"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sonsuz azamet tecellisi

Harun SÖZLER
08 Ekim 2025, Çarşamba
Bir bakteri için bir damla kan, uçsuz bucaksız bir âlemdir. Orada hücreler koca dağlar gibi yükselir, plazmalar ırmaklar gibi akar.

Bu damla ona yalnızca bir barınak değil, bütün hayatını geçireceği dünyası olur. Hayatı, görevi, savaşları, var olma mücadelesi hep burada geçer. Yeni yerleri gezmek istese, kendini karmaşık ve devasa bir âlemin içinde bulur. Ömrü, o küçücük damlanın tamamını keşfetmeye bile yetmeyecektir. Ayrıca orada, kendisi gibi nice bakteriler 'tabiri caizse' akrabaları ve komşuları vardır. Küçücük bir damlanın içinde büyük, karmaşık ve kalabalık bir hayat…

Oysa bizim gözümüzde o bakterinin devasa âlemi, parmağın ucunda kuruyup kaybolan küçücük bir kan damlasından ibarettir. Bir imkân olsa, o bakteriye hayatının tüm sahnelerini kapsayan âleminin aslında sadece bir damla kadar olduğunu söylesek, şaşkınlıktan ne yapacağını bilemezdi. Belki inanmaz, belki de aklı almaz hayran kalırdı. Ona kendi yaşadığımız âlemi anlatsak, dünyamızın erişilmez büyüklüğü karşısında idraki durur, azametimize hayret ederdi. İşte bu, nispetin getirdiği azamettir: küçük için büyüktür, çünkü bildikleriyle sınırlı bir hayalden öteye geçemez; büyük için ise daha da büyüktür, zira gözlemler ve aklın sınırlarını zorlar. Tıpkı bizim de kendi âlemimizde büyük, fakat yalnızca hayal edebildiğimiz başka âlemlerin nazarında küçücük olabileceğimiz gibi…

Şu muazzam büyüklükteki dünyamız, yanında ufacık kaldığı diğer gezegenlerle birlikte güneş sistemimizin küçük bir parçasıdır. O güneş sistemi ise milyarlarca yıldızdan sadece biri olarak galaksinin içinde döner. Galaksiler birleşir, kümeler oluşur ve aklımızın alamadığı devasa bir evren karşımıza çıkar. Hem de her geçen an daha da genişleyerek büyüyen bir evren… Bir insan 80 yıl boyunca ışık hızında yolculuk etse evrenin yüzde birini bile göremiyor. Bizim bakış açımızla böylesine akıl almaz bir büyüklüğe sahip olan âlemimiz, belki de başka bir bakış açısına göre sadece bir damla kadardır. Zira Azrail (as), koskoca dünyamızı belki bir sarayın odaları gibi belki de çok daha kolayca dolaşır.

İşte azamet, küçükle büyüğün karşılaştırıldığı yerde ortaya çıkar. Bir şeyin azameti, başka bir şeye nispetle kavranır. Bakteri için damla kâinat iken, insan için damla bir hiçtir. Bizim için kâinat akıl almaz bir büyüklük iken, meleklere göre küçücük bir sahadır.

Ve nihayet bütün bu nispet zinciri, bizi mutlak azametin sahibi olan Allah’a götürür. Çünkü her büyüğün üstünde daha büyüğü, her genişin üstünde daha genişi bulunur. Fakat bir yerde bu zincir biter; işte orada Cenab-ı Hakk’ın sonsuz azameti tecelli eder. Onun azameti için ölçü yoktur, nisbet yoktur, sınır yoktur.

Okunma Sayısı: 159
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı