Aşağıdaki yazıyı “Süleyman Demirel, İslâm Demokrasi Laiklik (Kâzım Güleçyüz)” kitabından aldım. Yazıdan alınacak çok önemli dersler var...
Faydalı bulduğum için aynen kitaptan aktarıyorum:
“Her gecenin bir sabahı var. Haklı hiçbir zaman pişman olmamalıdır. Hakta sebat ettiği için pişman olmamalıdır. Hakta sebat netice itibarıyla bütün kapıları açıyor. Biraz zor ve uzun oluyor, ama zaman zaman kişi imtihandadır. Pes etmemek lâzım. Eğer inandığımız doğru, yaptığımız doğru, söylediğimiz doğru ise pes etmemek lâzım. Acaba bunda tereddüde düşebilir miyiz? İnandığımız doğru mu diye tereddüde düşebilir miyiz? Burada bizi tereddüde düşürmeyecek ahkâm var. Eğer yaptığımız o ahkâma uygunsa, niye tereddüt edelim? Tereddüt en kötüsüdür. Bakara Sûresi’nin 8, 9, 10, 11. âyetlerinde “Münafıklara dikkat edin” dediği hâdise odur. Aman tereddüde düşmeyin. Münafıklara dikkat edin. Çünkü münafıkların görevi tereddüt meydana getirmektir. Ve hakta sebat çileli bir iştir. Yalnız onurlu bir iştir, haysiyetli bir iştir. Zaman geçiyor, seneler geçiyor. Kişi kendi vicdanının muhasebesini hep yapıyor. Bu dünya hayatı çok kısa bir hayattır. Kişi bu dünya hayatının sonunda vicdan muhasebesini yaptığı vakit pişman oluyor ise, onu tamir edecek birşey yoktur. Başta, kendisini sonra rahatsız edecek, vicdanını rahatsız edecek birtakım yan yollara, yanlışlıklara girmemelidir. Bir hayatı vakar ile, ter temiz yaşamak; iman ile, inanç ile, hakka hukuka riayet ederek yaşamak; kişiyi, bu hayatı boşa yaşamamış duruma getiriyor. Zaten emirlerin ve nehiylerin hepsi, kişiyi bu istikamette tutmak için nazil olmuştur. “Şunları yaparsanız yanlıştır, şunları yaparsanız doğrudur.” Evet, zeminler kaybolabilir, ama hak kaybolmuyor. Denize düşüyorsunuz, ama başınız suyun üstünde olduğu sürece nasıl olsa tutacak bir dalı Cenab-ı Allah halk ediyor.”
MEKTUP
Aziz Medrese-i YUSUFİYE Ekibi.
Yedi aydır bu çilehanede bulunuyorum.
Bu şiddetli imtihanda sarsılmayan ve dersinden vazgeçmeyen ve Üstadımıza talebeliği bırakmayan zatlardan olabilirsem, kendimi bahtiyar bileceğim. Yeni Asya olarak yapmış olduğunuz bu hizmet inşallah cezaevlerini tenvir ve ıslah edecektir. Cenab-ı Allah sayinizi meşkûr eylesin, âmîn.
Koğuşumuzda Külliyat var hamd olsun. Mümkünse sizden Yeni Asya’nın tek bir ciltte topladığı “İlk Dönem Eserleri” ve “Hizb’ul Kur’ân” evradını talep ediyorum.
(Son gelen mektuplardan)