Geçmişte siyaset yöneticilerin yapması gereken bir meslek iken günümüzde hürriyet ve demokrasinin gelişmesi ile seçme ve seçilme hakkına sahip olan tüm vatandaşları ilgilendiren bir alan hâline gelmiştir.
Eğitimin yaygınlaşması, din ve vicdan, düşünce ve ifade hürriyetinin gelişmesi, basın, neşriyat, medya ve internet vasıtasıyla haber alma hürriyeti ile siyaset toplumda farklılıkların anlatıldığı ve herkesi ilgilendiren bir meslek haline gelmiştir.
Siyaset devletin, ülkenin ve fertlerin yönetimidir. Çoğu zaman da güç ve otorite olarak tanımlanmıştır. Kur’ân-ı Kerîm “Ey iman edenler! Emaneti ehline verin!” (Nisa, 4: 58.) emri gereği halka yöneticiyi seçme görevi vermiştir. Bu sebeple Sahabeler Peygamberimizin (asm) vefatından hemen sonra meşveret emrinin gereği (Şura, 42: 38.) “Seçim” usulü ve “Liyakat” prensibine uygun şekilde yöneticilerini seçmiş ve onlara “Halife” “Emire’l-Mü’minîn” unvanını vermişlerdir.
*
Bediüzzaman 1922’de Ankara TBMM’de yaptığı konuşma ve beyannamede “Zaman şahıs zamanı değil, cemaat zamanıdır” buyurarak, bu zamanın gereği TBMM gibi kuruluşların ortaya çıkması ile şahısların önemini yitirdiğini ve ancak kurumlar içinde değer kazandığını ifade etmiştir.
İnsanlar kuruluşları oluştururlar, sonra bu kurumların etkisi altında kalırlar ve kurumların gücü ile güçlenirler, kurumdan ayrıldıkları zaman güçlerini kaybederler ve sade vatandaş haline gelirler. Bu sebeple siyasette partiler esastır. Şahıslar parti içerisinde seçimle kendilerine verilen statü itibarıyla değer ve önem kazanırlar. Seçilemedikleri zaman sade bir üye olarak kalırlar.
Siyaset bir sosyal ilimdir. Sosyal ve siyasî ilimlerde tek doğruya ulaşmak imkansızdır. Fen ilimleri gibi formüle edilerek çözemezsiniz. Siyasette “imkânsız” “hiçbir zaman” “yapılamaz” gibi sözlerin yeri yoktur. Süleyman Demirel’in dediği gibi “Demokrasilerde çare tükenmez.”
Siyaseti şekillendiren insanlardır. Toplumu değiştirmek de insanın elindedir. Siyasal alan insan çabasının sonunda oluşur. Siyaset, yönetme, hükmetme ve yönetime ait her şeydir. Bu da itibar, otorite ve gücün akılcı şekilde toplum yararına kullanılmasından ibarettir.
*
İnsanın olduğu her yerde siyaset vardır. Siyaset, işbirliği ve kurnazlık anlamında da kullanılmaktadır; ancak doğru ve faydalı siyaset doğru bilgiye, toplumun ihtiyacına ve siyasetin gereği olan “Hürriyet, güven, emniyet, asayişin sağlanması, temel hakların hür şekilde kullanımına” hizmet ettiği ölçüde topluma faydalı hale gelir.
Sonuç olarak günümüzde siyaset herkesi ilgilendiren bir alan haline geldiği için siyasetin felsefesi, amacı ve doğru siyasetin mahiyeti, seçmenlerin hakları ve seçilenlerin liyakate uygun seçilmesi için gerekli bilgilere sahip olması zaruret haline gelmiştir. Toplumda bu bilgi ve şuur gelişmediği zaman menfaatçi ve demagog siyasîler toplumu aldatarak kendi menfaatlerini takip ederek topluma büyük zarar verebilirler.
Her şey ihtisas gerektirir. Siyaset de bir meslek ve teknik bir kurumdur; ihtisas gerektirir. Bu sebeple siyasetin felsefesi konusunda bilgi sahibi olmak seçme ve seçilme vasfına sahip her vatandaşın görevi olmalıdır.