"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şahs-ı manevinin neresindeyiz?

HALİL KIZILIRMAK
21 Mayıs 2022, Cumartesi
Şahs-ı manevi bir şahıs olmayıp aynı dairede, aynı inançta, samimi bir ittifakla, safi bir ihlasla, ittihad ettikleri şahısların teşkil ettiği topluluğun taşıdığı manevi bir kuvvet ve meziyettir.

Şahısların ayrı bedenlerde aynı ruh gibi, kaynaşması bir vücudun azaları, bir binanın taşları, bir makinenin çarkları gibidir. Onlar birbirlerinin sevincine sevinir, üzüntülerine üzülür, başarı ve meziyetlerini kendilerinde görürler.

Şahs-ı manevi İslamiyetin ruhuna uygun ve Risale-i Nur eserleriyle daha bir dünyamıza girmiş ve bu asrın olmazsa olmazları arasında değerlendirilen özel bir kavramdır. Şahs-ı manevi dahilinde yapılan ibadet ve ameller kişiyi ahirette de kurtaracak niteliktedir. Kul hakkı varsa o kişinin şahs-ı maneviye dahilindeki sevabına karışamayacaklardır. Nasıl ki bir grup mühendis başarılarından dolayı bir plaket alırlar, içlerinden birisinin borcundan dolayı hiçbir mahkeme o plaketi alamaz, şahs-ı maneviye cihetinden amelleri garantiye alınır.

Bediüzzaman Hazretleri cüzde bulunmayan küll’de fertde bulunmayan cemaatte bulunur demekle meselenin önem boyutuna dikkat çekmiştir. Zaman cemaat zamanıdır ehemmiyet ve kıymet şahs-ı maneviyeye göre olur, maddi, ferdi ve fani şahsın mahiyeti nazara alınmamalı.

Fitne, fesat ve şer odaklarının da bir şahs-ı manevisi vardır, kişi olarak dört taraftan hücum eden şer odaklarına karşı kendini muhafaza edemez (velev ki her ne kadar güçlü olursa olsun). Bu zamanda şahsi reyimiz, fikrimize taassupla bağlanmayı terk edip, şahs-ı manevinin umdelerine ve istişareden çıkan kararlarına uymamız elzem ve son derece önemlidir.

“Zaman cemaat zamanı olduğu için kıymet ve ehemmiyet şahs-ı maneviyeye göre olmaktadır” der. Adeta Nurculara has olmuş, bir de şirket-i maneviye vardır. Manevi ortaklık denilen bu iş öyle kârlıdır ki maneviyat sırrı ile kazançlar herkese misliyle verilir. Üstelik kişi ölürse günah cihetiyle ölür fakat sevabı şirket-i maneviyede bulunan diğer hissedarların kazandıkları sevap cihetiyle devam eder.

Velhasıl bunların meziyetlerini saymakla bitiremeyiz. Üstada ve Risale-i Nur’a sadakat gösteren ihlas ve tesanüdle daireye dahil olan her bir Nur talebesi o şirketi manevinin tabi bir hissedarıdır.

Ancak nasıl ki ihlası kendi şahsımıza herkesten ziyade bütün kuvvetimizle kazanmaya mecbur ve mükellefiz ve ihlasın sırrını kendimize yerleştirmek için gayet derecede muhtacız öyle de, şahs-ı manevi dairesinde kalmanın en önemli şartı ihlası kazanıp muhafaza etmek ve ihlasla hizmete devam etmektir. Fakat bu müthiş zamanda dört cihetten hücum eden düşmanlar mukabilinde, şiddetli baskılar, nefsani duygular ve küçük menfaatler sonucunda ihlası kırmakla meşveretin kararları sorgular hale gelinir ve yine bu kararlar neticesinde çıkan gazetemizi tenkid eder ve şahsi garazından dolayı neşriyatlarımızı almaktan vazgeçerler. Şahs-ı manevinin dairesinde bulunan kardeşlerini kırar, hukukuna tecavüz ederler, şahs-ı manevinin dairesinden çıkarlar(Bu daireden bu duygularla çıkan çok kişi olmuştur).

Elbette şirket-i maneviyede hissedar olabilmemiz için istişareden çıkan kararlar neticesinde başta gazetemiz ve neşriyatlarımızı alıp sahip çıkmalı gücümüz nispetinde maddi, manevi destek vermemiz son derece önemlidir.

Evet şimdi kendimizi çapraz düşüncelerle sorgulayalım. Bizler şahs-ı manevinin, şirket-i manevinin neresindeyiz?

Rabbim bizleri ihlası kazanıp muhafaza edebilen, tesanüd ve uhuvvet dairesinde kullanabilen kullarından eylesin. Şahs-ı maneviden ve şirket-i maneviyeden ayırmasın inşallah.

Kaynak: 

Emirdağ Lahikası-19 / 729

Kastamonu Lahikası-328

Lemalar- 21.Lema

Okunma Sayısı: 1905
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ozan

    21.5.2022 18:37:40

    Allah razı olsun.

  • Necati

    21.5.2022 13:29:39

    Allah razı olsun. Şahs-ı manevi dairesi içinde olabilmek, şahs-ı maneviyeye zarar vermemek o kadar büyük bir fazilettir ki paha biçilemez. Rahmetli Tahiri ağabeyin söylediği gibi "öyle bir zaman gelecek ki bu hizmete zarar vermemek en büyük hizmet olacaktır"

  • Mehmet Türeli

    21.5.2022 03:34:45

    Allah razı olsun, mükemmel bir yazı başarılar diliyorum

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı