Cezaevlerinin çok dolu olması ve virüs salgını dolayısıyla bir çeşit af kanunu çıktı.
Muhalif kimseler dışında doksan bine yakın mahkûmun tahliye olacağı söyleniyor. Şu anda tahliyeler başladı.
2004 yılından itibaren bir kısım mahkûm ve yakınları ile tanışıyoruz. Tanıştığımız mahkûmlarla, mahkûm yakınları ile, tahliye olan kimselerle çeşitli şekillerle haberleşiyoruz. Mahkûmlarla en fazla mektuplar kanalı ile haberleşiyoruz. Mektuplardaki konular çok farklı.
2004-2016 yılları arasındaki konularla, 2016-2020 tarihleri arasında gelen mektupların konuları çok farklılık gösteriyor. Birinci bölümdeki mektuplara baktığımızda mahkûm, kesinlikle suçunu itiraf etmez ve asla hangi suçtan cezaevine girdiğini söylemez. Bir defasında “Neden cezaevine girdiniz?” şeklinde anket türü bir çalışma yapmak istedim. Çok büyük tepki aldım ve bu çalışmadan vazgeçtim.
İkinci bölüm mektuplarda ise mahkûmlar kendilerine yapılan suçlamaları kabul etmediklerini, devletin açtırdığı okulda öğretmenlik yapmanın, bankaya para yatırmanın, sohbete katılmanın, çocuğunu kursa göndermenin, kursa gitmenin vb. gibi onlarca durum çeşidinin suç olamayacağı itirazları ile bu suçları kabul etmediklerini belirten mektuplar yazıyorlardı. Tarafsız düşünen vicdanlarda bu ifade yer ediyordu.
Devletin virüs bahanesi ile bir af ilân edeceğini duyunca bu insanların da affa dahil edileceği ümidine kapıldık. Gelişmeleri o gözle takip ettik. Ancak bu kanun Meclisten çıkınca gördük ki öyle olmadı. Birçok suçlu af kapsamına alınırken, anneleri ile birlikte cezaevlerinde bulunan bebekler, fikirlerinden dolayı gazeteciler af kapsamına dahil edilmemişlerdi. İnşaallah Anayasa Mahkemesi âdil olmayan bu affı toplumun içine sinecek hale getirir. Ne diyelim, hayırlısı olsun.
*
Mektubumuza geçiyoruz.
Muhterem Medrese-i Yusufiye Ekibi ve Hasan Muharrem Bey;
Sizden talep ettiğimiz Nur Külliyatı’nı almış olmanın mutluluğu içindeyiz. Rabbim sizden, Yeni Asya Neşriyat’tan ve emeği geçen, vesile olan herkesten razı olsun. Müteşekkiriz. İnşallah Mevlâm okunan her bir hurufat mukabilinde sevabına sizleri de hissedar eylesin. Üstadımızın ve Efendimizin (asm) şefaatlerine okuyan, yazan, neşreden, ulaştıran, dinleyen vesile olan herkesi nail eylesin, amin.
Aslında ne kadar söylesem yaptığınızın değer ve kıymetini ifade edemem. O yüzden daha fazla uzatmayacağım.
İlginize ve alâkanıza teşekkür ederek buradaki arkadaşlar da sizlere duâcı ve selâmları var.
Gelen setten sonra ikinci kez iki dergi ve kitaptan oluşan koliyi de almış bulunuyoruz. Daha fazlasına şimdilik ihtiyaç yok. Başka yerlerden gelen taleplere cevap vermek adına kullanırsanız daha münasip olur. Akıl vermek gibi anlaşılmasın (ihtiyaç nisbetinde ifade ettim). Rabbim hizmetlerinizin devamını ve bereketini nasip etsin, sırat-ı müstakimden ayırmasın.
Allah yar ve yardımcınız olsun, binler selâmlar.
(Son gelen mektuplardan)