"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İmam-ı Âzam Ebû Hanife

M. Latif SALİHOĞLU
06 Mayıs 2022, Cuma
Birbirine yakın tarihler verilmekle beraber, bizim baktığımız kaynaklara göre Hanefi Mezhebinin kurucusu İmam-ı Âzam Ebû Hanife Hazretlerinin vefâtı, Milâdî tarih itibariyle 6 Mayıs 767’dir.

Muhtelif kaynaklara göre, Ebû Hanife’nin kısa biyografisi şöyledir:

5 Eylül 699 tarihinde Irak’ın Kûfe şehrinde doğdu. Doğum tarihi hakkında bir görüş birliğinden söz etmem mümkün.

Asıl adı Nu’man bin Sabit’tir. Dürüst ve mümtaz bir şahsiyet olduğu için kendisine ‘’Hanif’’ ismi verilmiş. Hanif tâbiriyle alâkalı daha başka rivâyetler de var. Ancak, burada üzerinde durmaya ihtiyaç yok.

İ­mam-ı Âzam, bilhassa fıkıh alanında yaptığı içtihatlarla ortaya pek çok eser bırakmıştır. Bu mümtaz eserler, hem Hanefî mezhebinin inceliklerini serd ediyor, hem İslâm fıkhının temel ölçülerini en güzel bir sûrette ve gayet muhkem bir şekilde izâh ile vüzûha kavuşturmuş oluyor. Sonradan gelen aynı çizgideki imamlar ve âlimler, yine onun eserlerini ikmâl etmeye çalışmışlardır.

İ­mam-ı Âzam’ın en meşhur eseri Fıkhu’l-Ekber’dir. Büyük fıkıh mânâsınadır. Ehl-i Sünnet’in akâidine dâir olduğu için, esere bu isim verilmiş. 

Ebu Hanife’nin bazı sözleri

* Bir devlet başkanı kamu malından çalar ve halkına ihanet ederse, zulme sapmış olur. Böyle bir durumda onun halifeliği iptal olur. Ayrıca, vereceği kararlar hükmünü, geçerliliğini kaybeder.

* Bilmediklerim ayağımın altına konulsa, başım gökyüzünün en yüksek katına yükselir.

* Avamın ve tacirlerin yanında ilme ve dine ait olmayan sözlerden kaçın ki, mala rağbet ve sevgin üzerinde durulmasın. 

* Avam arasında ne gül, ne de tebessüm et; yani yılışık olma.

* Gereksiz yere çarşıya, pazara çıkma.

* Kemâle erişmemiş yeni yetmelerle çok konuşma; onlarla senli benli olma.

* Size vasiyet ediyorum: Beni gasp edilmemiş hâldeki bir toprağa defnedin

Ve, bir menkıbe 

İmam-ı Azam Ebû Hanîfe’nin ilmi faaliyetleri yanında ticaretle de meşgul olan bir şahsiyettir. O büyük zât, gündüz öğleye kadar kursta-mescitte talebelerine ders verir, öğleden sonra da ticarî işleri ile uğraşıyor idi. 

Bir gün ders verdiği esnada bir adam mescidin kapısından seslendi: 

- Ya imam, senin gemin battı!

İmam-ı Azam bir anlık tereddütten sonra “Elhamdülillah” diye karşılık verdi. 

Aynı adam, bir süre sonra tekrar gelip şu haberi verdi: 

- Ya imam, bir yanlışlık oldu; batan gemi seninki değilmiş. 

İmam bu yeni habere de yine “Elhamdülillah” diyerek mukabele etti.

Haber getiren kişi hayretle sordu: 

- Ya imam, gemin battı diye haber getirdik “Elhamdülillah” dedin. Batan geminin sana ait olmadığını söyledim, yine “Elhamdülillah” dedin. Bu nasıl iştir böyle? 

İmam-ı Azam, meseleyi şöyle izah etti: Sen gemin battı diye haber getirdiğinde, kalbimi şöyle bir yokladım: Dünya malının yok olmasından, elden çıkıp gitmesinden dolayı en küçük bir üzüntü yoktu. Bu sebeple Allah’a hamdettim. Batan geminin benimki olmadığı haberini getirdiğinde ise, yine aynı şeyi yaptım. Dünya malına kavuşmaktan dolayı kalbimde bir sevinç yoktu. Dünya malına karşı bu müstağni hâli bana lutfettiği için, yine Allah’a şükrettim.

Okunma Sayısı: 3253
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet

    7.5.2022 09:48:07

    Büyük zatları çok az tanıyoruz maalesef. Allah razı olsun güzel bilgiler için.

  • selma

    6.5.2022 13:51:08

    Ders alınması gereken çok hikmetli sözler. İlk pragraftaki hikmetli sözleri, daha bir dikkat çekip anlam kazanıyor, ben burdayım diyor sanki !!!!

  • Ramazan Çaloşan

    6.5.2022 11:16:07

    Hukuk Tarihte ilk defa Müslümanlar elinde fıkıh ile bir "ilim" olma hüviiyetini kazanmıştır. Bu önemli bir konudur. Bütün hayatı kapsadığı için, Ferdi, Ailevi ve içtimai bütün meseleler en sağlıklı bir şekilde bu ilim vesilesi ile sağlığına kavuşmuş oluyor.

  • süleyman ALIÇ

    6.5.2022 10:09:53

    Latif abi teşekkürler İmamın gemisinin batmasına ve kuruluşuna verdiği cevabı Üstadımız Şöyle şerh ediyor; " Aklı başında olan insan, ne dünya umurundan kazandığına mesrur ve ne de kaybettiği şeye mahzun olmaz. Zira dünya durmuyor, gidiyor. İnsan da beraber gidiyor. Sen de yolcusun. Bak, ihtiyarlık şafağı, kulakların üstünde tulû etmiştir. Başının yarısından fazlası beyaz kefene sarılmış. Vücudunda tavattun etmeye niyet eden hastalıklar, ölümün keşif kollarıdır. Maahaza, ebedî ömrün önündedir." Rabbim bizleri de bu hakikatları anlayıp hayatına uygulayanlardan eylesin AMİİİN

  • Abdullah Tunç

    6.5.2022 08:34:00

    "Aklı başında olan ne dünyada kazandığına sevi nir,nede kaybettiğine üzülür." İmam-ı Azam bu hakikatı hayatında fiilen uygulamıştır.Rabbim dün ya malının sevgisini kal binden atanlardan kulların dan eylesin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı