“Tek kişilik otoriter rejim”de gidilen mahalli seçimler öncesinde fiyaskolu iç ve dış politikada dibe vuran akıbetsiz ekonomi politikaları bir defa daha bir dizi algıyla çarpıtılıyor.
On altı aydır bütün dünyada gıda fiyatları düşerken, kısır “tarım ve hayvancılık politikası”yla Türkiye gıda enflasyonunda dünyada “ilk sıralar”da, Avrupa’da “birinciliği” korurken, yüksek enflasyon vartasında yeni yılda akaryakıttan gıdaya zam ve vergi furyasının akabinde Mart’tan sonra seri fahiş zamlarla ağır vergilerin dayatılacağı belirtiliyor.
AKP iktidarında, nüfusun üçte ikisi “açlık sınırı” bir yana “yoksulluk sınırı”nın çok altında iken, Saray’dan Meclis’e gönderilen seksen maddeyi aşan “torba yasa”yla 2023’te yüzde 53 zam yapılan ürünlere yeni yılda yüzde 25 zam öngörülüyor. Cumhurbaşkanı’na yüzde 40’a varan zamları “beş katına kadar arttırma yetkisi” veriliyor.
“YOKSULLAŞTIRMA POLİTİKASI”
Ekonomistlerin tesbitiyle, Bakan Şimşek’in “iç talebi daraltmayla vatandaşların harcamalarını kısma” programı tam bir “IMF politikası”nın insafsızca dayatılmasının ikrarı.
Bu örtülü “IMF politikası”yla iç talebi bulamadığından malını satamayan üretici yüksek mâliyetten işyerini işletemeyecek. Çalışanlara ücret veremeyecek. İşten çıkarmalarla işsizlik katlanacak. Çarnâçar küçük işletmeler kapanacak, şirketler batacak.
Geniş halk kesimlerinin alım gücünün düşmesiyle “fakirleşme” daha da yaygınlaşacak. Bir avuç “yandaş”ın kâr ettiği, “faiz lobisi” bankaların, faizcilerin kazançlarını katladığı, cari açığın, işsizliğin arttğı, vatandaşların daha da borçlandığı girdapta, 2023’te 564 milyar lira ana para için 519 milyar faiz ödemesi yapılırken, yeni yılda faize 1 trilyon 254 milyar ödenecek…
Vergiler yüzde 48 arttırılırken, yüzde 122 arttırılan Motorlu Taşıtlar Vergisi yeniden yüzde 61.5 zamlanacak.
Vatandaşların bankalara borçları 2.5 trilyona ulaşırken, faizlerin resmen yüzde 40’a çıkarıldığı vetirede kredi faizleri yüzde 80’lere tırmanırken, rekor üstüne rekor kıran kredi kartı borçları ilk kez 1 trilyonu, icra dosyaları yüzde 94 artışla 24 milyonu aştı, 36 milyon kişi icralık oldu, bankaların icra takibindeki kredi alacakları yılbaşından bu yana 7.1 milyar artışla 37.4 milyar liraya çıktı.
Ödeyemediği borcundan dolayı 123 bin doğalgaz, 70 bin elektrik aboneliğinin kesildiği vetirede kapanan kooperatif oranı yüzde 25.4, ticari işletme sayısı yüzde 4.8 oldu. TOBB’un verilerine göre, Temmuz’da 2 bin 67, yılın ilk yedi ayında toplam 11 bin 919 şirket kapandı.
ALGILARLA KAMUOYU OYALANIYOR…
2002’de 3 milyon olan, yirmi bir yıllık AKP iktidarında 32 milyona çıkarılan “yoksullaştırılmış” kitlelerden yine sosyal yardımlarla oy devşirme peşine düşülmüş.
Bu arada “iktidara iliştirilmiş” yandaş şirketler, dolar garantili müteahhitlerin borçlarının silinmesi, vergi muafiyetleri, kredi ve teşviklerle desteklenirken, Bakan’ın sözünü ettiği “verginin tabana yayılması” saptırmasıyla bütün yük vatandaşların sırtına yükleniyor.
Böyle bir ortamda Bakan’ın diyar diyar gezerek döviz üzerinden yüzde 100’e varan faizle borçlanmayla borcu borçla kapatmak için sıcak para arayışı sürerken, yatırım, üretim, istihdamdan yoksun, günü kurtaran konjonktürel algı operasyonlarıyla kamuoyunu oyalama oyunu oynanıyor.
Belli ki “seçime endeksli ekonomi politikası”yla yine bir dizi tezgâhla “enflasyonun düşeceği” propaganda edilecek; seçimden sonra artık bu saptırmaya da gerek duyulmayacak.