"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Antiviral güç: Meyankökü

Feyzullah ERGÜN
24 Şubat 2021, Çarşamba
Yeryüzü misafirhanesini nihayetsiz rahmet ve keremiyle, insanlara hazırlayan sonsuz ilim ve kudret sahibi Mâlik-ül Mülk (cc), sağlık ve hastalık hallerindeki ihtiyaçları için, şifaya vesile olacak nebatâtı kemâl-i intizamla istif etmiştir.

Her dert ve hastalığa çeşitli devâlar hazırlayarak, şifâ eczahanesini muhtaç insanlar için donatan Şâfi-i Hakîm (cc) meyankökü nimetini, geniş etkili bir ilâç olarak hediye etmiştir. Şükrân-ı nimete vesile olması ve şifâ hazinesinin özelliklerinin araştırılarak, kullanımının yaygınlaştırılmasına gayret edeceğiz.

İnsanların keşif ve İlhâm-ı Rabbanî ile bularak kullandıkları en eski fitoterapi nimetlerinden olan meyankökünün, birçok hastalığın tedavisindeki faydaları bilimsel araştırmalar sonucunda kesinlik kazandığından, ilâç endüstrisinde de geniş çapta kullanılmaktadır. Organizmanın direncini ve bağışıklık sistemini güçlendiren ANTİOKSİDAN maddeler yönünden zengin bir ürün olduğundan, organizmaya sağladığı desteklerle birçok dalda, başarılı sonuçlarla değer kazanmıştır. “Meyankökünün ana maddesi ‘ENOKSOLON’ diye de bilinen ve son derece tatlı olan bu maddenin tadı şekerin 50-150 katıdır. Meyankökü bitkisinin etkileri özellikle, sindirim kanalına yöneliktir (mide koruyucu, ülser önleyici etki); ayrıca, KARACİĞERİ koruyucu, yangı önleyici, alerji önleyici etkileri de vardır. Mide mükozasının iyileşmesini hızlandırır. Pepsin’in etkisini azaltır, epitel hücrelerinin ömrünü uzatır. Bu etkilerinin mide koruyucu-yara iyileştirici etkide katkısı vardır. Çeşitli maddelere karşı karaciğeri koruyucu etkisi vardır; buradaki etkinin, karaciğer hücre zarlarının dayanıklılığını arttırması ile ilgili olduğu sanılmaktadır. Balgam söktürücü, öksürük kesici olarak Kodein ile kıyaslanabilir ölçüdedir. Solunum yollarında yangıyı da azaltır. antimikrobiyel ve ANTİVİRAL etkilerinin yanında, mikroorganizmaların gelişmesini/üremesini engeller. Sindirim kanalında spazm çözücü, koruyucu ve yangı önleyici etkileri vardır.” 1

Zamanımızda yaşanan çeşitli kronik ve enfeksiyon hastalıklarının korunma ve tedavisinde, güçlü destek sağlayan meyankökü nimetinin faydaları, her geçen gün daha fazla anlaşıldığından, tedavideki önemi de artmaktadır. “Meyankökü bir kurtarıcıdır. Günümüz dünyasının en önemli otu, sizi kronik hastalıklar çölü boyunca sırtında taşıyacak bir devedir. Meyankökü neden bu kadar kritiktir? Çünkü VİRÜS PATLAMASINA karşı kullanılacak en üst düzey silâhlardan birini oluşturur. Virüslerin türlerini ve mutasyonları öyle yapar ki, potansiyel antivirallerin, bunun için yanımızda olması gerekir. Bu elzem ANTİVİRALLER meyankökünde vardır. Bitkinin nebatî kimyasalları ve antiviral özellikleri, bir virüsün üremesini engeller, onu bedenden dışarı iter, sisteminizi gelip yerleşmek isteyecek potansiyel virüslere karşı dirençli kılar. 21. yüzyılın otoimmün karmaşası içinde meyankökü elimizdeki en güçlü silâhlardan biridir. Meyankökü ayrıca düşük tansiyonu olan insanlarda olağanüstü sonuç verir, ısısını düşürerek karaciğerin yatışmasına yardım eder.

Meyankökü, doğru kullanıldığı zaman hayatlarının büyük bölümünde hastalıklarla mücadele eden insanlara, sağlıklarını geri kazandırabilir. Eğer hastalandıysanız, iyileşmenin İlâhî bir mu’cize olduğunu da biliyorsunuzdur. Öyle sıkıntıları yaşamayanlar bir insanın iyileşmesini “NORMALE DÖNME” olarak görebilir, ama bunun nasıl mu’cizevî bir “NORMALLİK” olduğunu ancak siz bilirsiniz ve gerçekten de kişinin sağlığını kazanmasına katkıda bulunan herşey başlı başına mu’cizedir. Meyankökü, bize böyle küçük mu’cizelerin daima etrafımızda olduğunu, ama onları ancak GÖZLERİMİZDEKİ PERDELERİ açtığımızda görebileceğimizi öğretir.” 2

Meyankökü nimetinin faydaları, tıbbın da üstâdları olan Müslüman hekimlerinin dikkatli araştırmalarıyla, asırlar öncesinden detaylarıyla anlatılmıştır. Hekîmlerin şeyhi İbn-i Sina “ Meyankökü, bronşları yumuşatır ve onlara yararlı olur. Akciğerlere ve boğaz hastalıklarına faydalı olduğu gibi, sesi de güzelleştirir. Susuzluğu giderdiği gibi, aynı zamanda mide iltihabına şifadır. İdrar yolları yanmasına yararlı olur. Böbrek ve mesane yaralarına ve cerahatlere iyi gelir. Onun kökü tırnaklara yararlıdır, onları güçlendirir.” 3 demektedir. Endülüs’lü İbn-i Baytar ise “Meyankökünden elde edilen sıvı akciğer ve göğüs hastalıklarına, mide iltihabına, karaciğer, böbrek ve mesane hastalıklarına fayda sağlar. Bir miktar ağızda çiğnenerek, salgılanan sıvı yutulursa, en faydalı bir deva etkisine vesile olur.” 4 Davûd el ANTAKÎ’nin meyankökü nimeti hakkında söyledikleri de ilgi çekicidir. “Bütün göğüs hastalıkları, öksürük ve ses kısıklığına fayda sağladığı gibi, balgamı da temizler. İncir veya kişniş ile kaynatılarak içilirse daha etkili olur. Bronşit, astım ve nefes darlığına faydalıdır. Şiddetli baş ağrıları ve MİGREN’de etkili bir devadır. KARACİĞER ve dalak hastalıklarına destek sağladığı gibi, hemoroid (basur) sıkıntılarını rahatlatır. Organizmayı bütün ZARARLI ATIKLARDAN arındırır. Önemli bir özelliği ise; günde 1 dirhem (3.5 gram) meyankökü, yarısı kadar toz haline getirilen REZENE ile karıştırılır. Mayıs ayının ortasından, Haziran ayı ortasına kadar düzenli yenirse, bir sene boyunca vücudun hiçbir hastalıktan şikâyeti olmaz.” (5)

Meyankökü, yüksek tansiyonu olanlar, hamile ve vücudunda ödem bulunanlar tarafından kullanılmamalıdır, vücutta tuzun tutulmasına sebep olabilir. Toz halinde veya çay olarak kullanılabileceği gibi, meyan balı olarak da hazırlanan şekliyle, günde 1 gram tüketilebilir. Meyankökü ürünleri sürekli kullanılmamalıdır. Her ilâçta olduğu gibi, DOZUNDA YARAR, ÇOĞUNDA ZARAR bulunmaktadır.                                                                                             

SAĞLICAKLA KALIN.

Dipnotlar:

1) Prof. Dr. Sezai KAYA, Tıbbî Botanik ve Tıbbî Bitkiler, s. 211 Medisan Yayınevi 2013.

2) Anthony WILLIAM, Hayat Değiştiren Yiyecekler, s. 247 Nemasis Kitap 2019.

3) İbn-i SİNA, El-Kânûn Fi’t-Tıbb, c.2 s. 988 Akm. Yayınları 2017.

4) İbn-i BAYTAR, El-Câmi’ Lİ-Müfredât el Edviyeti vel Ağdiye, c.1 s. 37 Dâr el Kütüb el İlmiyye 2001.

5) Davûd el ANTAKÎ, Tezkire’t Ûlûl Elbâb, c. 1 s. 468 Dar el Kûtûb el İlmiyye 1998.

Okunma Sayısı: 2766
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı