Bürokrasiyi azaltmak ve ‘devlet’i daha dinamik hale getirmek için prensip olarak bakanlık sayısını azaltmak icap etse de, israfı önlemek için yeni bir bakanlık kurulmasında fayda vardır.
Elbette “İsrafı Önleme Bakanlığı” kurulması çok defa teklif edilmiştir. Fakat Türkiye’yi idare edenler değil bir bakanlık kurmak, mevcut bir bakanlığa bağlı, gerçekten etkili ve yetkili bir birim kurup israfa karşı acil mücadele başlatmış değil.
Her fırsatta ifade etmek gerekir ki böyle bir bakanlık ya da birim, yeni bir israf kapısı olmamalı. Çok sınırlı sayıda maaşlı çalışanı yanında, binlerce gönüllü çalışanı olmalı ve olabilir. Mesela, bu gönüllüler; Türkiye’nin her yerinde dört koldan devam eden israf kalemlerini tespit edebilirler ve bu israfın sona ermesini teklif edebilirler. Gönüllülerin teklifleri hataya geçtiği takdirde ortaya çıkan ‘kâr’dan yani israf olmaktan kurtarılan paradan belli ölçüler dahilinde gönüllülere destek aktarılabilir. Geçen yıllarda böyle bir teklif kabul görmüş, hayata geçmiş ve bir okulda kaloriferlerin mesela yarım saat önce kapatılmasıyla büyük bir tasarruf ortaya çıkmıştı.
Hem devletin hem de milletin, kısaca hepimizin israf kalemleri vardır. En başta devleti idare edenler israfa son vermeli ve vatandaş da çeşitli yollarda tasarrufa davet edilmeli. Kimse “Benim param var, ben israf edebilirim” diye düşünmemeli. Çünkü israf, netice itibarıyla bir emeğin ‘çöp’e atılmasıdır. Okullar, camiler, fabrikalar velhasıl her yer tasarruf çağrılarına sahne olmalı ve milyonlarca kişi israfta değil, tasarrufta birbiriyle yarışmalı.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ülkemizde ve dünyada yaşanan gıda kayıpları ve israfına ilişkin bir basın açıklaması yapmış.
Bayraktar’ın çizdiği tablo şöyle:
“Tarladan sofraya kadar olan kayıp miktarı 18 milyon tona denk geliyor. Türkiye’de her yıl 7,7 milyon tondan fazla gıda israf ediliyor. Her gün 6 milyon ekmek çöpe gidiyor. İsrafın yüzde 61’i evlerde, yüzde 26’sı gıda hizmeti veren işletmelerde, yüzde 13’ü ise gıda satıcılarında meydana geliyor. Dünya Gıda ve Tarım Örgütü verileri hali hazırda 828 milyondan fazla insanın gıda güvenliğinin olmadığını yani açlıkla mücadele ettiğini gösteriyor. Dünyadaki gıdaların yüzde 14’ü hasat, taşıma, depolama ve nakliye aşamasında kaybedilirken, yüzde 17’si de tüketici tarafından israf ediliyor. İsrafla mücadele tarladan başlamalıdır. Üreticilerin öncelikle yetiştirme ve hasat teknikleri konusunda bilgilendirilmesi gerekiyor.” (AA, 17 Temmuz 2022)
Ülkemiz, israfı yarıya indirmeyi başarabilse, büyük bir kâr el de etmiş olur. Bismillah deyip büyük bir tasarruf kampanyası başlatsak iyi olacak...