"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

TV’de ahlâk terörü

Erdal Odabaş
29 Nisan 2025, Salı
Zaman, hak ile bâtılın en keskin çizgilerle ayrıştığı bir zamandır.

İnsanların kalbî ve ruhî ihtiyaçlarını önceleyen yayınlara en çok ihtiyaç duyulan bir zaman dilimini yaşıyoruz. Ne var ki, bugün ekranlara hâkim olan manzara, maalesef vicdanları yaralayıcı bir vaziyet arz etmektedir.

Televizyon programları, halkı irşad eden, doğruyu yanlıştan ayırmaya vesile olan bir mecra olması gerekir iken, bugün ekseriyetle ahlâksızlıkların teşhiri ve hatta teşvik eder hâle gelmiştir. Kamu hizmeti kisvesi altında sergilenen çirkinlikler, milletin maneviyatına indirilmiş bir darbedir.

Bir kötülüğü bütün tafsilâtıyla anlatmak, onu izâle etmek değil, bilâkis zihinlere kazımak ve kalpleri ifsat etmektir. Ekranlarda saatlerce konuşulan rezaletler, halkı uyandırmıyor; aksine normalleştiriyor ve zamanla masumâne telakkî edilmesine sebebiyet veriyor. Hele ki, gençlerin ve çocukların bu sahneleri temaşa ettiği düşünülürse, işin vahâmeti daha da büyüktür.

Sefahat ve dalâlet, ne yazık ki bugün medya vasıtasıyla hayatın her sahasına sirayet ediyor. Hâlbuki bu milletin en mühim ihtiyacı, imanı takviye eden, ahlâkı tezyin eden neşriyat ve programlardır.

Milletin umumî efkârına hitap eden yayın organları, mes’uliyet şuuruyla hareket etmelidir. İsm-i Hakk’a dayanarak yapılan yayıncılık, hakkı üstün tutmalı; bâtılın her nev’ine karşı uyanık olmalıdır. Ne acıdır ki, günümüzde ekranlar, ahlâksızlığı ifşa etmekle kalmıyor, âdeta onu cazip hâle getiriyor. 

Bu milletin manevî bünyesini ayakta tutan din, ahlâk ve haya gibi esaslar, hoyratça tarumar ediyor. Bu vaziyet karşısında susmak, mesuliyet doğurur. RTÜK ,sözüm ona bir denetim mekanizması olarak, genel ahlâka mugayir programlara geçit vermeyecekti. İslâm hamuru ile yoğrulmuş, Kur’ân ahlâkı ile müzeyyen manevî iklimimize subliminal ve açık mesajlar ile yapılan tahribatlar, planlı, programlı suikastlardır.

Artık hak ve hakikat ekseninde yapılan, imanı ve ahlâkı kuvvetlendiren programlara yönelmenin zamanı gelmiş, hattâ geçmektedir. Risale-i Nur’un gösterdiği hürriyet dairesinde hareket eden her münevver, bu hususta vazife sahibidir.

Zira biz biliyoruz ki, Kur’ân’ın dellâlı olan bir neslin vazifesi, hakkı ve hayrı inşa etmektir.

Okunma Sayısı: 1982
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İlhan

    29.4.2025 19:04:37

    Erdal kardeşimi tebrik ediyorum.Zaman iletişim,bilişim çağı.O nedenle herkes malını satmak,her fikir sahibi efkar-ı ammeye sesini duyurmak ve hakim olmak için arzu ettiğini yapıyor. Yıllar önce basılı mevkutelerden gençliği korumak için safi zihinleri idlal eden neşriyattan uzak tutabiliyorduk. Keza o zamanlar cemiyetin ekserisi daha hassasiyet göstermekte idi. Şimdi ise adını andığınız müessese ancak vazifesini iktidarın yanlışlarını dile getirenlerin sesini kısmak olarak telakki ettiğinden,tahribatçı ,şer odakların bırakın sesini kısmayı,iktidarı destekledikleri için sağnak sağnak teşvikler yağdırıyor,ceza için üç maymunu oynuyorlar. Rabbim evlatlarımızı,ailelerimizi ve cemiyeti bu şerlerden ve destekçilerinden muhafaza eylesin.

  • Eda Gül Beyaz

    29.4.2025 18:23:44

    Bu önemli yazınız için teşekkür ederim. Gerçekten şu konu üzerine kafa yorulması gereken bir alan. Ekran ahlaksızlığının yandaşı/muhalifi kalmadı. Birbirleri ile yarışıyorlar. Bir üçüncü yol gerekiyor. O yol da sünneti seniyye yolu diye düşünüyorum. Yeni asya Tv de bu yönde yayınlarını artırsın inşallah.

  • Erdal Odabaş

    29.4.2025 15:26:56

    Zübeyir Bey, dikkat çektiğiniz konuda haklısınız. Günümüz durumunun vehametine dikkat çekmek isterken parmak bastığınız gerçeği bir anlık gaflet ile atlamışım. Nazik ikazınız için en kalbi teşekkürlerimi sunuyorum.

  • Zübeyir Eminoğlu

    29.4.2025 11:50:38

    Tebrik ederiz, yazınız çok güzel noktalara temas etmiş. Allah razı olsun. Yalnız başlangış cümlenizle ilgili, "Görüyoruz: Bu zamanda sıdk ve kizbin mabeynleri ancak bir parmak kadar vardır. Bir çarşıda ikisi de satılır. Fakat her bir zamanın bir hükmü var. Hiçbir zamanda Asr-ı Saadet gibi sıdk ve kizbin ortasındaki mesafe açılmamıştır. (Muhakemat)" Başlangıç cümlesi ilgili Bediüzzaman hazretleri tam zıddını ifade ediyor anladığım kadarıyla. Sıdk ve kizbin yani hak ve batılın keskin ayrıştığı dönem Asr-ı Saadettir. Bu zamanda ikisi aynı kapta, aynı çarşıda, aralarında 1 parmak mesafe var şeklinde ifade ediliyor. Allah razı olsun.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı