30 PKK’lının dağdan inerek Süleymaniye’de “sembolik silâh bırakma seremonisi”nin “süreç”te “terör örgütünün bütün unsurlarının silâh bırakıp kendini feshettiği” propagandasıyla uzun süre tam bir algı operasyonu yürütüldü.
Oysa daha “süreç”in başında Kandil, Kuzey Irak ve Suriye’deki terör örgütü gruplarının elebaşları, “Öcalan’ın tâlimatının PKK’nın diğer kollarını kapsamadığını açıkça bildirdiler.
Bu arada İmralı’ya giden Öcalan’ın yeğeni DEM milletvekili “PYD silâh bırakmayacak” diye konuştu. Öcalan’la görüşen DEM Heyeti’nden de benzer açıklamalar geldi.
Ardından terör örgütünün çatı yapılanması KCK yöneticilerinden Cemil Bayık, örgüte yakın bir kanalda “Özgürlük ve demokratik entegre yasaları geliştirilirse o zaman zemin oluşturulur ve biz de silahları bırakabiliriz; böyle olmadığı sürece kimse bizden silâh bırakmamızı isteyemez” çıkışında bulundu. (gazeteler, 21.7.25)
TERÖR ÖRGÜTÜ UNSURLARININ REDDİ
Aslında en son PKK’nın Suriye kolu YPD/YPG’nin omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Dış İlişkiler Sorumlusu İlham Ahmed’in “Öcalan sizden silâh bırakmanızı istedi mi, SDG silah bırakacak mı?” sorusuna “Silâh bırakmak bizim için kesinlikle gündemde değil” cevabını vermesi vakıayı ortaya koyuyor. (Rûdaw tv, 28.7.25)
Keza “çağrı”nın yapıldığı günde Washington’daki SDG konferansına uzaktan katılan ve Trump’un “general Mazlum” diye övdüğü SDG Komutanı Mazlum Abdi’nin peşinen “Öcalan’ın silah bırakma çağrısı SDG’yi asla içermiyor” reddi de aynı anlama geliyor. (Euronews, 27.2.25)
Sonuçta, terörist başının “tüm gruplar silâh bırakmalı, PKK kendini feshetmeli” direktifinin, ABD’nin 50 bin TIR, yüzlerce kargo uçağı dolusu ağır silâhlarla silâhlandırıp 130 bin militanına “ordu” oluşturduğu, İngiltere’nin başta geldiği emperyal ortaklarıyla her türlü lojistik desteği vererek Türkiye’nin yanıbaşında “koridor devlet” kurdurduğu; Trump’un yeni bütçede 150 milyon dolar ayırdığı İsrail’in bölgedeki baş işbirlikçisi PYD/YPG ile işgalci ecnebilerin taşeronu terör örgütü gruplarının hiçbiri silah bırakmaya yanaşmıyor.
Özetle, PYD/YPG’nin yanısıra PKK’nın bağlı olduğu Kandil’deki KCK üst örgütü ile İran’daki PEJAK, Kuzey Irak kamplarındaki PÇDK olarak bilinen terör örgütünün uzantıları açıkça “çağrının kendilerine yapılmadığı”nı bildiriyorlar…
ÖRGÜTÜN AĞIRDAN ALMASINA TEPKİLER…
Bundandır ki en son kırk bin insanın katlinden müebbet hapse mahkûm terörist başını “Kürtlerin temsilcisi” ve “kurucu önder” olarak lanse edip “süreç”i başlatan Bahçeli, “başta PYD/YPG’nin ve terör örgütünün silâh bırakmayı oldukça ağırdan alması”ndan yakınıyor.
Daha evvel millete karşı defalarca “PKK eşittir YPG” diyen ve sınırımızda teröristan kurulmasına izin vermeyeceğiz!” vaadini veren Cumhurbaşkanı ile iktidar sözcüleri ve “yandaş medya yorumcuları” tek kelime PYD/YPG’den bahsetmeden geçiştiriyorlar.
Ve iktidardakilerin baştan beri halka propaganda ettikleri “PKK’nın “terör örgütünün bütün unsurlarının silâh bırakıp kendini feshedeceği” iddiasının aksine, terör örgütü unsurlarının silah bırakmaması yeniden bir “tezgâh”ın döndüğüne dair istifhamları arttırıyor.
Bu yüzden “süreç” paravanında millete rağmen kumpaslara tepkiler yükseliyor…