"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Medyanın derdi biter

Faruk ÇAKIR
24 Temmuz 2022, Pazar
Basın Bayramı veya Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü, Türkiye’de sansürün kaldırılmasının yıl dönümü olarak her yıl 24 Temmuz tarihinde kutlanır. Tabii ki konu sansür olunca, yorum ve değerlendirmelerin de çeşitleniyor.

Türkiye’yi idare edenlere göre günümüzde ‘sansür’ yok. Acaba öyle midir? Belki de sansürün şekli değişti denilse daha isabetli olur. Eskiden idareciler belli haberlerin yayınlanmaması ister ve o haberlere sansür uygulardı. Günümüzde ise daha çok ekonomik yollarla dolaylı sansür uygulanıyor. Elbette yine pek çok haberin yayınlanması değişik yollarla engelleniyor. Fakat esas mesele, idarecilerin muhalif gördükleri medya vasıtalarının sesini kısmak için ekonomik zorluklar çıkarmalarıdır. Aynı şekilde, iktidara muhalif medya mensuplarında çalışan gazetecilere ‘basın kartı’ vermemek sansürün 21. yüzyıldaki uygulama şekli değil mi? Hele hele, Yeni Asya dahil bazı gazetelere ‘resmi ilan’ yasağı uygulamak sansürün en açık uygulaması sayılmaz mı? Ve bütün bunlar yaşanırken, Türkiye’yi idare edenler “Günümüzde her türlü fikir ve düşünce özgürce ifade edilebiliyor” diyebilir mi? Dese, kamuoyunu yanıltmış olmaz mı?

Nitekim, bir idareci 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı münasebetiyle bir mesaj yayınlayan, basın çalışanlarının sosyoekonomik standartlarının yükseltilmesinin, ülke sathında yerleşen demokratik ve özgürlükçü iklimin daha da besleyeceği beyan etmiş ve, bugün her türlü fikir ve görüşün görsel, yazılı ve dijital tüm mecralarda özgürce ifade edilebilmesinin ülke için büyük bir zenginlik kaynağı olduğunu ileri sürmüş. 

Beyanlar güzel, fakat bu beyanlar Türkiye gerçeğiyle örtüşüyor mu? Sosyal medya hesaplarında paylaşılan fikirler sebebiyle ‘hain’ ilan edilen yüzlerce ya da binlerce kişi olmuyor mu? Aynı şekilde bu paylaşımlar sebebiyle göz altına alınan hatta tutuklananlar oluyor. “Suç işleyen elbette tutuklanacak” diyenler olabilir. Fakat çoğu zaman bu gözaltı ve tutuklamalar “gözdağı vermek” için de yapılıyor. Çünkü en ağır ithamlarla göz altına alınanlar daha sonra serbest kalabiliyor. Tabii ki yayılan hava, insanların çekinmesine ve ‘yoğurdu üfleyerek yemesine’ yol açıyor.

Resmi makamların çizdiği bu tablonun aksine, gazetecilerin mensup olduğu meslek kuruluşlarının çizdiği tablo ise şöyle: “Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü’nde gazeteciliğin gündemi bu yıl da değişmedi. Seçime giderken bu ülkenin hafızası olan gazetecilerin üçte biri işsiz. Çalışabilenler yoksulluk sınırındaki maaşlarıyla işini yapmanın koşturması içinde. Sansür ve oto sansür yaygınlaşmış durumda. İktidar kamu yararına olmayan faaliyetlerini vatandaşların öğrenmesini engellemek için gazetecileri hedef gösteriyor.” diye konuştu.

Türkiye’yi idare edenler; hak, hukuk, adalet ve medya özgürlüğünün millet menfaatine olduğunu akıldan çıkarmamalı...

Okunma Sayısı: 1376
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı