Bir virüs ortaya çıktı ve şimdiye kadar kimsenin yapamadığı işlere yol açtı. Düşünün ki günün 24 saatinde açık olan, Müslümanların tavaf ettiği Kâbe dahi bu virüsün yayılmasına engel olmak için tatil edildi, kapatıldı.
Şu anda, “dünya koronavirüs etrafında dönüyor” denilse yanlış olmaz. Bütün siyasetçiler, bütün tacirler, bütün sağlıkçılar bu mesele ile meşgul ve çare arayışında. Dünya, büyük ölçüde eve kapanmış durumda. Çünkü bu virüs çok hızlı yayılıyor. Hızlı yayılması ve hasta sayısının bir anda artma ihtimali sebebiyle bütün dünyada sağlık sisteminin tıkanmasında korkuluyor.
Almanya’da yapılan bir değerlendirmede ilk çarenin ‘virüsün yayılma hızını düşürmek’ olduğu, aksi halde sistemin tıkanabileceği ifade edilmiş ve ‘Evde kalın’ çağrıları yapılmış. Aynı şey başta Türkiye olmak üzere diğer ülkeler için de geçerli. İlk iş virüsün yayılma ve bulaşma hızını en aza indirmek. Bunun yolu da en az hareket ve mümkün olduğu kadar az temas.
Dünya Sağlık Örgütü’nün doğruladığı bilgilere göre koronavirüs ilk olarak 2019’un Aralık ayında, Çin’de sebebi açıklanamayan zatürrelere sebep olarak ortaya çıkmış. Yapılan araştırmalar, bu zatürre vak’alarının daha önceden tanımlanmamış yeni bir tip koronavirüs olduğunu ortaya çıkarmış. Virüsün bu formu, 2019 yılında ortaya çıktığı için Koronavirus 2019 (yani COVID-19) denilmiş. Koronavirüs aslında, hayvanlarda bolca rastlanan bir virüs türüymüş. Dünyayı etkileyen büyük bir salgına sebep olan bu virüsün kaynağının ise, Çin’in Wuhan şehrinde bulunan ‘Huanan deniz ürünleri pazarı’ olduğu düşünülüyor. Koronavirüse elektron mikroskopla bakıldığında dışarıya doğru diken (spike) şeklinde çıkıntılara sahip olduğu için Latince ‘kraliyet tacı’ anlamına gelen Korona ismi verilmiş. (Kaynak: medicalpark.com.tr)
Büyük bir musîbet ve afet halini alan bu salgın, aynı zamanda temizliğin gerekli olduğunu da bütün dünyaya ilân etmiş oldu. Uzmanlar bu virüsün birinci bulaşma yolunun eller, ağız ve burun olarak sıralıyor. Elleri yıkamanın ehemmiyeti bu şekilde ortaya çıkmış oldu. Peygamberimiz (asm) 1400 yıl önce “Temizlik imandandır” buyurmamış mıydı?
Bugün itibarıyla bakıldığında bu virüsün dünyada sebep olduğu tahribatı tam olarak ölçmek, tarif etmek ve listelemek mümkün olmayabilir. Muhtemelen yakın zamanda bu virüse karşı da tedavi imkânları bulunur. Öyle olsa bile ‘virüs önceki hal’e dönmek hem çok uzun zaman alır hem de çok büyük masraflara yol açar. Maddî kayıpları bir şekilde telafi etmek mümkün olsa bile, sebep olduğu sosyal yıkıntılar, korku ve endişenin bıraktığı tortuları ortadan kaldırmak zaman alır.
Tabiî ki “O’nun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez” (En’am, 6/59) hakikati orta yerde olduğuna göre, gözle görünmeyen bir virüs kendi başına bu kadar hadiselere yol açamaz. Her şey gibi bu virüs de ‘emir tahtında’ hareket ediyor. Bu bakımdan hepimizin musibetlerden alacağımız ders ve ibretler olmalı.
Almanya Millî Takım Teknik Direktörü Joachim Löw’ün tesbitleri bu bakımdan dikkat çekici. Löw, “Tek odak noktamız para, aç gözlülük, daha fazla güç ve daha fazla karlılıktı. Trajik bir biçimde gerçeklerin doğal felaketler ve kıtlıklar olduğunun farkına vardık. Her şeyin ailemiz, dostlarımız, insan olmak, birbirimizle iletişim kurmak ve saygı duymak olduğunun farkına vardık. Bunlar, her zaman birinci sıraya koymamız gereken şeylerdir aslında.”
Evet, “Birinci sıraya koymamız gereken şeyler”in neler olduğunu çok iyi düşünmeliyiz vesselâm.