"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sermayem derdimdir, servetim âhım!

İbrahim Aktaşcı
18 Mayıs 2025, Pazar
Vaktiyle, Paris Polis Mektebinin Müdürü Pietri ile Dük Gramon sohbet etmektedirler. Müdür Pietri, “Artık imparatorluk döneminde değiliz, polislerimiz suçu olmayan kimseyi haksız yere tevkif etmiyorlar” der.

Müdür Pietri’nin bu iddialı sözleri üzerine Dük Gramon “Var mısın bahse?” der ve bu iddianın aksini ispat etmek için dostundan müddet ister. Ertesi gün üzerine eski püskü bir amele blûzu giyen Dük, bir meyhaneye girer ve o günün en büyük banknotu olan 1.000 Frank’ı meyhaneciye uzatır. Meyhaneci parayı bozdurmak için tanımadığı müşterisinden müsaade ister ve hemen polise haber verir. 

Polisler, cebinde 1.000 frank bulunan ameleyi hemen tevkif ederler. Haberi alan Müdür Pietri gelir ve dostunu kurtarır. Dük bahsi kazanmıştır…

Evrensel’den Uğur Zengin’in haberine göre Türkiye’nin en büyük on sanayi şirketinin 2024 yılında ödediği vergi, cirolarına oranla yüzde sıfır ile binde bir arasında kalıyormuş.

Meselâ TÜPRAŞ’ın 2024 yılı cirosu 810,3 milyar TL iken, ödediği vergi tutarı 2,3 milyar TL imiş. Yani cirosunun on binde 28’i.

Ali Koç’un Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Ford Otosan’ın 2024’te toplam cirosu 595 milyar TL iken, ödediği vergi tutarı 164 milyon lira imiş. Yani cirosunun on binde ikisi. 

Listede, aldığı teşvikler sebebiyle hiç vergi ödemeyen Arçelik ve başka meşhur şirketler de var. 

Sermaye cephesinde durum böyle. Gelelim işçilere. 

Türkiye’nin en büyük sermaye şirketlerinde çalışan ve asgarî ücretin birazcık üzerinde ücret alan işçilerin ödediği vergi oranı ise ortalama %25’lerdeymiş.

Yani bu hesaba göre; on bin lira kazanan Tüpraş sadece yirmi sekiz lira, on bin lira kazanan Ford sadece iki lira vergi öderken, on bin lira kazanan bir işçi iki bin beş yüz lira vergi ödüyor. 

Tablo çok vahim doğrusu. Maliye Bakanı Şimşek bu duruma ne demiş bakalım:

“Vergiyi tabana yayacağız.” 

Geç, bu değil.

“Vergi kaçıranları tespit etmek için bütün OSB’lerin giriş ve çıkışlarına ve büyükşehirlerin bütün ana arterlerine kalıcı olarak maliye memuru dikeceğiz.” (Esnafın kamyonetlerinde faturasız mal arayacaklar!) 

Geç, bu da değil.

“Amacımız vergilendirilmemiş bir alan bırakmamak, vergide adalet ve etkinliği sağlamak. Yük hiçbir şekilde dar gelirlilere yüklenmeyecek.” 

Bu biraz benziyor, ama bu da değil. Kendimizi yormayalım, asla bulamayacağız. 

Çünkü AKP’nin iktidara geldiği günden beri; üzmediği, kırmadığı, ne istedilerse verdiği tek kesim sermaye. Ve o sermaye giderek büyümeye devam ediyor. 

Şu bir gerçek ki tek adam rejiminin en iyi dostu, en büyük müttefiki de sermaye. 

Bu sebeple, Türkiye’de servetin yüzde 40’ı, yüzde 1’lik bu sermaye sahiplerinin elinde. Ve her geçen gün bu pastadan daha fazla ısırık almaya devam ediyorlar. 

Bu sebeple, bir işçi tazminatını almak için gittiği şirkette, (holdingde) dövülerek öldürülüyor ve hekimler ölüm sebebi olarak rapora kalp krizi yazıyorlar. 

Bu sebeple, polis, patronu sorgulamak yerine, holding önünde barikat kurup patronu koruyor. 

Bu sebeple, işçi sendikalarının başkan koltuğunda yıllardır aynı adamlar oturuyor.

Çünkü tek adam rejiminde işçiyseniz ve elinizde binlik bir banknot varsa, size lâyık görülmüyor.

O banknotu elinizden almak için ya hapse atıyorlar ya öldürüyorlar ya da vergi dairesi çevirme(!) yapıyor.

Karardıkça bahtım karalansa da…

Okunma Sayısı: 2347
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Salih baş

    18.5.2025 22:39:30

    Pelin abla ne demek istiyorsun anlaşılmıyor

  • Yusuf

    18.5.2025 18:13:40

    Akp gelmeden önce de benzer bir gelir dağılımı adaletsizliği vardı, bu adaletsizliği düzeltme sözüyle geldiler, meşhur çay simit hesabıyla oy aldılar. Sonuç daha kötüsu oldu, zenginler daha zengin oldu, çay ve simit hesabı değişmedi. Daha önceden çalışmanın bir karşılığı da vardı, şimdi sadece daha fazla vergi karşılığı var. Üstelik tarihin hiç bir zamanında olmayan bir mafya+adalet mekanizması var ki mazlumların ve garibanların umudunu sömürüyor.

  • Halil

    18.5.2025 11:13:09

    Evet vergiyi tabana, yani toplumun en alt kesimine yayıyorlar!!!

  • Aykan

    18.5.2025 10:43:13

    Çok üzücü bir hal. Rabbim dar gelirlinin yardımcısı olsun. Helal kazananın korunduğu, haram kazananın gözünün yaşına bakılmadığı günler görmek dileğiyle...

  • HÇeşitcioğlu

    18.5.2025 09:54:40

    2-Dürekli artan vergiler zamanla itidal ve kabul edilebilirlik sınırlarını aşar. Sonuçta halkın çalışma ve üretim şevki kaybolur. Çünkü ödedikleri vergiler ile kendi ellerinde kalan gelirleri karşılaştırdıklarında, (çalışmalarının karşılığı olarak) çok az bir menfaat elde ettikleri görülür. Bu durum onların kazanma/ üretme emellerini yok eder böylece çok sayıda kişi çalışmaktan ve üretimden tamamen el çeker.Zenginlerden toplanamayan vergilerin de azalmasıyla toplam vergi gelirleri azalır. Ancak idareciler vergi miktarını daha da artırır, bununla azalan vergi gelirlerinin düzeleceğini sanırlar. Ve nihayet vergi miktarları ulaşabileceği en üst sınıra dayanır. Çünkü artık üretim masrafları ve vergilerin her şeyi alıp götürdüğü ve geriye geçimlik birikimin ( evlilik ve ev alma gibi) kalmadığı bir aşamaya gelinir. Bu arada devlet ve yönetim harcamaları kısılmak yerine artar, bürokrasi müsrif ve verimsizleşir…

  • HÇeşitcioğlu

    18.5.2025 09:45:39

    Devletler kuruluş ve gelişim aşamasında az vergi alır. Miktar az olunca insanlar şevkle çalışır, ülke mamur hale gelip kalkınır, üretim artar ve müreffeh bir yaşama kavuşurlar. Ülke mamur hale gelip kalkınınca da vergi alınacak malların sayısı artar ve böylece elde edilen toplam vergi çoğalır. Devletin yoluna devam etmesi, hükümdarların birbirini takip etmesi ve yönetimde akılcılığın hakim olmasıyla, sadelik ve insanların mallarından uzak durma gibi bedevilik/ basit yaşama özellikleri kaybolur. Bu dönemde devletin başındakiler bilgiçlik özelliklerine bürünürler, nimetlere ve lükse dalarlar, pahalı alışkanlıkları ve ihtiyaçları çoğalır. Sonuçta çiftçilerin ve diğer kesimlerin üzerindeki vergi yükünü artırma yoluna giderler. Mukaddime/ İbnHaldun

  • Osman

    18.5.2025 07:32:25

    Allah ebeden razı olsun.

  • S. Pelin Kurukahveci

    18.5.2025 00:20:19

    Yazının temel sorunu olarak %40 zenginliğin %1 tarafından elde edilmesi ve "sermaye"nin eleştirisi konusunda haklısınız. Bu büyük bir sorun. Ancak teşhisiniz doğru mu? Bu sermaye sadece bu hükumet zamanında mı oluştu? Mesela son günlerde gündemde olan Celal Şengör şöyle diyor bir yerde, dedem Atatürk tarafından devlet kedisiyle Almanya'dan ihracat yapacak bir şirket kurdurularak bir gecede zengin edilmiştir. Dedemlerde buna karşılık vefa göstermiş ve yaşadıkları ilçede halk partisinin ilçe başkanlığını yapmıştır....bizzat kendisi anlatıyor. Evet eleştirinizde haklısınız ama etkili, tutarlı bir eleştiri için en başından itibaren neyin ne olduğunu görmeniz gerekmektedir. Resime bütüncül bakmanız gerekiyor. Resmin bir pikseline zum yaparak gerçeği görmek şimdiye kadar mümkün olmamıştır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı