"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Beni Fatihalarla yadedin dostlarım

Durmuş Ali İnci
16 Haziran 2019, Pazar
Gülüyordu tebessümle, arkada kalanlara. Hâlâ nasıl da sarılmışlar bu dünyaya.

Ben de çok bağlanmıştım, kayın validemi kabre koyana kadar. Sabah namazından sonra üç gün kabri başında en yakınları ile ziyaret edip Yasin-i Şerif ve kısa Hatim okumuştuk. 

Üçüncü günü içimde bir sıkıntı, nefesimde daralma vardı. Mezarlığa girerken sanki, nasıl olsa buraya geleceksin. İstersen gel gitme. Burada sana da bir yer var. Bak şu ulu zeytin ağacının dibi gölgelik, senin için ayrıldı. Hep babana yakın olmak istiyordun ya! Bu! O da şurada yatıyor. Geride kalan çok sevdiğin Esma’yı düşünme. Ona da yanı başında yer ayırdık. O ve bütün sevdiklerin de gelecekler. Kızın Ayşegül, oğlun İbrahim, hasretine dayanamadığın torunların hepsi arkandan gelecekler. Sen buraya önceden gelen ve merak ettiğin, çok sevdiğin dostlarına kavuşmanın sevincini yaşayıp onlarla kucaklaşırken, geride bıraktığın bütün sevdiklerin de gelmiş olacaklar. 

Hatta dünya ve koca kâinat, uzayda birbirine girmiş ateş kurelerine dönüşerek müthiş gürültülerle, kıyamet denilen ölümü yaşayıp Cennet ve Cehenneme dahil olacaklar. Baki kalan ruhlarınızla haşr-i umumî dediğimiz bütün insanların bir anda cesetleri yeniden tanzim edilip ruhların bu cesetlere girmesiyle, yeniden diriltileceksiniz. Der gibi, aklıma gelen bu duygu ve düşünceler içinde iken göğsüm sıkışmaya, nefesim daha da daralmaya başlamıştı. 

Arabama binip hızla oradan uzaklaşarak hastane yolunu tutmuştum. Biraz daha yaşamalıydım. Daha torunlarımın evliliklerini görecektim. Onların çocuklarını da sevecektim. Zor belâ hastane acil servisi önüne arabamı park ederek inebilmiştim. Ancak artık nefesim tamamen durmuştu. Yardım isteğiyle bağırırken sesim de kesiliverdi. Sanki süren doldu, imtihan bitti. Haydi sevdiklerinin yanına gitme vakti geldi. Sen iyi bilirsin Abdurrahman Hoca! Ecel birdir, tagayyür etmez ne bir saniye önce, ne de sonra, tam kaderle takdir edilen o anda ölüm seni bulur. İşte oracıkta kabzedilen ruhum, cesed denilen kafesinden çıkarılıp rahmet-i Rahman’a yükselirken yığılıp kalan cesedime, ruhu tekrar çağırabilmek için doktorların çabası, onu geri döndüremedi. Ruh artık daha geniş ve ferah ölümsüz bir hayatı ve sevip hasret duyduklarını görmüştü. Dönmek için bir gayreti yoktu. Zaten olsa da bir hükmü yoktu. Çünkü emr-i Hak böyle istemiş kaderin hükmü, kaza kanunu ile infaz edilmişti.

İki gündür kayın validem için gittiğim kabristan şehrine tebdil-i mekânla yer değiştirmiştim. Bütün sevdiklerim bana kabir kapısına kadar arkadaşlık ettiler. Sonra beni kabrimde yapayalnız, amellerimle bırakıp gittiler. Beni Münker ve Nekir melekleri karşılayıp sohbet edip yalnızlığımı unutturdular.

Ben Esma Hanım’ın beyi, Ayşegül ve İbrahim’in babası, gelinim Şule İnci Akca’nın kayınpederi, çok sevdiğim oğlumun kayınpederi Durmuş Ali İnci’nin dünürü, Demre’nin Abdurrahman Akca Hocası idim. Beni binler duâ ve Fatihalarla yadedin e mi dostlarım. 

Okunma Sayısı: 1532
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı