"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ne gerek VAR-ŞOVA!

İbrahim Aktaşcı
24 Temmuz 2025, Perşembe
Vaktiyle, Rus Devrimi olur ve Sovyetler Birliği kurulur. İhtilalden sonra Varşova’ya giden bir avukat adliyeye uğrar ve yeni açtığı dava için duruşma günü almak ister.

Kapısını çaldığı yargıçlardan birincisi, “Avukat Bey, duruşma günü veremem, ama gömleğinizin düğmesi kopmak üzere, isterseniz yardımcı olayım der.”

Şaşkın Avukat, ikinci yargıcın kapısını çalar. İkincisi yargıç, “Avukat Bey, duruşma günü veremem, ama ayakkabılarınızın tamire ihtiyacı var gibi görünüyor, isterseniz yardımcı olayım der.”

Son çare üçüncü yargıcın kapısını çalan avukat burada da umduğunu bulamaz. Üçüncü yargıç da “Avukat Bey, duruşma günü veremem, ama kolunuzdaki saati elden geçirebilirim isterseniz der.”

Burası nasıl bir adliye böyle diyen avukat tam dışarı çıkmak üzereyken, adliyenin hizmetlisi elindeki süpürgeyi bırakarak avukatın yanına koşar ve “buyurun Avukat Bey, ben size duruşma günü vereyim” der ve duruşma defterini açarak avukata duruşma günü verir.

Hizmetli işini bitirince avukatın merakını giderir: “Avukat Bey, ihtilâlden önce bu gördüğünüz hâkimlerden biri terzi, biri kunduracı, biri de saatçiydi.” 

Avukat bey lafa girer: “Peki ya siz?” Hizmetli cevap verir: “Ben de hâkimdim…”

Bugünkü köşe yazımız, cübbesini süpürge edenler hakkında olacak.

Malumunuz, son günlerde bir kadın cinayeti gündemde. 

Bir vesileyle cinayet soruşturma dosyasında sorguya katılan avukat dostumuz anlatıyor: 

Şüphelilerden biri 18 yaşında bir çocukmuş. Hasbelkader gözaltına alınan bu çocuğun masum olduğunu katil zanlısı ve diğer şüpheliler bile ifadelerinde belirtmişler. Dosyada da aleyhine hiçbir delil yokmuş.

Herkes çocuğun serbest bırakılmasını beklerken, soruşturma savcısı tutukluluğa sevk etmiş, Sulh Ceza hâkimi de gözünün yaşına bakmadan tutuklamış.

Cinayet büro amirlerinden tutun, adliye çalışanlarına kadar herkes çok şaşırmış. Tutuklama sebebini herkes biliyormuş da kimse konuşamıyormuş.

 Biz söyleyelim: Kadın derneklerinin avukatları kapıda bekliyormuş, basın da dışarıda hazırmış. Mahkemeye sevk edilen şüphelilerden birinin dahi serbest bırakıldığı duyulursa, tepki çekermiş. 

Maazallah, şüpheliler bırakılırsa, vatandaş bu kere öfkesini kolluktan ve mahkemeden yani devletten çıkarırmış! Bu çocuk da üç beş ay içeride yatsın ne olacakmış. İlk duruşmada çıkarmış, ne varmış yani…

Evet, bu köşede çok sayıda hukuk düzeni eleştirisi okudunuz. Çok farklı yönüyle Türkiye’deki yargının içler acısı halini yazdık. 

Bu hikâye bize gösterdi ki adliyenin bilhassa kamuoyuna mal olmuş olaylarda hukuku bir kenara bırakarak şov(!) yapmasının sebebi, vatandaşın öfkesini kontrollü bir şekilde, başka kanallardan tahliye etmek. 

Tepkinin çığa dönmemesi gerek. Elbette bunun için de birilerinin cübbesini süpürge etmesi…

Adliyeye gittiğinizde sizi baştan aşağı süzen birine denk gelirseniz dikkat ediniz. Düğmenize, saatinize ya da kunduranıza bakıyor olabilir…

Okunma Sayısı: 983
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Osman Yıldırım

    24.7.2025 15:18:07

    Evet sayın yazarımız günümüz yargısının halini çok güzel anlatmış, gerçek yargıçlar bir kenara itilince sokaktan bulunan sözde yargıçları işbaşına getirirseniz adalet dağıtma yerine başka işlerle meşgul olup adaleti rafa kaldırmış oluyorlar. Maalesef bizim ülkemizde de adalet dağıtması gerekenler şov yapmakla meşguller. Tabi bu durum ülkenin herşeyine sirayet etmekte ve hiç bir iş olmadsı gerektiği gibi olmuyor. Adalet olmayınca ekonomi de olmuyor,eğitim de olmuyor,dış politikada olmuyor. Yakın zamanda ülkemizde yaşanan meşum bir kalkışmadan sonra herşey gibi yargının da altı üstüne getirildi ve sonra bir partinin il ve ilçe başkanlığını yapan tüm avukatlar yargının başına atandı ve sonunda olanlar oldu.

  • Hüseyin İlhan

    24.7.2025 14:34:13

    İslamiyet sıdk,ahlak dinidir değil mi.Hayatımı ticari alanda idame ettirdiğim,farklı içtimai hayatta farklı meslek,meşrep mensupları ile tanışarak,iş yaparak geçirdiğim için şöyle bir ifade defaatle kullanılır,itiraz ederdim.'Ticaret ahlakı kalmamış., Hayır efendim ahlak bazılarında iflas etmiş,bunun ne ticarisi,ne içtimai hayattaki komşuluk,doğruluk vs.kalmamış derdim. Giderek bu şikayet ettiğimiz ahlaki dejenerasyon arttı. Atalarımızın sözü ile bitirelim.'Balık baştan kokar,demişler değil mi.

  • Müjdat Bayar

    24.7.2025 08:12:24

    Yine ibretlik, güzel bir hikâye ve vurucu cümleler...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı