"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mânevî şirket kazandırıyor

Ersin ACAR
27 Aralık 2019, Cuma 00:06
Eski çağlarda kavimlerin helak olmasına sebep olan günahların yekunu, ahir zaman dediğimiz şu fitne asrında fazlasıya işleniyor.

Dışarı adımını atan her mümin binler günahların saldırısına maruz kalıyor. Dışarı adımını atmanın adı bazen televizyonu açmak oluyor; bazen internette sörf yapmak oluyor; bazen bir ahbabınla sınırsız muhabbetler oluyor; bazen de hakiki anlamına bürünüp saadetine vesile olması gereken evinden dışarı çıkmak oluyor. Nihayet dışarısı içerisi bu düzlemde fark etmiyor.

Ortalıkta dolaşan günahlar; çabuk yayılan bir hastalık gibi insanın aklına, ruhuna, kalbine kastediyor. Sabah evden imanla çıkan bir adam akşam evine imansız dönebiliyor!

Bunca hengamenin içerisinde öyle bir barınak, öyle bir koruma kalkanı olacak ki; insan, imanı adına ne varsa mukabele edebilsin; ihsanı adına ne varsa izhar edebilsin ve dolayısıyla kendisini muhafaza etsin.

Buradan hareketle yaşadığımız zamanda takva ameli salihten önce geliyor. Hatta takva bir nevi, ameli salihi de içerisinde barındırıyor. Keza; siz günahı niyet, kast ve içtinap ile başınızdan savsanız; binler ameli salih sevabını kazanmış oluyorsunuz. Fitne asrı diye isimlendirebileceğimiz bu zaman dilimi şöhretin, teveccühün ziyadeleşmesi ile niyetlere öyle bir tesir etmiş ki; yapılan iyilikleri riyadan, ikiyüzlülükten muhafaza etmek müşkülleşmiş. Dolayısıyla şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki; böyle bir zamanda ihlas ile ameli salih yapmak hakikaten çok zor.

“Def-i mefasit celbi nefa raci gelir” hakikati gereği; önce bize zarar veren; aklmıza, ruhumuza, kalbimize kasteden; ahiretimizi tehlikeye atacak her bir halimizi yine aklımızdan, ruhumuzdan, kalbimizden kapı dışarı etmek mecburiyetindeyiz.

Maddi fırtına zamanında korunaklı barınaklar tercih eden bizler; manevi fırtınalar zamanı olan bu asırda elbette iltica edeceğimiz mekanlara ihtiyacımız şiddetlendi. Namazını kılan, kulluk vecibelerini yerine getiren her bir mümin öyle bir muhafaza alanına girmesi gerekiyor ki; hem kendi istikametini muhafaza etsin hemde başkalarının kurtulmasını vesile olsun.

Asrı ahirin hali ortada!

Hakiki yol gösterici, peygamber varisi olan Bediüzzaman bu tehlikeleri görmüş ve ona göre bir yol haritası çıkarmış. Bediüzzaman’ın manevi fırtınalardan muhafaza olunmak adına patentini aldığı, şirketi maneviye sırrı, hamdolsun bize imanla kabre girmenin kapısını ardına kadar açıyor.

Sevap cihetinden birbirinin imdadına koşanlar, bir manevi şirketin azalarıdır. Burada bulunanlar, birbirine günahsız ağızlardan edilen duaların makbuliyeti misali birbirini dünya gözü ile görmemiş müminler birbirlerinin necatlarına vesile oluyorlar. Öyle bir dua ediliyor ki; aksi sedasını işitmemiş mekanlar bırakmıyor. Zamanın gereği olan kollektif çalışma, şahsı maneviler kurma, ebede müteveccih birliktelikler tesis etmek, saadet alemlerinden yankı buluyor ve o alemlerin kazanılmasına kuvvetli bir senet oluyor..

Okunma Sayısı: 10619
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı