Risale-i Nur hakikatleri bizlere zamanı okumayı ve bununla beraber oluşan yeni şartlar içerisinde doğru hareket etmeyi öğretiyor.
Birçok kesimin sonradan ulaşmaya çalıştığı düşüncelere bu hakikatleri okuyanlar çok önceden sahipler. Bu sebeple yol gösterici olmak, toplumu tenvir etmek bir vazife. Yıllardır ülke idaresi başta olmak üzere her alanda şahıscılığın terk edilmesi gerektiğini savunuyoruz. Çünkü insan şahs-ı manevî olmak ve oluşturmak fıtratı üzerine yaratılmış.
Dinimiz başta Kur’ân âyetleri ile bize şahs-ı manevî olmayı emretmiş. Bugün gelinen noktada farklı kesimlerden farklı insanların da aynı şeyleri savunuyor olması sevindirici bir gelişme. Her ne kadar acı tecrübelerle bu seviyeye gelinmiş olsa da doğru olanın anlaşılması gayet sevindirici. Ekonomi alanındaki tesbit ve yorumları ile tanınan Prof. Dr. Özgür Demirtaş, bu mesele ile ilgili sosyal medya adresinden bir mesaj paylaştı. “Ülkenin durumu TEK kişinin çözebileceğinden çok daha kötü. TEK TEK kişiler ile değil; ortak akıl, bağımsız kurumlar, aklın yolu ve hükümetin her üyesinin liyakatli olmasıyla kurtulur ülke. Tek kişilik kurtarıcılar maalesef sadece çizgi filmlerde.”
Bu mesaj ve yoruma katılıyoruz.
Bediüzzaman Hazretleri, Sünûhat isimli eserinde İslâmî fikirlerin karışıklık ve dağınıklık içerisinde olduğu, fasit medeniyetin müdahalesi ile ahlâktaki tedenninin arttığı bir zamanda meşihat cenahının bir şahsın içtihadına terk edilmesini eleştirmiştir. İş basitlikten çıkmış, taklit ve ittibâ gevşemiş olduğu halde bir şahıs nasıl kifayet eder? diyerek sormuştur. Sadece meşihat kurumunun değil bütün İslâm âleminin şahıs üzerine kurulan yapılardan kurtulmasına çalışmıştır.
Evet bugün bu soruyu birçok farklı dünya görüşünden insan sormaktadır. Çünkü artık şahsileşen sistemin zararları herkese dokunmaktadır.