Halkın büyük çoğunluğu protein ihtiyacını tavuk eti tüketimiyle karşılamaktadır.
Toplu tüketim alanlarında, ucuzluğundan dolayı tercih edilen bu etin, sağlıklı beslenmede organizmaya gereken protein kaynağını sağlayamadığı, gelişim ve yetiştirilme tekniklerine yapılan müdahaleler, araştırmalar sonucu ortaya konmuştur. Genetiği değiştirilmiş, çeşitli hormon ve antibiyotikler verilerek, küçücük civcivlerin 45. günde 1.5 kg. ağırlığına ulaştırılması sonucunda, birçok hastalığın kaynağı haline getirilmektedir.
Sorgulama ve araştırmaya gerek görülmeden veya daha uygun bir alternatif sağlayamayan geniş bir tüketici kitlesi çaresizlik ve aldırmazlık çemberine sıkıştırılmıştır. “Türkiye’de bir milyar tavuk kesiliyor. Türkiye’de dünya ortalamasının 1.5 katı tavuk tüketiliyor. Yurtdışından gelen yemlerin içinde hayvan kemiği tozu kullanıldığı biliniyor! Yem içinde yer alan soya, mısır ve balık unu büyük oranda ithalat yoluyla temin edilen hammedeler. Soya %100 GDO’lu(1) Birileri kendi hırslarını ve insan sağlığının tahribatına alet eden küresel organizasyonları, şeytanî planlamalarıyla köy tavukçuluğunun yok edilerek, kendi kontrollerindeki teknikleriyle çiftlik tavukçuluğunun yaygınlaştırılması temeline dayanan bir faaliyete dönüştürüldü. GDO ürünü ve kimyasal karışımlarla sağlıktan çok, hastalık kaynağı tavuğa benzeyen bir canlı üretmeyi planlayarak başardılar.
Tüketicilerin eski köy tavukları zannederek, 15 dakikada pişirerek ailece yedikleri, lezzetsiz tavuk benzeri, endüstri ürünü bu canlıdan sağlıklı beslendiklerini kalp huzuruyla kabul ederek, sindirmektedirler. Aslında normal şartlarda üretilen tavukların, organizmaya verecekleri sağlıklı destekler, beslenme teknolojisinde anlatılırken "Beden ve zihin gelişimi, sağlıklı ve dengeli beslenme için tüketilmesi gereken hayvansal proteinlerin başında tavuk gelir. Örneğin tavuk B2, B6, B12 gibi sinir sistemini besleyen ve destekleyen vitaminler yönünden de zengindir. ABD'de vizyona giren "Fed Up" adlı fim ve "Food" adlı belgesel var. Biz de tartışmalıyız, bize ne yediriyorlar, bilmeliyiz. Asırlardır nezle-grip olunduğumuzda şifa niyetine tavuk suyu hazırlanırdı. Özellikle bizde olduğu gibi, Musevîler tavuk suyuna “Yahudi penisilini” derdi. Şimdi marketlerden alıp yapın da görün, hiç kokusu tadı var mı?
Tavuk üretim sektöründe, tavuklar iki branşa ayrıldı. Et tavuğu, yumurta tavuğu. Et ve yumurta üretimini arttırmak için verilen hormon ve antibiyotikli yemlerle yemlenip, yarısı ete dönüştürmüş ve yıllık yumurta verimi 200 yumurta iken, 300 yumurta olmuştur. Yetiştirilme yöntemleri sebebiyle hayvanların psikolojisi bozulduğunda, birbirlerini yaralıyorlar.” (2) Bu olumsuz duygular, insanlara da yansıyabilir.
Temiz ve helâl gıdalarla sağlıklı ve dengeli beslenebilme imkânları da azaltılarak, imkânsız hale getirilmiştir. İlâhî uyarılar çerçevesinde değerlendirildiğinde perişan halimiz, daha da netlik kazanacaktır. “Ancak hakimiyeti eline alır almaz yeryüzünde fesat çıkarmaya, (insanın ürünü)(nü) ve nesli(ni) yok etmeye çalışır. Allah (cc) fesadı sevmez… (Bakara:205) Ayetin asrımızın gerçeklerine bakan kısa tefsirinde “İşlenmesi sonucu, ifsat edilmiş ürünlerin mecazî anlamda insan davranışlarına ve özelde de toplumsal tavırlara uygulanabilir. Ürünün ve neslin yok edilmesi, aile hayatının sarsıntıya uğraması ile ve sonuçta bütün bir toplumsal yapının çökmesi ile eş anlamlı olur. Yukarıda tanımlanan zihniyet, genel bir kabul görüp sosyal davranışları yönlendirir hâle gelir gelmez kaçınılmaz bir şekilde yaygın bir ahlâkî çürüme ve sonuç olarak sosyal bir çözülme ile noktalanır.” (3)
Sağlıcakla kalınız.
Dipnotlar:
1) Yalçın, Age.s.133
2) Age. s.129-147
3) Muhammed Esed, Kur’an Mesajı, s.110 İşaret Yayınları 2021