Karşı çıkmalara rağmen girdiğimiz seçim sürecinde iktidarın izleyeceği politikaların şu iki kulvarda şekillenmesi beklenebilir:
Biri, bilhassa ekonomideki kötü gidişatın bunalttığı kesimlere “seçim rüşvetleri” dağıtarak hem tepkileri yatıştırmak, hem de giden oyların en azından bir kısmını almak.
2019 yerel seçimleri öncesi denenen tanzim satış formülünün Tarım Kredi marketleri üzerinden tekrar gündeme taşınmak istenmesi bunun en güncel örneklerinden biri.
Niyet ve hedef, fâhiş market ve pazar fiyatlarının yol açtığı yaygın tepkileri yatıştırmak.
Ama daha önceki denemenin özellikle İstanbul ve Ankara’da işe yaramadığı görüldü.
Ekonominin daha da kötüye gittiği pandemi ortamında tekrarlandığı takdirde iktidar açısından çok daha büyük bir hüsranla neticelenmesi kuvvetle muhtemel görünüyor.
Hele Erdoğan’ın 1000 liralık alış veriş yapıp fiyatları “gayet normal” bulduğunu söylemesinin, açlık sınırının altındaki asgarî ücretle geçinmeye uğraşan veya işsizlik cenderesinde kıvranan milyonların dünyasında meydana getireceği aksülamel dikkate alınırsa...
Yine de görünen o ki, iktidar, kendi politikalarının mağdur ettiği kesimlerin ağzına bir parmak bal çalmak kabilinden atraksiyonlarla “Ne alabilirsem kâr” hesabına girecek.
Hattâ elinden gelse KHK’lıları da bunlara dahil edecek, ama bu konuda yakayı kaptırdığı derin mahfiller yine izin vermeyecek.
İnfaz yasasında ve hapisteki annelerin tahliyesi girişiminde olduğu gibi, iktidarın en azından bir kesimi adım atmak istese bile, Sarayı kuşatan güçler müsaade etmeyecek.
Sonuç olarak iktidarın, kendisine verilen son derece sınırlı alanda dağıtacağı seçim rüşvetleriyle istediği neticeyi alması çok zor.
Bu süreçte izlemesi muhtemel ikinci kulvar ise, muhalif gördüğü kesimler üzerindeki baskıyı daha da şiddetlendirmesi olabilir.
Bunu, yine gerilimi tırmandırarak, ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı söylem ve eylemleri arttırarak, “terör-ihanet” suçlamalarını daha yoğun şekilde kullanarak yapması beklenebilir.
Bir diğer ihtimal sınırötesi operasyonlar.
Bunlara karşı muhalefetin temel ilkelere dayalı güçbirliğini sağlam tutup pekiştirmesi, provokasyonlara prim vermemesi, iktidara yarayacak hatalar yapmaması çok önemli.