Hastalardan biri rastgele bir sayı söylemekte, diğer hastalar ise sayıyı duyar duymaz katıla katıla gülmektedir. Hastalardan biri “yedi” deyince odadakiler kahkaha atar. Sonra sıra bir diğerine geldiğinde o hasta “on” diye bağırır ve yine herkes gülmeye başlar.

Meraklı başhekim hastaların yanına gelerek sorar: “Siz böyle ne yapıyorsunuz?” Delilerden biri cevaplar: “Doktor Bey, her bir seferinde uzun uzadıya anlatmayalım diye anlattığımız fıkralara bir numara verdik. Fıkranın numarasını söylüyoruz, herkes hangi fıkra olduğunu anlayıp gülmeye başlıyor.”

Bu tuhaf fıkra anlatma oyununa katılmak isteyen başhekim, “bir fıkra da ben anlatayım o halde” der ve başlar sırasıyla numara söylemeye. Fakat başhekim hangi sayıyı söylerse söylesin delileri güldüremez.

Bu durumun sebebini soran başhekime deliler şu cevabı verir: “E kusura bakmayın da doktor bey, her fıkranın bir anlatış şekli var…”

Kıssayı okudunuz. Yüz numaralı fıkrayı dinlemeye hazır mısınız?

Sosyal medya ve whatsapp paylaşımlarından gördüğümüz kadarıyla, hemen her kesimden insan Cumhuriyetin 100. yılına dair paylaşımlar yaptı. Ancak deli fıkrası misali, neredeyse herkesin kutladığı Cumhuriyet kendineydi, başka başkaydı ve kimse kimsenin Cumhuriyet tarifinden mutlu olup gülmüyordu.

Kimileri sosyal medyada adeta bir tür cadı avına çıkmış gibiydiler. Onlar için Cumhuriyeti M. Kemal fotoğrafı olmaksızın, yalnızca Türk Bayrağı ile kutlamak büyük bir günahtı. 

Onlar arasında; “partiyi bilgili, birikimli, iyi bir sosyal demokrata devretmek için yeniden aday oldum diyen Kılıçdaroğlu’na, “CHP ve Cumhuriyet ‘tek bir kişiye ait olamaz’, saltanat mı bu?” diyerek tepki gösterenler çoğunluktaydılar.   

Bazı Erdoğan hayranları ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “ikinci Atatürk” yakıştırması yaptı. Erdoğan’ın tam da Anıtkabir’de Cumhuriyeti kutladığı esnada, onlar; “her yer Tayyip, her Yer Erdoğan” sloganı attılar. 

Kılıçdaroğlu’na “cumhuriyet tek bir kişiye ait olamaz” diyen bir öncekiler, buna da tepki gösterdiler: “Cumhuriyet olsa olsa bir tek atamıza ait olabilir, Tayyip Erdoğan’a değil!”

Bununla birlikte Cumhuriyetin 100. yılını hem M. Kemal’le hem de Tayyip Erdoğan’la birlikte kutlayanlar da yok değildi. Yaptığı 100. Yıl paylaşımı sebebiyle, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya gördüğü yerde sarılmak isteyenler oldu.

Biz de bütün bu olup bitenleri üzüntüyle izledik ve şöyle söyledik: “Arkadaşlar siz çok yanlış gelmişsiniz.”

Cumhuriyet kurulmadan evvelki saltanat döneminde, zamanın hükmü ve hükümranı tek bir kişi idi… Kuvvetin ve kuvvetlinin sözünün geçtiği şahıslar yani padişahlar dönemi sona erdi. 

Söz söyleme sırası Cumhur’da, yani halkta idi. İsmine Cumhuriyet denilen bu yeni düzende, zamanın ruhu, kuvveti, hâkimi; hak’tı, akıl’dı, marifet’ti, kanun’du, efkâr-ı âmme idi. Şahıslar devri artık sona ermişti.

Bir okyanus hükmünde olan Cumhuriyet, yüzüncü yılında, bugün halen ufak birer göl hükmünde olan kişiler üzerinden kutlanıyorsa, bu bulanık su bir yüzyıl daha durulmaz.

Kabul edelim ki Cumhuriyet bu toplumun ortak bir değeri. O halde ruhuna aykırı bir biçimde, Cumhuriyeti tek bir şahsa ve tarife endekslemek yerine ortak paydada buluşmalıyız. 

Unutmayalım. Kendi kendine konuşana deli derler.