Nasıl geçtiğini anlayamadığımız koskoca bir yılı daha geride bıraktık.
Tefekkür ve muhasebelerimizi yaptığımız şu günlerde, yeni yılımızın sağlıklı, huzurlu ve mutlu geçmesini yüce Allah’tan temenni ediyoruz. Küresel salgınla birlikte fiyatların cebimizi yaktığı şu günlerin de tez zamanda geçmesini ümit ediyoruz. Ekonomideki çalkantılı durumun dengelenmesine vesile olması açısından, Risale-i Nur’daki iktisat prensiplerini nazarlara sunuyoruz.
Kur’ân, bizi iktisada dâvet ediyor. Allah’ın sevgisinin iktisat ve kanaatten geçtiğini, israf ve savurganlığın ise şeytanlara arkadaş ettiğini vurguluyor. Bediüzzaman Said Nursî, Kur’ân’ın asrımızda manevî bir tefsiri olan Risale-i Nur’da iktisat ve kanaate, israf ve tebzire dair meseleleri hikmetleriyle anlatıyor. (İsraf, iktisadın zıddıdır. Tebzîr, savurganlık ise, kanaatin zıddıdır.) İktisadı emreden, israftan nehyeden mühim hikmet dersleri veriyor.
Bediüzzaman, kanaatin azizlik, iktisadın ise bereket getirdiğini söylüyor. Bereket, rahmet hakikatinin kâinatta görünür şeklidir. Bu itibarla baktığımızda izzet ve bereketin kulluğu yakalamada önemli esaslar olduğunu görebiliriz. Bediüzzaman, İktisat Risalesi’ni yazmadan evvel Ramazan ayında, erzaklarını iktisat ve şükür ile kullanarak bizlere bereketin formülünü veriyor. Hayatı boyunca kimseye boyun eğmeyen izzet abidesi Bediüzzaman, iktisadı geçim kaynağı olarak değerlendiriyor. Bu minimalist yaklaşım, topluma örnek olmalıdır. Değişen şartlara ayak uyduramayan ekonomimizin de böyle bir iktisat politikasına ihtiyacı var. Zekâtı arttırıp, faizi ortadan kaldıracak, iktisat ve kanaati esas alacak hakikatli bir sisteme sarılmamız gerekiyor.
İnsaniyetin yaşamak damarı ve hıfz-ı hayat cihazı, bu asırda israfla, iktisatsızlık ve kanaatsizlik ve hırs yüzünden bereketin kalkmasıyla, fakirlik ve geçimde sıkıntı veriyor. Ekonomideki bu vahim durum fırsatçılıklarla, yüzde yüz zamlarla düzelecek değildir. Bunu ancak Kur’ân’ın sunduğu iktisat prensiplerini esas alarak aşabiliriz.