Üstad Bediüzzaman Said Nursî Eşref Edib’e verdiği ve Sebilürreşad’da yayınlandıktan sonra büyük kısmını Tarihçe-i Hayat’ında iktibas ettirdiği tarihî mülâkatta “Büyük kafaları gaflet içinde görüyorum” demiş ve şunları söylemişti:
“Risale-i Nur’u anlamıyorlar yahut anlamak istemiyorlar. Beni skolastik bataklığı içinde bir medrese hocası zannediyorlar. Ben bütün müsbet ilimlerle, asr-ı hâzır fen ve felsefesiyle meşgul oldum.”
Bu sitem ve serzenişin muhatabı, güya “bilim ve fen adına” Üstada kem gözle bakanlar ve onların etkisindeki yöneticilerdi.
Ancak daha kapsamlı bir perspektiften bakıldığı zaman, muhatap kitle genişliyor.
Üstadı dar ve sığ kalıplar içinde hapsetmeye çalışan bütün yaklaşımlar, hangi nokta-i nazardan yola çıkarlarsa çıksınlar, netice olarak bu çerçeveye dahil oluyorlar.
Oysa Üstadın Risale-i Nur’da ortaya koyduğu ufuk, sonu olmayan bir derinliği ifade ediyor.
Kur’an’ı ve kâinatı aynı Yaratıcının kaleminden çıkan ve birbirini tefsir eden kitaplar olarak okuyabilmenin anahtarını veriyor.
Aynı şekilde, kâinat ağacının meyvesi ve Kur’an’daki mesajların muhatabı olan insana hem bu kitapları, hem kendisini okutturuyor.
“Ey kendini insan bilen insan, kendini oku” seslenişi böyle bir manayı ifade ediyor.
Ve “Risale-i Nur’u anlayarak ve kabul ederek okuyan, bu zamanın hakikatli bir âlimi olur” tesbiti böyle bir arkaplana dayanıyor.
Gerçekten Risale-i Nur, kendisine bu dikkat, niyet ve samimiyetle yönelip muhatap olabilen her okuyucusuna, başka mahfillerde yıllarca, hattâ ömür boyu çalışsa dahi elde edemeyeceği bilgi ve tefekkür birikimini çok daha kısa bir zamanda kazandıran bir eser.
Rabbimizi, varlık âlemindeki eserlerinde tecellî eden güzel isimleriyle tanıtan; iman esaslarını, müsbet ilimlerin refakatinde son derece mantıkî izah ve ispatlarla zihnimize ve gönlümüze nakşeden; güzel ahlâk prensiplerini, ibadetleri ve bütün ubudiyet vazifelerini böyle bir tahkikî iman temeline oturtan; sosyal ve siyasî olayları fıtrat kanunlarına uygun tarzda şekillendirmenin ölçülerini sunan muhteşem bir rehber ve pusula.
Yeter ki, bütünlüğü içinde ve tek bir cümlesi, hattâ kelimesi dahi gözardı edilmeden dikkatle okunsun ve anlamaya çalışılsın.
Kadir Akbaş’ın yöneteceği, Ahmet Battal, Cihangir İslam, Veysel Kasar ve İslâm Yaşar’la birlikte konuşmacı olarak katılacağımız “Hürriyet ve demokrasi ekseninde İslam kardeşliği ve dünya barışı” panelimiz yarın. Pullman Otel, saat 14:00. Bekliyoruz.
Zekât mevsimi yaklaşırken: Medresetü’z Zehra’nın gelir kaynakları - YENİ ASYA http://www.yeniasya.com.tr/video/medresetu-z-zehra-nin-gelir-kaynaklari_446150