"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Haddi aşanlardan olmamak

M. Fahri UTKAN
06 Haziran 2021, Pazar
Osmanlı zamanında 63 yaş ve üzeri ecdadımıza yaşı sorulduğunda verdikleri cevap “haddi aştık” olurmuş. Peygamber Efendimize (asm) duydukları saygı ve sevginin incelikli dışa vurumu. Aslında haddi aştık derken kişinin Peygamberimizin (asm) ölüm yaşı olan 63’ü geçtiğini belirtir.

Sözlükte “Haddi aşmak”; ölçüyü kaçırmak anlamına geliyor. İşinde, söz ve davranışlarında; ölçülü davranarak, dengeleri iyi kuran insan başarılıdır. Gerçekte hayat, “ölçülü ve dengeli davranmakla” güzelleşir. Günlük çalışmalarımızda olduğu gibi ibadetlerimizde de ölçülü davranmak, aslında en güzel ve sağlıklı olan yoldur ve buna ‘Sırat-ı müstakim’ denmektedir. 

“Sırat-ı müstakim şecaat, iffet, hikmetin mezcinden (birleşiminden) ve hülâsasından hâsıl olan adl ve adalete işarettir. Şöyle ki: Tagayyür, inkılâp ve felâketlere maruz ve muhtaç şu insan bedeninde iskân edilen ruhun yaşayabilmesi için üç kuvvet ihdas edilmiştir.” (İşarat’ül-İcaz, s. 45) 

Haddi aşmak hususunda Kur’ân’da birçok âyet geçmektedir. Bunların birkaçına bakalım. “Sonra onlara (verdiğimiz) sözü yerine getirdik de, Kendilerini ve dilediğimiz kimseleri kurtardık; Haddi aşanları ise helâk ettik” (Enbiya, 9) “Gerçekten biz, her şeyi bir ölçü ve denge ile yarattık” (Kamer, 49) “Allah haddi aşanları sevmez.” (Maide, 87) ve diğer bir âyette ise, “Ey iman edenler! Allah’ın size helâl kıldığı iyi ve temiz nimetleri (kendinize) haram etmeyin ve (Allah’ın koyduğu) sınırları aşmayın.” (Maide, 87) buyruluyor. 

Bazı durumlarda ise şu âyet şuurlu bir Müslümanın davranışlarından bir örneğinin nasıl olmasını şöyle belirtiyor: “Onların Allah’tan başka tapmakta olduklarına sövmeyin ki, (onlar da) haddi aşarak bilgisizce Allah’a sövmesinler! Böylece her ümmete amellerini süsledik.” (En’am, 108)

Sohbetlerimizde öncelikle; tedbir ve ihtiyat, dikkat ve incelik, samimiyet ve tevazuu ile tebessüm öne çıkmalı. Makam ve mevki yolunda haddini aşarak dostlarımızı terk edersek, gün gelir yalnız kalabiliriz.

Robin Sharma; “İnsan gelişimi, bir trene benzer: kendini aşan insan, gar’dan, haddini aşan insan ise rayından çıkmış demektir” der.

Söyleyeni bilinmeyen şu söz de güzeldir; “Her şeyi bilmene gerek yok. Haddini bil yeter (yani haddini aşma).”

Üstad Said Nursî 15. Sözde şeytanla muhaveresinde şunları söylüyor:

“Şeytan döndü, yine dedi ki: “Kur’ân’ın mesaili gibi, çok zatlar o çeşit meseleleri din namına söylüyorlar. Onun için, bir beşer, din namına böyle bir şey yapmak mümkün değil mi?” Cevaben Kur’ân’ın nuruyla dedim ki: Evvelâ: Dindar bir adam, din muhabbeti için, “Hak böyledir, hakikat budur. Allah’ın emri böyledir” der. Yoksa Allah’ı kendi keyfine konuşturmaz. Hadsiz derece haddinden tecavüz edip, Allah’ın taklidini yapıp, O’nun yerinde konuşmaz.” (15. Söz) addi aşmak’ ile tanımlanabilir.

Mesnevî-i Nuriye, Zühre’de geçen şu cümle ölçümüz olsun: “Ne mutlu o adama ki, kendini bilip haddinden tecavüz etmez.”

Her zaman duâmız; “Allah’ım bizleri haddi aşanlardan eyleme!” olmalı.

Okunma Sayısı: 4367
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı