “Kahraman Tahiri ve Hafız Mustafa’nın yaptıkları hizmet çok güzeldir. Onların tedbirleri isabetlidir.” 12 “Bizi ve Kastamonu şakirdlerini Kıyamete kadar minnettar eden ve müstesna kalemiyle Risale-i Nur’un hemen umumunu bu havaliye yetiştiren ve evlât ve peder ve valideleri ve refikasıyla Risale-i Nur’a hizmet eden kahraman Tahiri kardeşim.” 13

Said Nursî, Şuâlar’daki bir mektubunda Hüsrev’le beraber Tahiri’nin kalemlerini şöyle vasıflandırır: “Fakat Hüsrev ve Tahiri gibi kalemleri Kur’ân’a ve Kur’ân hattına mahsus ve memur olmalarından.” 14

Bir diğer mektupta da Üstad Hazretleri Ahmed Feyzi’nin ceza evinde Tahiri’nin koğuşunda davrandığı gibi davranmasını tavsiye ediyor: “Feyzi’lerin bir kahramanı olan Ahmed Feyzi kardeşimiz de, Tahiri’nin koğuşu olan medresesinde aynen Tahiri gibi davranmalı. Ve gidenlerin yerinde onların şakirdlerini Kur’ân ve Nur dersleriyle ve yazılarıyla teşvik etsin.” 15

Dipnotlar: 

1- Bediüzzaman Said Nursî, Emirdağ Lâhikası, s. 72.

2- A.g.e, s.140. 3- A.g.e, s. 213. 4- Bediüzzaman Said Nursî, Kastamonu Lâhikası, s. 58. 5- A.g.e, s. 62. 6- A.g.e, s. 63. 7- A.g.e, s. 70. 8- A.g.e, s. 72. 9- A.g.e, s. 86. 10- A.g.e, s. 91. 11- A.g.e, s. 107. 12- A.g.e, s. 162.13- A.g.e, s. 201. 14- Bediüzzaman Said Nursî, Şuâlar, s. 270. 15- A.g.e, s. 459.