Hz. İbrahîm, hanımı Sâre ile Mısır’a hicret etti. Gayr-i müslim Mısır Melîki Sâre’ye Hâcer’i hibe ve hediye etti. Sâre de Hâcer’i hediye olarak kabul etti. Sonra da Sâre, Hâcer’i kocası Hz. İbrahim’e hediye etti.
Hayber’de Yahûdi bir kadın, peygamberimize kızartılmış bir koyun taktim etti. Resûl-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselâm bu hediyeyi kabul etti.
Eyle Melîki Yuhannâ, Peygamberimize Düldül adlı beyaz bir katır hediye etti ve bir de yemânî hırkası giydirdi.
İşte bunlar; kâfir, müşrik ve gayr-i müslim birinden hediye almanın câiz olduğunu gösteriyor.
Zeyneb isimli Yahûdi kadının sunduğu kızartılmış koyundan peygamberimiz bir lokma yedi. Bişr İbn-i Berâ da yedi. Peygamberimiz Sahâbe’yi, bu et zehirlidir yemeyiniz, diye uyardı. Bişr, zehirin etkisi ile öldü. Peygamber Efendimize zehir tesir etmedi. Sâdece bâzen küçük dili üzerinde zehirin tesirini hissederdi.
Bir rivâyete göre, kızartılmış keçiden Sahabe yemeğe başladı. Bunun üzerine Peygamberimiz: Pişirilen keçi bana der ki: “Ben zehirliyim!” diye haber veriyor. Herkes elini çekti...
Peygamberimiz Zeyneb ismindeki bu kadına neden böyle yaptın? diye sordu. O menhûse dedi: “Eğer peygamber isen, sana zarar vermeyecek; eğer padişah isen, insanları senden kurtarmak için yaptım.”
Bir rivâyete göre de keçinin: “Ben zehirliyim” demesini bâzı Sahâbe de işitmiştir. Başka rivâyete göre de Resûl-i Ekrem (sav): “Bismillah deyiniz, sonra yiyiniz; zehir daha tesir etmeyecektir.” buyurmuştur. (Mektûbât, 137)
Îman, Kurân ve sünnet üzere kalınız.