"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dünden bugüne Nur Camiası’nın tavrı

Hüseyin GÜLTEKİN
13 Ocak 2020, Pazartesi
Bizim şimdi artık hiç de önemsemediğimiz kılık kıyafet, giyim kuşam gibi meseleler Risale-i Nur’u tanıdığım gençliğim döneminde kadınlı erkekli Nur Talebelerinin önemle dikkate aldıkları hassasiyetlerinden sayılıyordu.

Saç sakal tıraşlarıyla, sade, uyumlu bol giyim kuşamlarıyla, sempatik hal ve davranışlarıyla, nuranî ve mütebessim simalarıyla çevrelerine cezbedici mesajları Erkek Nur Talebeleri verirken; Nur talebeleri hanımlar da bol giysili tesettürleriyle beraber vakarlı ve ciddî hal ve tavırlarıyla çevrelerine ders veriyorlardı.

Gençliğimin Nur Talebeleri önce kendi aralarında, sonra bütün ehl-i din ile olan münasebetlerinde dinin emrettiği, Bediüzzaman’ın tarif ve tavsiye ettiği, ihlâsı, uhuvveti kardeşliği yaşayarak toplumda arzulanan huzur, sükûn, birlik ve beraberliğin sağlanmasına çalışıyorlardı.

Gençliğimin Nur Talebeleri dinî yaşantılarında ruhsattan öteye elden geldiği kadar azimetle amel etmenin gayretiyle fetvayı değil, takvayı esas alıp, haramlardan, büyük günahlardan şiddetle kaçınırken, küçük günahlara dahi girmemeye çalışyorlardı.

Namazlarını elden geldiğince zamanında cemaatle ve tadil-i erkânla kılar ve sonrasındaki tesbihatı ihmal etmezlerdi, gençliğimin Nurcuları. Diğer ibadet ve taatlerini de fazlasıyla mükemmel bir şekilde yerine getirmeye çalışıyorlardı o zamanki Nurcular.

Yüce Allah’ın; ”ihtilâfa düşmeyin, sonra cesaretiniz kırılır; kuvvetiniz elden gider..” fermanını ve Bediüzzaman’ın; “ tesanüt bozulursa, cemaatin tadı kaçar” diyerek Nur hizmetlerinde birlik ve beraberliğin önemine  dikkat çekerek ikazda bulunduğu tavsiyelerine kulak veriyorlardı, cemaatteki ihlâs, uhuvvet ve tesanüdün zedelenmemesi için azamî gayret, itina ve fedakârlıklarda bulunuyorlardı o zamanki Nur hadimleri. Bu sayede iftirak ve ihtilâflara meydan verilmiyordu.

Nur dairesinin haricindeki sair ehl-i dine de her konuda yol gösterip, nokta-i istinat olmakla mükellef olan Nur Talebeleri öncelikle kendi mabeynlerindeki kardeşliği ve tesanüdü sağlayan Nur Hadimleri, takvalarıyla, dini yaşantılarındaki mükemelliğini gören, şahit olan sair ehl-i din de Nur Talebelerinin bu örnek yaşantılarından kuvvet alarak, ehl-i dalâletin saldırılarına mukavemet ederek ayakta durabiliyorlardı eskiden.

Yine eskiden Üstad Bediüzzaman’ın; ”vatan, millet ve Kur’ân için Demokratlara yardım ediyorum” mesajını dikkate alan Nur Hadimlerinin kahir ekseriyeti hemen bütün seçimlerde Demokrat siyasî kadrolara reyleriyle destek olup, nokta-i istinat oluyorlardı. Hemen her konuda Nur Talebelerini örnek alan ulema ile beraber, geniş halk kitleleri de bu şekilde Demokratlara desteklerde bulunuyorlardı. İşte bu sayede hemen her seçimde Demokratlar başa gelip, gerek maddî, gerek manevî sahada önemli hizmetlere imza atıyorlardı.

Evet Nur Camiası’nın tercih, tavır ve duruşları böyle idi...   

Okunma Sayısı: 2051
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mürsel

    13.1.2020 17:48:21

    12 Eylül Darbesine hışımla karşı çıkan biri olarak bugün diyorum ki; taraf olan kardeşlerin de haklı tarafı ve mazereti vardı. 1-Hergün yakınlarından insanlar ölüp dururken, buna dur dendiyse insaniyet icabı insan memnun olur. 2-Olgunlaşmasını bekledik dediler.Ne zaman? Çok sonra.Bu açıklamaya kadar düşüncem susmak mı olacaktı? 3-İtiraf etmeleri oyunun ispatı.Peki oyun devam etseydi yapacağın bir şey var mıydı?Kanı durdurma veya darbeyi durdurma noktasında?- Yok.O zaman gecikme de olsa kan durdu iyi oldu.Ama ben bu oyunu unutmam ve darbeci karşıtlığımı oyumla ve sözümle ortaya korum.( anayasa oylamasında). Fakaat akrabaları ölen insanımızın ölmeye devam ettiği, iç savaş inancının hakim olduğu bir ortamda, nurcu kardeşim tamamen haksız olamaz.Az haklı olabilir çoğu yanlış olabilir.Amma ben de yasaklanan; tek haklı benim, en haklı benim ihlassızlığı ve haktekelciliği sebebiyle haksızım.Yani saf haklı tastamam haklı değilim.O zaman az-çok iki haklı var.En önemli saik ise Demirel faktörü.

  • Abdulkadir Turan

    13.1.2020 16:33:55

    Nur camiası;geçmişte olduğu gibi,şimdi de doğru bildiğinden asla şaşmayan dindar bir oluşumdur.Fakat istisnalar var elbette.Geçmişteki samimiyet,takva,basiret,şuur ve anlayış;şimdilerde yerini menfaate ve tarafgirliğe bırakmış görünüyor.Bazı insanlar;yönlerini ve yörüngelerini şaşırmış vaziyetteler.Kafalar bayağı karışmış.Eskideki disiplin ve dinî hizmetler gitmiş,yerine siyasî hizmet ve önemsiz faaliyetler gelmiş.Ama artık uyanma vakti.Nur talebelerinin uyanışı gerçekleşmeli.Eskisi gibi;tekrar ama hakiki mânâda,Nur camiası ve Nur hadimi olabilmek için;bütün Nur talebeleri biraraya gelmeli,birlik ve dayanışma içinde,kollektif şuurla birbirlerine kol kanat gerip;dünyevî meşgaleleri bir tarafa atıp,uhrevî hizmetlere tekrar başlamalı ve bu bayrağı kıyamete kadar dalgalandırmalı.En etkili tavır,bu şekilde gerçekleşir ve gösterilir düşüncesindeyim.

  • Osman YILDIRIM

    13.1.2020 16:29:54

    Nur camiasındaki bu tavır değişimi ve başkalaşma 12 Eylül darbe i münafıkanesiyle başladı. 12 Eylülcüler meşru hükümeti yani milli iradeyi alaşağı edince bazı Nurcular "Bunlar ülkeyi kurtarmaya geldiler, Çankayada ezan ve Kur'an okunacak" diyerek milli iradeyi terk edip darbevilerin safında yeraldılar. Bu yetmezmiş gibi darbeye karşı durup milli iradenin yanında yer alan Yeni Asyaya " TERÖRİS" yaftası yspıştırmaya çalıştılar. İşte ne olduysu bundan sonra oldu ve bunndan sonra kim güçlüyse onun yanında yer aldılar ve üstelik bu tavırlarını Risale i Nurla izaha kalkıştılar. Enson Tekadam rejimini bile Risale i Nur böyle demektedir diyerek canhıraşane savundular ve halende savunmaya devam etmekteler. Oysaki her nur talebesi bilirki Üstad Hz.ler. Riyaset i şahsiyenin katiyyen aleyhindeyim demektedir. Sonra Tek adama dayalı rejimin neresi Demokrasi olur? İşte Nur camiasının tavır değişikliği böyle başladı ve bugünki raddeye geldi.

  • Mürsel

    13.1.2020 13:21:56

    Her darbe dini cemaaleri de darbeledi ayar ve düzen verdi.Nur cemaatine vurulan darbe bir dizi artçı darbeyi de tetikledi.Her ayrışan bölünen art arda bölünmeler yaşadı.Kayıkçı döğüşü gibi oldu.Temel'le Niyazi kavga etti ceza çekti barıştı.İlk buluşmada: geçenki kavgada ben haklıydım deyip yeniden yeniden kavga ettiler.Bu arada kıştırcılar da hazırdı.Görevliler ve sadakat adına ona yardım edenler."Bazen hak, daha haktan da haktır" prensibi işletilebilmeliydi.Yani en hak ve çok haklı yerine, ortak payda hakta karar kılınmalydı. Ayrıca; bu olağanüstü hallerde, darbeli ortamlarda tosbağa gibi olmak, kirpi gibi büzüşmek çok işe yarayabilir.Şartlar kalkınca hız artmalı.

  • Müslüm

    13.1.2020 11:58:30

    çok acı ama sanırım gerçeklik payı yüksek bir yazı olmuş...

  • Abdullah Tunç

    13.1.2020 04:27:37

    Ya bu gün...Durum aynı mı, daha ileri mi, yoksa bir gerileme mi var? Halimi ze,tavrımıza,yaşantımıza bakalım ve ona göre karar verelim. Dün, Hüseyin hocamızın anlattığı gibiydi. Onu biz de gördük, yaşadık. İhlas, kul ile Allah arasınında çok derin ve ince bir sırdır, .onu bilmiyorum ama, uhuvvet muhab bet ve tesanüt zirvede idi.Cemaatın tadı vardı.Ahenk, şevk ve heyecan içinde hizmetler yapılıyordu.Hem fert lerde ve hem de cemaatta her an bir bayram havası vardı. Müthiş bir ener ji hükmediyordu. İrtibat müfritane idi. Toplumda Nur talebeleri parmakla gös teriliyordu. Her yönüyle hüsnü misal oluyorlardı.Onlara gıpta ile bakılıyor du.En güvenilir insanlardı. Bu vasıfla rıyla sözleri dinlenir, hizmette etkindi ler. Eski duruma gelmek, hizmette da ha ileri gitmek için derin bir muhasebe ve silkinme gerekiyor. Mümkün mu, evet mümkün. Yeter ki biz samimi ve candan isteyelim...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı