Bu sağlamlık, öncelikle dindar, demokrat, muhafazakâr karakterli yerli insanından kaynaklanıyor.
Yalova ili, Çınarcık ilçesine bağlı Esenköy’ün yerlisi “93 Muhacirleri” de denilen Kafkas göçmenidir.
1877’de Çarlık Rusyasının zalimane taarruzu karşısında, dinini, mukaddesatını muhafaza etmek, izzetini, namusunu çiğnetmemek için vatanlarını terk edip Anadolu’ya göç eden Müslüman Lazlar, Çerkesler, Dağıstanlılar ve Gürcülerin bir kısmı gelip Yalova’nın köylerine yerleşmiş.
İşte, bir Gürcü köyü olan Esenköy Beldesi de, o yerleşim birimlerinden biridir. Beldeye bağlı orman köylerinin de önemli kısmı aynı durumda.

3-4 binden 40-50 bine

Daimî nüfusu 3-4 bin civarında olan Esenköy’ün tatil sezonu olan yaz aylarındaki nüfusu bir anda 40-50 bine çıkıyor.  Ramazan dışındaki Temmuz-Ağustos aylarında bu rakam da aşılıyor.
Sıcak mevsimde hasıl olan bu olağan üstü alâkanın birkaç sebebi var. Bunlara kısaca değinmek gerekirse...
«Bu belde emin, yani güvenilir bir yer.
«Yerleşik insanları dindar, demokrat, yani uyumlu ve toleranslı kimseler.
«Burayı tercih eden tatilciler de, ekseriyetle yine aynı duygu ve düşüncelere yakın; birbirine saygılı, hoşgörülü insanlardan müteşekkil.
«Burası, Marmara Bölgesinde İstanbul’a en yakın noktadaki tatil beldelerinden biridir. Buraya hem deniz, hem de karayoluyla 2-3 saatte rahatlıkla gidilebiliyor.
«Derinliği çok kısa (100-200 m), uzun sahil şeridi ise 10 kilometreyi de aşan Esenköy sınırları içinde fabrika türü sanayi tesisleri bulunmadığı için, beldenin hemen tamamında nisbeten bir huzur, sükûn ve temizlik hakim. Hiç rahatsız etmeyen esintili havası gibi, deniz suyu da tertemiz. Kıyının hemen her noktasından denizin dibini görmek mümkün.
« Esenköy, ayrca “Hanımlara özel plajlar”ıyla da meşhur olmuş bir yer. Ya ormanla kaplı, ya da duvarla kaplanmış hanımlara mahsus gayet müsait yerler var ki, bu yönüyle de örneklik teşkil ediyor. Koruma altındaki bu tür plajların çalışan personeli de yine hanımlardır.
« Esenköy’ün kilometrelerce uzayıp giden sahil kordonu, aynı zamanda bir yürüyüş ve gezinti parkurü gibidir. Günün 24 saattinde, burada huzur ve güven içinde gezinti yapabilirsiniz.
« Öte yandan, bu güzelim belde camileriyle, ezan sesleriyle, Kur’ân kurslarıyla, dinî sohbetleriyle, imanî dersleriyle de huzur veren, feyiz ve bereket saçan bir yer.
« Kezâ, ulaşım ve alış-veriç ihtiyaçları itibariyle de bir dizi avantajları ve alternatif imkânları olan bir yerleşim alanı. İster Yalova veya Armutlu üzerinden karayoluyla, ister Haliç’ten direkt sefer yapan gemilere binip denizyoluyla her gün Esenköyle gidip gelmek mümkün.
«Sadece temiz havası ve deniz suyu bulunan Esenköy’de ikamet edenler, ayrıca arabayla yarım saatlik mesafede bulunan Yalova ve Armutlu’daki kaplıcalardan da istifade cihetine gidebilir.
«««
Burada sıralama imkânı bulamadığımız Esenköy’ün daha birçok avantajlı özellikleri bulunmaktadır.
Bir tarafı dağlık-ormanlık alan, bir tarafı baştan başa ve göz alabildiğine berrak deniz olan Esenköy’de hemen her bütçeye uygun kiralık veya satılık daire bulmak da mümkün.
Yerine, kalitesine ve büyüklüğüne göre, günlük 50-250 lira arasında değişen pansiyon ve daire kiralarının yanı sıra, mülkiyeti 50-250 bin lira arasında değişen satılık daireler de var.
Son bir not: Yakında doğalgaza da kavuşacak olan Esenköy’de, şimdilik sadece Haziran başı-Eylül sonu döneminde tatil yapılabiliyor. Ancak, burası emekliler ve sakin ortamda dinlenmek isteyenler için dört mevsim müsait durumda.

Gelişen Yalova’nın dinamik hizmetleri

Bundan elli sene kadar evvel İstanbul’a bağlı 15 bin nüfuslu vasat bir ilçe konumunda olan Yalova, bugün sadece şehir nüfusu 100 bini (genel nüfusu 130 bini) aşan bir vilayetimizdir.
1995’te vilayet statüsünü kazanan Yalova’nın toplam 6 ilçesi, beldelerle birlikte 15 belediyesi ve 43 de köyü var.
Bilhassa 2008’de Yalova Üniversitesinin de kurulmasıyla birlikte, Yalova bir kat daha gelişerek, hemen her yönüyle kendine yetebilecek bir konuma yükseldi. Bu arada, üniversite öğrenci sayısının da 10 bini aştığını hatırlatmış olalım.
«««
Otuz altı yıllık bir İstanbul’lu olarak, itiraf edelim ki, geçmiş otuz beş sene içinde en az gidip ziyaret edebildiğimiz şehirlerin başında Yalova gelmektedir.
Fakat, ne gariptir ki, her on yılda bir—o da dâvetsiz misafir olarak—ancak gidip ziyaret edebildiğimiz Yalova’ya, sadece son sekiz ayda tam dört defa yolumuz düştü: Ekim’den bu yana sohbet, seminer, konferans, panel ve il çapındaki piknik organizasyonu vesilesiyle—dâvete icabeten—dördüncü ziyaretimizi geçen hafta sonu yaptık.
Bizim açımızdan, son derece feyizli, bereketli, şevkli, zevkli geçti. Önce, Esenköy’de, ardından yarı yayla denilebilecek meşhûr şelâle mevkiinde ve son olarak Yalova merkezindeki temsilik salonunda okuyularımızla buluşup hemhal olduk. Zaman, mekân müsait olduğundan, onlarla yılların özlemini, hasretini de giderme fırsatını bulduk.
Orada, bilhassa genç ve enerjik kardeşlerimizin hizmetini, himmetini, gayretli koşuşturmasını takdirle müşahade ettik. Hele, gün boyu koşuşturmaktan yorulduğu halde, yine de akşamki sohbeti kaçırmayan coşkun fıtratların varlığı, bizi ziyadesiyle memnun ve mesrûr eyledi.
Cuma gününden başlayıp Pazar öğle sonrasına kadar devam eden ve Yalova, Esenköy, Teşvikiye, Erikli Yaylası (Samanlı Dağları), Kent Ormanı Piknik Alanı ve Çifte Şelaleyi de içine alan yoğun seyahat/ziyaret proğramını, iki saatlik deniz yolculuğuyla tamamlayıp yeniden İstanbul’a döndük.
Umuma bakan kudsî, nuranî hizmetlerde emeği geçen bütün okuyucularımıza, arkadaşlarımıza, bahusus hanım kardeşlerimize tebrik ve duâlarımızı iletiyoruz. Cenâb-ı Hak, sizlerden ebeden razı olsun.