"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Suriye’ye yeni operasyon

Cevher İLHAN
19 Ekim 2021, Salı
İdlib’den yine şehitlerin gelmesi ve Suriye’den atılan havan toplarının Karkamış’ta evlere ve askeri bölge yakınlarına düşmesi üzerine Cumhurbaşkanı’nın “Artık tahammülümüz kalmamıştır, en kısa sürede gereken adımları atacağız” ifadeleri Suriye’ye askerî operasyona dair ilk sinyaller oldu.

Peşinden Dışişleri Bakanı’nın “son dönemde artan tacizlerin önüne geçmek için terörü kaynağında yok etme, belirlenen güvenli hat içindeki hedeflerin yok edilmesi” tanımı, keza Milli Savunma Bakanı’nın “Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bugüne kadar yapıldığı gibi, yeri ve zamanı geldiğinde aynı şekilde yapılacak” sözleri söz konusu operasyonu deklâre etti.

En son “iktidar cephesi”nce “Suriye milli ordusu” denilen, maaşları Türkiye tarafından verilen, hatta zaman zaman Türk lirası olarak verilen maaşlarının dolar üzerinden verilmesi ve sık sık zam yapılması için protesto gösterilerinde bulunan “Özgür Suriye Ordusu (ÖSO)”nun “terör örgütlerine yönelik askerî operasyonları yeniden başlatmaya hazır oldukları” duyurusunun AA’dan servis edilmesi sözkonusu askerî operasyonu teyid ederken, Dışişleri Bakanı’nın “temasta olunacağını bildirdiği”, Cumhurbaşkanı’nın dediği “belirlenen bölgelerdeki etkin güçler”in kim olduğunu ortaya çıkardı. 

YİNE BÜYÜK RİSKLER TAŞIYOR…

Buna göre “Suriye’ye yeni operasyon”un yıllardır defalarca bizzat Cumhurbaşkanı’nın yakınmasıyla ABD’nin Türkiye’nin yanıbaşında Fırat’ın doğusunda otuz kilometre derinlikte Suriye topraklarının yüzde 30’unu, enerji ve su kaynaklarının yüzde 80’nini barındıran bölgede 50 bin TIR’la ağır ve hafif silâh ve mühimmatın yanısıra lojistik ve silâhlı destekle palazlandırıp şımartarak Suriye’den koparılacak “koridor devlet” kurdurduğu PYD/YPG’ye yapılması gerekiyor. 

Ne var ki konunun uzmanları, hâlen Mehmetçiğin Conilerle ortak devriye gezdiği bu bölgede Suriye ordusunun desteği olmadan yapılacak bir operasyonun ciddi riskler taşıdığını uyarıyorlar. 

Vakıa şu ki Fırat’ın doğusunda ABD, batısında Rusya ile işbirliği yapan, Şam yönetimini devirme saplantılı plânsız, öngörüsüz politikalarla yapılan operasyonlardan hiçbir sonuç çıkmazken, Rusya’nın kontrolündeki Tel Rıfat bölgesinde yapılacak askerî operasyondan da bir sonuç çıkmayacağı ortada.

Aslında Ankara’nın “Suriye politikası”nın fiyaskosu, Akar’ın “ABD ve Rusya ile mutâbakata varmıştık, teröristleri 30 km uzaklaştıracaklardı, bu sözler tutulmadı” ikrarıyla itiraf ediliyor. 

Oysa PYD/YPG saldırılarının yanısıra son dönemde 60 bini aşan militanın cirit attığı taşeron radikal örgütlerin Fırat’ın batısında İdlib’de Rusya’nın hava sahasını kontrol ettiği El Kaide’den kopma IŞİD ve El Nusra’nın olduğu bölgeden saldırılar geliyor. 

Biden’in Türkiye’nin Irak ve Suriye’deki sınır ötesi askeri harekâtlarını şiddetle kınamasıyla açığa çıkan ortamda işin akıbetinin ne olacağını da kimse kestiremiyor.  

Bu bakımdan Soçi’de Erdoğan’ın Putin’le başbaşa görüşmede, içeride sıkışan Erdoğan’a bir “jest” sunduğu söylentileri arasında bir mutâbakatın sağlanıp sağlanmadığı bilinmeden, “savruk politikalar”la bu bölgeye yapılacak bir saldırıda Türkiye’nin büyük kayıplar vereceğinden endişe ediliyor. 

Sormak lâzım; şimdiye on yılı aşkındır Ankara’dakilerin “Şam yönetimini devirme” saplantılı “Suriye politikaları”yla Suriye ordusuna karşı savaşan ve bu ülkeyi bölüp parçalama peşindeki küresel emperyal ecnebiler tarafından oluşturulan ÖSO ile yapılan ortak operasyonlar, Suriye’nin barış ve istikrarına ne fayda verdi ki yine sözkonusu besleme maşa örgütlerle operasyon düzenlemekten bahsedilyor?

MÂCERALAR YERİNE SURİYE İLE İŞBİRLİĞİ

Görünen o ki, haftadan haftaya değişen ve en son Fırat’ın doğusundan batısına kayan karışıklık girdabında Ankara’nın “Suriye politikası”, yine ortak akıl ve stratejiden yoksun.

Ankara’nın artık askeri mâceralar yerine ülkenin büyük bir kısmında kontrolü sağlayan ve uluslararası meşruiyete sahip Şam yönetimiyle doğrudan işbirliğine gitmesi gerekiyor. 

Suriye’de ateşkes ve çatışmasızlığın kalıcılaştırılması; “Astana - Soçi mutâbakatı” ekseninde yeni anayasa çalışmalarına hız verilmesiyle geçiş sürecinin başarılması; ülkenin toprak bütünlüğü ve siyasi birliği içinde barış ve istikrarın teminiyle yeni göç dalgalarının önünün alınması ve beş milyonu bulan sığınmacının yurtlarına, evlerine geri dönmeleri için buna ihtiyaç var.

Aksi halde bu tabloda yeni bir operasyon, çatışmayı ve zaten içinden çıkılmaz hale gelen karmaşayı daha da derinleştirip yaygınlaştırır, kördüğümü daha da körleştirir… 

Okunma Sayısı: 1319
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Seyit Ali

    19.10.2021 21:49:15

    Sureye ye önceki harekatlarda bir yorumlar bir manşetler bir esip gurlemeler ne oldu onca şehit ve malı külfet. Acı göz yaşı ve ekonomik yıpranma. Çözülen ne var bence hiçbirşey. Harekat masada dursun ama önce çözüm odaklı işler yapılsa bence daha mantıklı olur.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı