Son dönemde ara ara sözü edilip sonra arkası gelmeyen “genel af” konusu, ülkenin seçim atmosferine girdiği bir ortamda yeniden seslendirilmeye başlandı.
İktidarın şimdiye kadar ısrar ve inatla duyarsız kalıp da seçim sürecinde birden “hatırlayıp” gündeme getirdiği asgarî ücret ara zammı, maaşlara enflasyon farkı, EYT’liler, 3600 ek gösterge gibi maddelere genel affın da ilave edileceği yönünde iddialar var.
Bu çeşit söylentiler daha önce de çıkmış, ama arkası gelmemişti. Bu defa ise kaybetme telâşındaki iktidarın oy ihtiyacı had safhaya ulaşmış durumda. Bu sebeple buradan da “Ne gelirse kâr” hesabı yapıyor olabilir.
2023’te Cumhuriyetin 100. yılına girecek olmamız buna bir vesile olarak sunulabilir.
Gerçi TBMM’nin 2020’de idrak ettiğimiz 100. yılı da bunun için fırsattı; ama çağrılar da yapılmasına rağmen değerlendiril(e)medi.
Şimdi gözler 2023’e çevrildi. Ne var ki, böyle bir adımın en önemli şartı samimiyet.
Bir diğer nokta: Genel af, gerçekten suç işlemiş insanlara, pişman olup bir daha işlememeleri şartıyla ve toplum barışına katkı gerekçesiyle verilmesi gereken bir fırsat.
Yoksa 15-20 Temmuz sürecinde olduğu gibi, terörle hiçbir ilgileri olmadığı halde “terörist” damgası vurulup mağdur edilen insanlar için ”af” diye birşey söz konusu olamaz.
Olması gereken, devletin onları “affetmesi” değil, tam tersine onlardan af ve özür dileyip, hukuksuz uygulamalarla yol açtığı görülmemiş boyutlardaki mağduriyetlerinin telafisi için yapılması gerekli ve mümkün ne varsa tamamını noksansız yapmak olmalı.
Aksi halde, “Hem suçlu, hem güçlü” sözündeki manaya denk düşen durum tekrarlanır.
Buna meydan vermemek; devleti ve toplumu, içine düşürüldükleri hukuksuzluk girdabından çıkarıp adaleti hâkim kılmak için yapılacak şey, af meselesini siyasî istismar konusu yapmayıp hakkaniyet zemininde sağduyu ve vicdan ölçüleriyle değerlendirerek âdil ve mâkul bir sonuca bağlamak olmalı.
Bunun şartı, yargıyı bir rövanş aracı olarak kullanan zihniyeti demokrasi ve hukuk içinde tasfiye ederek, devleti tek adam rejimiyle tamamen uzaklaştığı demokratik hukuk devleti ölçü ve kriterlerine yeniden geri döndürmek.
Burada görülemeyen ve mahşerdeki çetin hesap gününe kalan dosyalar ayrı bir bahis...