Her yıl vefat yıldönümü olan 16 Ağustos’ta rahmet-i Rahman’a kavuşan Hacı Bektâş-ı Veli’nin meşhur bir sözü ile başlayalım. Şöyle diyor, o veli zat: Yetmiş iki millete bir nazarla bakınız.
Yani, insanlar arasında ayrımcılık-gayrımcılık yapmayın. Kimseyi dışlamayın, ötekileştirmeyin, hor ve hakir görmeyin demektir.
Bu tasavvuf pirinin düşündüren, ibret dersleri veren daha pek çok sözü var. Yazının son bölümünde, o veciz sözlerden bir demet sunalım.
*
En muteber rivâyete göre, Hacı Bektâş-ı Velî, 16 Ağustos 1271’de vefât etti. Her yıl aynı günlerde Nevşehir Hacıbektaş’da onun adına Anma Programları düzenlenir. (Not: Bu yıl Cumhurbaşkanı için 3 gün erken bir anma merasimi yapıldı.)
Doğum ve ölüm tarihi ile vefât şekli hakkında farklı kayıtlar ve rivâyetler bulunan bu mübarek zât, aynı zamanda Bektâşî Tarîkatının kurucusudur.
Doğum yeri Horasan’ın Nişabur şehridir. Osmanlı Beyliğinin kuruluşu yıllarında yaşadı. Asıl ismi Muhammed bin İbrahim Atâ olup, lâkabı Hacı Bektâş’tır. Seyyidler neslindendir; soyu Hazret-i Ali’ye dayanmaktadır. Makâlât isimli Arapça bir eserin sahibidir. Türbesinin bulunduğu Nevşehir’e bağlı ilçe, Hacıbektaş ismini taşıyor.
Hacı Bektâş-ı Velî, bir rivâyete göre, ülkeyi yöneten sultanlara, “Yeniçeri” mânasında bir askerî teşkilâtı kurulması için hem bazı tavsiyelerde bulunmuş, hem de çokça duâlar etmiş. Ayrıca, bu gibi devşirmelere, İslâm terbiyesinden ayrılmamaları için bol bol nasihat ettiğinden dolayı, asker ocağının da mânevî pîri olduğu hususu rivâyetlerde yer almış.
Hacı Bektâş’ın arzusunu, uzun zaman sonra Osmanlılar tahakkuk ettirdi. Osmanlı’da Hacı Bektâş, bilhassa Yeniçeri ordusunun pîri, üstadı ve mânevî hâmisi olarak bilinir. Bu bağlılık ve muhabbet, Yeniçerilerin, gerek sulh ve gerekse savaş zamanlarında tâlim, terbiye ve kahramanlıklarına kuvvetli bir senet teşkil ettiği kabul edilir.
Hacı Bektaş’dan veciz sözler:
Eline, diline, beline sahip ol.
Göze nur kalpten, gönülden gelir.
Murada ermek, ancak sabır iledir.
Tahkik etmek, açık bir imtihandı.
Hak, güneşten daha açık, daha zahirdir.
Abdal dediğin, Hakk’a hayran olandır.
İbadet, Cennet için değil, Hakk’ın rızası için yapılır.