"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İmandan Ehad’e yolculuk

Ersin ACAR
10 Kasım 2017, Cuma
Allah vardır ve birdir. Zira mutlak bir ilim ve mutlak bir irade ve mutlak bir kudret elbette ve elbette birliği netice verir. İtikad yolculuğunda kalpleri tevhide ulaştırır.

Tevhid, Rabb-i Rahimin birliğini ifade etse de mahiyet olarak vahdet ve ehadiyeti merkezinde taşır. İmanın mahalli olan kalpde vahdet ve ehadiyeti taşıdıkça hakikî iman etmiş demektir. Zira neticeyi elinde tutan, silsileyede bir cihetle sahiptir diyebiliriz. Vahdette Rabbi Rahimin, masivasına küllî bir terbiye varken (yani yaratılanların tür tür idare edilmesi)  ehadiyette birebir ve en ince arzu ve isteklerine mukabil bir muhatabiyet söz konusudur. Yani Rabb-i Rahim insanoğluna kalblerini vermekle beraber,  her kalbin gizli hatıratını işitecek bir ilgi ve alâkadan da berî değildir.

İman son derece ehemmiyetli bir mevzu kezalik. Üstad Bediüzzaman imana tahşidat yapmıştır. Akıl ve kalp zaman-ı âhirde o kadar boş ve malayâni meşguliyetlerde kendini kaybetmektedir ki; her köşe başında imanı hatırlatan dolayısıyla Rabb-i Rahimi ve onun tevhidini hatırlatan bir yön levhası vardır.

Kozmik şehadetin ahirinde teslimi Allahtan başkasına veremeyen akıl, ne yazık ki; iş parçaya ve cüze indikçe ve hususan güncel hayatına yaklaştıkça asıl sahibin hakkını sebep, tabiat ve ben’lere dağıtmaktadır. Keza (kendi malı olmadığı için her halde) bu dağıtımda pek de hoyrattır. Oysa birisi bizim olan en ufak bir mala, bizden izinsiz, en ufak bir müdahalesine nasıl da kızarız öyle değil mi? Gerisini akla havale edelim.

Misal; bir şehre büyük bir hazine gelse ve sahibi sual edilse, gözler sultanı arayacaktır. Zira olsa olsa bu hazine sultanın olabilir. Böylesine büyük ve san’atlı ve ziynetli bir hazinenin sahibi sultan olsa da hazine parçalarının her birinde sultanın mührünü göremeyen sathî nazarlar hırsızlara dâvetiye çıkarır. Bu hırsızlığı önlemenin en iyi yolu hazine parçalarının üzerindeki mühürleri görebilmekten geçiyor. Misalden hakikate geçerken şu kâinat hazinesinin her bir parçasında Rabb-i Rahimin tevhid mührünü görmek ortaklık dâvâ ettirilen herbir sebep ve tabiat ve ben’e, okkalı bir tokattır.

Hırsız malını ortakları ile paylaşmaya mecburdur. Ben’e dâvetiye çıkaran herbir ferde Rabb-i Rahimin tahtına müdahale ederken, ortakları olan kör sebep ve sağır tabiata taksimat yapmak mecburiyetindedir.

Hasılı: Tevhide giden yolda vahdet ve ehadiyeti de muhafaza etmek halife-i arz olan nev-i beşerin boynunun borcudur. İman bunu iktiza eder. 

Okunma Sayısı: 14989
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı