İnsanlık tarihiyle beraber bütün dinlerin yasakladığı faiz; İslâm dinin de “helâk edici”, “alanın, verenin, yazanın ve şahitlik edenin” lânetlendiği, “Allah (cc) ve Resulünün (asm) onlarla savaştığı’ ve “şeytan çarpması gibi kabirden kalktıkları kimseler” olarak tarif ve günahların en büyüklerinden kabul edilmektedir.

Bediüzzaman, “Evet, âyet-i Kur’âniye âlem kapısında durup ribaya yasaktır der. ‘Kavga kapısını kapamak için banka kapısını kapayınız’ diyerek insanlara ferman eder. Şakirdlerine ‘Girmeyiniz’ emreder” der. (Sözler)

Teröre zemin hazırlayan, ülkenin ekonomisini bir kaç zengine peşkeş çekilmesine vesile olan faiz; ülke için içki ile beraber tehlikenin büyüğüdür. 

Faiz; kişilere mutluluk vermediği gibi ülkelere huzur vermez.

“Harîs, hodgâm, zalim olan ikinci kelimedir ki, beşerin terakkiyatını öyle sarsıyor ki, herc ü merc ateşine atmak üzeredir. Şu dâhiye-i dehyanın tek bir devası var. O da hurmet-i ribadır ve faizin bütün vesailini hayat-ı içtimaiyeden ref’ etmektir. Hodgâm ellerde servetin inhisarına vesile olan riba kapları, bankaları seddir. Evet bu kaplar ile servet ve temellük, kalil adamlarda toplanır. Bu iki düstur ile tevzi’ edilmezse, gasbedilecektir.” (Sünûhat)

Resmî açıklamalara göre 2022 yılı bütçesinden 240,4 milyar faize verilecektir. Özellikle kur garantili mevduat desteği faiz kurumlarının teşvik edilip destek verilmesi faize ödenecek meblâğın artmasına sebep olacak.

Hz. Cabir’in rivayeti: “Resûlullah (asm) ribâyı / fâizi yiyene, yedirene, (sözleşmesini) yazana, şahidine lânet etti ve ‘Onlar müsâvîdirler /eşittirler’ dedi.” (Müslim, Musakaat, 106)

Faizle mücadele edilmesi gereken dini bilgisi olanların bir kısmının kur farkını “hibbe” (hibe denilse de faiz olduğu gerçeğini değiştirmez) denilerek bankalara destek verilmesi ise felâkete dâvetiye çıkarmaktır.

Bu tür âlimlerin “dine ve ülkeye” yaptıkları tahribat ise çok hem de çok büyüktür.