Sıcak ve soğuk hava ile bütün elementlere Allah’ın tekvinî kanunları emir olarak ulaşır. Yani sıcaklığın derecesine göre genleşin, uzayın, genişleyin, ya da büzülüp daralın İlâhî emrine bütün elementler itaat ederler.
“ Soğukta daralır, kısalır, bazıları sıvılar donarak katılaşırlar. Sıcakta ise genişler, uzar ve eriyip buharlaşabilir.”
Bu emre itaat bütün elementlerde aynı olduğu halde su da bir hikmet için farklılık göstermektedir. Kâinatın sahibi ve maliki olan Allah vahid yani bir olduğundan kâinattaki bütün yaratılmışlar bu emrine itaat eder. Bu Allah’ın ehadiyet sıfatının tecellisidir. Fakat suda bu emir mu’cizevî bir farklılık gösterir.
Su ısındıkça diğer elementler gibi genişler hacmi büyür. Yarısına kadar su ile dolu tencereyi ocakta ısıtsanız içindeki su genişleyerek tencereye sığmaz dışına taşar. Sonra buharlaşarak daha geniş bir hacme ulaşır. Buhar halindeyken soğutsanız önce yoğunlaşıp sıvı hale gelecek, soğudukça diğer maddeler gibi hacmi daralacak, birim hacimdeki ağırlığı artacaktır. Diğer maddelerle aynı özelliği gösteren bu haliyle hepsi aynı yerden gelen emirlere itaat ettiklerini gösteriyor. Fakat, “su +4°C ‘den itibaren sadece suya verilen bir emre itaat etmektedir.”
Bundan da anlıyoruz ki samediyet sıfatıyla Allah suyu özel bir emrine itaat ettirmektedir.
+4°C’den sonra soğudukca bütün elementlerin hacmi daralmaya, birim hacimdeki ağırlığı artmaya devam ettiği halde suda tam tersi hal görünür. Yani “Genişlen” emrine itaat ederek hacmi büyümeye başlıyor. Birim hacimdeki ağırlık azalıyor. Bu ilahi emre itaatte su içinde bulunduğu demir boruyu parçalar. Donarak buz haline geldiğinde sudan daha hafif hale gelir ve dev buzullar kutup bölgelerinde denizlerin üzerinde yüzer halde kalır. Eğer diğer elementler gibi soğudukça hacmi daralıp ağırlaşsaydı, denizlere dökülen fazla suların yedeklenip depolandığı buzullar denizlerin dibine batacak, dipte hayat duracak, buzullar bir daha hiç erimeyecekti.
Halbuki arzî ısınmanın ( küresel) arttığı dönemlerde buharlaşma ile suları azalan denizlerin dengelenmesi için buzullar erirler. Yeryüzündeki su dengesi sağlanır. Deniz seviyesi sabit kalır.
Suyu böyle terbiye edip emrine itaat ettiren elbette yeryüzüne halife olarak gönderilen ve bütün kâinatın ona hizmetkar edildiği insanın ihtiyaçlarını bilen Allah’tan başka kim olabilir?
Elbette cansız, şekilsiz, yumuşak, su bizim ihtiyacımızı bilmez, +4°C’ den haberi olmaz, hacmini genişletmesinin hikmetini bilmez ve ona gücü yetmez. Bir Kadir- i Rahîm’den başka kimsenin eseri olamaz.