Bir Nur Talebesi Ağabeyimiz daha fani dünyadaki hayatını tamamladı ve ebedî âleme göçtü.
Abdulmalik Atom Ağabeyi ilk tanıdığımızda Yeni Asya’nın ‘dizgi servisi’nde servis sorumlusu olarak çalışıyordu. Biz de hasbelkader gazetenin başka bir biriminde ‘çırak’ olarak çalışıyorduk. O günlerde daha yeni yeni bilgisayarlar kullanılmaya başlamıştı. ‘Foto dizgi’ yapılan servis o günlerde gazete ve yayınevi bünyesinde en çok ilgi çeken ve merak edilen bölümdü. O dönem Yenibosna’da bulunan gazetenin merkez binasını ziyarete gelen herkes oradaki çalışmaları merak ederdi.
Abdulmalik Ağabey meslek olarak eczacıydı, ama bilgisayar ve teknik işlere olan özel merakından dolayı herkes onu ‘bilgisayar mühendisi’ gibi görürdü. Her türlü teknik aksaklıkta ona müracaat eder, bilgi alırdık; o da işlerimizi yapmaya çalışırdı. Geniş izahları ile herkese yardımcı olduğuna en başta çalışma arkadaşları olarak bizler şahidiz.
Uzun yıllar Yenibosna civarında oturduğu için mahalle komşusu da sayılırdık. Dolayısıyla görüşme ve sohbetlerimiz sadece iş yeriyle sınırlı değildi. Risale-i Nur sohbetlerinde de buluşur, yine geniş izahlı Risale-i Nur derslerini dinlerdik.
Yakından tanıyanların şahit olduğu üzere Abdulmalik Atom Ağabeyimiz çok uzun yıllar Risale-i Nur’un neşri ile ilgili olarak çalıştı. Yeni Asya Neşriyat sorumlusu olarak dizgisinden tashihine, sayfa düzenlemesinden tanzimlere kadar her konuda çok çalıştı. Yine herkesin şahit olduğu üzere onun çalışmasında mesai mefhumu yoktu. Gece geç saatlere kadar çalışır, çalışır ve çalışırdı.
Teknik konulardaki bilgisi sebebiyle çoğu defa ona müracaat etmişizdir. Hatta, “Ağabey, meslek olarak eczacısınız. Nasıl oldu da bilgisayar ve ‘teknik’ işlerle bu derece içli dışlı oldunuz?” diye sorduğumuzda “En başta merak. Sonra da ihtiyaç. Her defasında ‘bilgisayar tamircisi’ bulma imkânı olmadığı için okuyarak, araştırarak ve deneyerek öğrenebildiğimiz kadar öğrendik. Herkes bunları yapabilir” der ve bizi de teşvik ederdi.
Başka meziyetleri bir yana, Abdulmalik Atom Ağabeyimizin Risale-i Nur Neşriyatı konusundaki çalışmaları örnektir ve tarihe mal olmuştur. Bir ara bilgisayar hattıyla Kur’ân yazma çalışması yaptığını, ama iş yoğunluğu sebebiyle tamamlayamadığını biliyoruz.
Abdulmalik Ağabey sadece kendisi değil, aynı zamanda ailesiyle Risale-i Nur’a her zaman çalışan bir ağabeyimizdi. Oğlu Melih de bir müddet neşriyat hizmetlerinde çalıştı.
Nihayet her fani gibi Abdulmalik Ağabeyimiz de ruhunu Rahmana teslim eyledi ve ahiretteki dostlarına kavuştu. Elbette Kur’ân ve onun tefsiri olan Risale-i Nur’dan öğrendiğimize göre ölüm kavuşmaktır. Abdulmalik Ağabeyin ölümüne de virüs salgını vesile oldu. Önce hastaneye kaldırıldığı duyuldu, sonra ‘yoğun bakım’ haberi geldi ve sonunda ‘kalp krizi’ sebebiyle 17 Eylül 2021 günü ikindi vaktinde İstanbul’da vefat ettiğini duyduk. Mekânı Cennet olsun inşaallah. Hakikaten üzüldük, ama bu ayrılığın geçici olduğunu ve inşaallah Cennette buluşma olacağını ümit ediyor ve duâ ediyoruz. Başta ailesi ve yakınları olmak üzere Yeni Asya camiasına, okuyucularına ve tanıyanlarına başsağlığı diliyoruz.
Mekânı Cennet olsun inşaallah.