"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zarûri ihtiyaçlarımızı nasıl belirleriz?

Kübra ÖRNEK KORKMAZ
14 Nisan 2020, Salı
İnsanoğlu, hayatını sürdürmek için temel ihtiyaçlara gereksinim duyar.

Yeme-içme, beslenme ihtiyacı bunlardan en önemlisidir. Sağlıklı bir şekilde yaşamak için zorunlu olduğu bu ihtiyaçlara, evhamla, vesveseyle, görenekle yahut nefsanî arzu ve isteklerle yenilerini ekleyebiliyor. İlgi duyulan durumlara göre, ihtiyaçlarını değiştirebiliyor. Zira ihtiyaç dairesi çok geniştir. İnsan, gördüğü görmediği her şeyi isteyebilir. Nefis de istenilen her şeye sahip olmak için onları mübah gösterebiliyor. Öyle ki, alana ve tüketene kadar doymuyor. İnsan da, her isteğine kulak verirse, nefsi bir kumandan haline getirebilir. Bu çok vahim bir durumdur.

“Hükm-ü Kur’ân’a göre, bu zamanda mimsiz medeniyetin icabatından olarak hâcât-ı zarûriye (zorunlu ihtiyaçlar) dörtten yirmiye çıkmış. Tiryakilikle, görenekle ve itiyadla, hâcat-ı gayr-ı zaruriye, hâcât-ı zaruriye hükmüne geçmiş. Âhirete iman ettiği halde, ‘zarûret var’ diye ve zarûret zannıyla dünya menfaati ve maişet derdi için dünyayı âhirete tercih ediyor.” 

Hayatını iktisat ve kanaat üzere yaşayan Bediüzzaman, zarûret var diyerek haramı helal kılanlara şunları diyor:  “Ekmek yemek, yaşamak gibi zarurî ihtiyaçlar haricinde başka hangi zarûret var? Su-i ihtiyardan, gayr-ı meşru meyillerden ve haram muamelelerden tevellüd eden hareketler haramı helâl etmeye medar olamazlar. Sinema, tiyatro, dans gibi şeylerde tiryaki olmuşsa, mutlak zarûret olmadığı ve su-i ihtiyardan geldiği için, haramı helâl etmeye sebep olamaz.”1

Demek ki insan, ihtiyar ve meyilleriyle alışkanlıklar ediniyor.  Yeme-içme, gezme,  tüketme gibi bu alışkanlıkları, hayat standartlarına göre belirliyor. Ve buna da ihtiyaç diyor. Bunun ayrımını yapmak, alışkanlıkları vicdanî bir denge ile belirlemek zorundayız. Yoksa bu başıboşluluk ile israfa, tembelliğe, şımarıklığa, fakirliğe düşerek dünya ve ahirette ziyana uğrayabiliriz. 

“Bedevîlikte beşer üç dört şeye muhtaç oluyordu. O üç dört hacatını tedarik etmeyen, on adette ancak ikisiydi. Şimdiki Garp medeniyet-i zalime-i hazırası, su-i istimalat ve israfat ve hevesatı tehyiç ve havaic-i gayr-ı zaruriyeyi, zaruri hacatlar hükmüne getirip görenek ve tiryakilik cihetiyle, şimdiki o medenî insanın tam muhtaç olduğu dört hacatı yerine, yirmi şeye bu zamanda muhtaç oluyor. O yirmi hacatı tam helal bir tarzda tedarik edecek, yirmiden ancak ikisi olabilir; on sekizi muhtaç hükmünde kalır. Demek, bu medeniyet-i hazıra insanı çok fakir ediyor. O ihtiyaç cihetinde beşeri zulme, başka haram kazanmaya sevk etmiş.”2

Evet, zalim medeniyet insanoğlunun ihtiyaçlarını dörtten yirmiye çıkarıyor. İsraf ve hevesleri coşturarak insanı fakirleştiriyor. Ve nihayetinde zulüm ve harama sevk ediyor. Ne kadar acı bir tablo. Sünnet-i seniyeyi hayatına rehber edinerek tam bir riyazet halinde yaşayan Bediüzzaman, bizlere başka güzel bir tablo sunuyor. “Maişetçe neden bu kadar muktesid yaşıyorsun?” diyenlere cevaben, “Ben, sevad-ı azama (Müslümanların çoğunluğu) tabi olmak isterim. Sevad-ı Azam ise, bu kadar tedarik edebilir. Ben, ekalliyet-i müsrifeye (israfçılar) tabi olmak istemem”3 diyor ve çareyi veriyor: “Ey kanaatsiz, hırslı ve iktisatsız, israflı ve haksız, şekvâlı, gafil insan! Kat’iyen bil ki: Kanaat, ticaretli bir şükrandır; hırs, hasâretli bir küfrandır. Ve iktisat, nimete güzel ve menfaatli bir ihtiramdır. İsraf ise, nimete çirkin ve zararlı bir istihfaftır. Eğer aklın varsa kanaate alış ve rızaya çalış!”4

Bu ölçü ile heves ve alışkanlıklarımızı denetleyebilir; iktisat, rıza, kanaat ve şükür dairesinde istikametli bir yol çizebiliriz. Vicdanî bir muhasebeyle zarûri ihtiyaçlarımızı belirlersek, israf ve iktisat arasında doğru tercihi yapacağız inşaallah.

Dipnotlar:

1) Emirdağ Lâhikası II, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 2018, s. 74. 

2) a.g.e s. 99. 

3) Tarihçe-i Hayat, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 2018, s. 75. 

4) Mektûbat, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 2018, sh.285.

Okunma Sayısı: 2010
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı