Demokrasi halkın yönetime katılma hakkıdır. Yönetim erkinin tek bir kişide veya bir grupta toplanmadığı, halkın hür iradesinin yönetime yansıdığı yönetim tekniğidir ve bir yönetim metodudur.
Bu yönetim tekniğinde katılımcı partiler için, düzenli aralıklarla eşit, hür ve serbest seçim vardır. Yönetimi belirleyecek olan, gizli oy ve açık tasnifle yapılan rekabetçi seçimlerdir. Bütün bunlar bir yönetim metodudur. Seçimlerin sağlıklı olması, eşit şartlarda haber alma ve propaganda hürriyeti demokrasinin temel şartıdır. Şayet haber alma hürriyeti yoksa orada demokratik bir sonuç çıkmaz.
Demokrasi hukukun üstünlüğünü sağlayan bir metottur. Adil hukuk kanunlarının hâkimiyeti çok önemlidir ve hukuk siyasetten bağımsızdır. Siyasete bağlı bir hukuk sisteminden demokrasi çıkmaz. Hukuk hak sahibine hakkını vermek, haksızı cezalandırmak ve ihkak-ı hak için vardır. Hukuk sisteminde “dokunulmazlık” olmaz. Hiç kimse hukukun üzerinde değildir. Bu sebeple mahkemeler bağımsızdır ve demokrasiyi de halkın hukukunu da koruyacak olan demokrasinin temel taşıdır.
Demokrasinin amacı “Temel İnsan Hak ve Hürriyetlerini” korumak ve geliştirmektir. Bu da hukukun temeli olan “Makasıd-ı Hamse” denilen “Hayat hakkı, mülkiyet hakkı, aile hukukunun korunması, din ve vicdan hak ve hürriyeti, ilim ve fikir hak ve hürriyetidir.” Bunların yanında ifade hürriyeti, basın ve yayın hürriyeti, hak arama ve bunun için toplanma ve örgüt kurma hak ve hürriyeti olmalıdır. Bu hak ve hürriyetler olmadan demokrasiden bahsedilemez.
Demokrasinin olmazsa olmazlarından birisi de “Kuvvetler ayrılığıdır.” “Yasama, yürütme ve yargı” birbirinden bağımsız olmalıdır ve bu güçler tek bir elde toplanmamalıdır. Şayet yürütme yasamaya hükmederse istediği yasaları çıkartır, bu yasalar adil olmaz, güçlülerin güç sahiplerinin koruyan yasalar haline gelir. Bu durum sonuçta istibdat yönetimine ve devleti de “Kanun devleti” olmaya götürür. Böylece hak ve hürriyetler sınırlanır ve otoriter liderler kraldan daha fazla güç sahibi olurlar. Yasaların amacı gücü sınırlamaktır. Bu sebeple güçlüyü daha da güçlendirmek için yasa yapılamaz, yapılırsa zulme sebep olur. Yargı bağımsız olmazsa yürütmenin emrine girer ve toplumda büyük haksızlık ve zulümlere sebep olur.
Demokrasi ideolojik ve siyasî bir rejim değildir; bir yönetim tekniği ve metodudur. Nasıl ki “Mantık” aklı düzgün kullanmanın ve doğru düşünmenin metotlarını ve usulünü belirleyen bir ilim dalıdır. Belli prensipleri ve kuralları vardır. Demokrasi de böyle bir yönetim tekniğidir ve salt siyasetle ilgili değildir. “Demokratik Eğitim” “Demokratik Toplantılar” gibi tüm yönetim biçimlerinin tekniğini ve usulünü belirleyen bir sistemdir. Bu sistemin özünde “Baskının ve zorlamanın olmaması, hürriyet, şahsın değil kanun ve kuralların hâkim olması vardır.
Hürriyet nasıl korunur? Adalet nasıl sağlanır? Meşveret nasıl yapılır? Kanun hâkimiyeti nasıl korunur? Bütün bunların tekniğini ve metodunu gösterir. Buradaki prensipler ise Şeriat-ı Muhammediye’nin temel prensipleridir ki buna İslâm hukukçuları “Makasıd-ı hamse” adını vermişler ve hukuku bu beş temel esas üzere oturtmuşlardır. Önemli olan bu beş temel esasın adil şekilde uygulanmasıdır. İşte en güzel uygulama metodu ve tekniği demokratik metottur.