"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yapmayın, etmeyin

Faruk ÇAKIR
13 Kasım 2020, Cuma
Yanlış işler yapan idareciler elbette yaptıklarından sorumludur, ama bu yanlışlara ‘doğru’yu bildikleri halde itiraz etmeyenlerde bir o kadar da sorumludur.

Meselâ, ülkemizin ‘hukuk karnesi’ iyi değil ve bunu Türkiye’nin dört bir yanındaki ‘hukukçular’ da biliyor. Fakat konu gündeme geldiğinde idarecileri bu hususta ikaz eden hukukçu, ‘aydın’ ya da sivil toplum kuruluşu temsilcisi sayısı bir elin parmakları sayısında bile değil. 

Denilebilir ki, “Muhalefet bunları dile getiriyor. Ama idareciler dinlemiyor.” Bu tesbit doğru olabilir, ancak burada asıl mesele muhalefetin değil, iktidarı desteklese de işin ehli ve insaflı olanların ‘doğru’ları dile getirme gereğidir. Ülkemizin hukuk karnesinin iyi olmaması sadece muhaliflere ya da bir kısım insanlara zarar vermez ki? Bugün için bu ‘zayıf karne’den istifade edenler yarın bir gün zarar görebilir. Daha doğrusu böyle bir karne 80 milyon kişiye ve uzun dönemli olarak zarar verir. Bu bakımdan doğruları dile getirmenin bedelleri olsa da uzun dönem için millet ve memleket için sayısız faydaları vardır.

Benzer bir sıkıntı ülkemizin ‘ekonomi karnesi’ için de söz konusudur. Göstergelerin çoğu ‘zayıf’ olduğu halde çoğu ehil insan bunları gündeme getirmeyi erteliyor. Atılan bazı adımları olduğundan daha fazla iyiye yorarak insanlara “Tamam, şimdi oldu olacak. Bu sıkıntılar sona erecek. Tünelin ucundaki ışık göründü” anlamına gelecek beyanlarda bulunuyorlar. Üstelik bunları söyleyenler esasta kendi söylediklerine dahi inanmıyorlar, inanmazlar. Meselâ, “Dövize yatırım yapmayın” diyen ‘aklı başında bir iş adamı’ acaba kendi firmasının (varsa) parasını TL’de tutuyor mu? Ya da “Dövizlerini bozdurun” diyen STK temsilcileri, kendi hesaplarındaki paraları TL olarak mı tutuyorlar?

Ekonominin direksiyonunda oturan ismin değişmesi sonrası bu konuyla doğrudan ya da dolaylı diğer gelişmeler üzerine iş dünyasının temsilcilerinin yaptıkları açıklamalar özetle şöyle olmuş: 

Biri: “(Verilen mesajlar) Türkiye ekonomisine ilişkin hem yurt dışında hem yurt içinde bakışın ‘kısa vadeden, orta vadeye kaymasının’ da teminatı oldu.”

Diğeri: “Ekonomide yeni döneme ilişkin yaptığı açıklamalar umut verici.”

Bir başkası: “Serbest piyasanın korunacağına yönelik yapılan vurgu, ülkemizin gerek yatırımlarda, gerekse tedarikte güvenilir bir liman olduğunu gözler önüne seriyor.”

Başka da var: “Yakın dönemde finansal piyasalardaki istikrar ortamımız ile yaraları güçlü bir şekilde sararak yolumuza devam edeceğimize inanıyoruz. Bu bağlamda, atılacak yeni adımlarla birlikte Türk Lirası’na olan güvenin de hızla artacağını düşünüyoruz.”

Son olarak: “İlân edilen istikrar, büyüme ve istihdam odaklı seferberlik çağrısıyla birlikte, ekonomimizde gözlenen V tipi toparlanmanın hızlanacağına inanıyoruz.”

Elbette söz de, karar da sizindir; ama lütfen doğruları, can sıkıcı da olsa sadece gerçekleri dillendirin. Ki, siyasetçiler yaptıkları yanlışları görsün de millet menfaatine olan ‘doğru yol’da adımlar atılsın. ‘Gönül alıcı, cezbedici söz’le bir yere varmak mümkün mü?

Okunma Sayısı: 2976
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı