"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zalim her yerde aynı

Faruk ÇAKIR
14 Şubat 2020, Cuma
Yeri geldiğinde hak, hukuk ve adaletten bahseden pek çok dünya ülkesi ve yöneticileri; Birleşmiş Milletler’in dahi “etnik temizlik” ya da “soykırım” olarak adlandırdığı Arakanlılara yapılan zulmü görmüyor. Şunu da kabul etmek gerekir ki, bir yandan bu görmeme tavrı yaşanırken öte yandan da burada yaşanan zulümleri yine ‘onlar’dan, ‘yabancılar’dan öğrenebiliyoruz.

Haberlere yansıyan bilgilere göre Myanmar ordusunun 2017’de başlattığı soykırım dolayısıyla bir milyondan fazla Arakanlı Müslüman, komşu ülke Bangladeş’e sığınmış. “Bizde 5 milyon mülteci var” diyerek sorumluluktan kurtulabilir miyiz? Bangladeş, dünyanın en fakir ülkeleri arasında. 200 milyona yakın nüfusu var ve kişi başına gelir 2 bin dolar civarında. Ayrıca nüfusun yüzde 90’ına yakını Müslüman, kalanlar Hindu ve Budist. Dolayısıyla bu fakir ülke için 1 milyon mülteciyi himaye etmek kolay olmasa gerek. Nitekim, bazı uzmanlar ülkede mülteciler aleyhinde görüşlerin ağırlık kazanmakta olduğunu ileri sürmüş.

Myanmar’ın zulmünden kaçarak Bagladeş’e sığınan Arakanlı Müslümanların durumu New York’ta düzenlenen bir konferansta ele alınmış. New York Üniversitesi’nde (NYU) düzenlenen programa mültecilerin dertleri üzerine çalışmalar yapan insan hakları örgütleri katılmış. 

Konferansta konuşan Mülteci Dayanışma Ağı (RSN) Direktörü Zaid Hydari şöyle demiş: “Türkiye’deki Suriyelileri yakından izleme fırsatı buldum. Türkiye’de mültecilere sosyal hizmetlerden faydalanabilecekleri statü veren bir çerçeve mevcut. Sanırım bu, Bangladeş dahil birçok ülke ile Türkiye arasında büyük farkı ortaya koyuyor. Bangladeş’teki Arakanlı mülteciler yasal bir statü sahibi olmadığı için bütün bir neslin ömrü kamplarda geçebilir.” 

Yardım kuruluşu Narippokho’nun temsilcisi Shireen Huq ise mülteciler için uzun soluklu politikalar üretilmesi gerektiğini ve Bangladeş hükümetinin bu konuda yardıma ihtiyacı olduğunu kaydetmiş. Arakanlı mültecilerin Bangladeş’in sosyal hayat istatistiklerini olumsuz etkilediğini ileri süren eden Huq, “Kamp şartları zor olsa da Bangladeş hükümeti, mültecileri bırakırsa tüm ülkeye yayılırlar ve yardımların kendilerine ulaşması ve onları yerli halkın düşmanlığından korumak daha da zorlaşır” diye konuşmuş.       

Myanmar hükümetinin Arakan bölgesindeki köyleri tamamen haritadan sildiğine işaret eden insan hakları kuruluşu ‘Restless Beings’ direktörlerinden Mabrur Ahmed ise can alıcı şu tesbiti yapmış: “Myanmar’ın yaptığı, İsrail’in Filistin’de, Çin’in Uygur bölgesinde ve Hindistan’ın Keşmir’de yapmaya çalıştığı şey ile aynı.” (AA, 13 Şubat 2020)

Evet, meseleye bu pencereden bakılabilse belki de dünyadaki bütün zalimlerin zulmüne son verme imkânı olur. Çünkü Mabrur Ahmed’in de işaret ettiği üzere Filistin’de zulmeden İsrail neyse; Doğu Türkistan’da Müslümanlara zulmeden Çin de aynı dünya görüşünden beslenir. Zalimlerin ismi değişse de zikri ve fikri benzerdir. Onlar için sadece kendilerinin hakkı var, başkalarına hak olmasa da olur.

Bu düşüncede olan zalimlere karşı dünyadaki bütün iyi insanların, iyi idarecilerin, iyi STK’ların velhasıl bütün iyilerin bir araya gelmesi ve birlikte “Zulme son ver” demesi icap eder. Umalım ve duâ edelim ki gidiş o yönde olsun inşallah.

Okunma Sayısı: 3597
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı