Vefat günleri Haziran ayı ortalarına tevâfuk eden yakın tarihin tanınmış değerli şahsiyetleri var. Hatırlayabildiklerimizin bir kısmı şunlar:
• Mütefekkir, yazar Cemil Meriç (1916-1987) 13 Haziran.
• Mazlumların müdafiî Av. Bekir Berk (1926-1992) 14 Haziran.
• Geçen hafta Hakk’ın rahmetine vâsıl olan Diyanet’ten emekli Yusuf Kavaklı Hoca (1946-2024) 14 Haziran.
• Gazeteci, yazar, romancı Peyami Safa (1899-1961) 15 Haziran.
• Şair, yazar, romancı Tahir Kutsi Makal (1937-1999) 15 Haziran.
• Senarist, yazar Kürt-Çerkes melezi Ayşe Şasa (1941-2014) 16 Haziran.
• Hz. Bediüzzaman’ın has talebesi, DP Emirdağ Teşkilâtı Başkanı Hamza Emek (1922-1990) 16 Haziran.
• Demokrat Parti iktidarında 10 yıl müddetle Meclis Başkanlığı yapmış olan Sivaslı Refik Koraltan (1889-1974) 17 Haziran.
• Ve, hayatının başından sonuna kadar Üstad Bediüzzaman’a ve Risâle-i Nur’a dost kalan meşhur siyasetçi İslâmköy’lü Süleyman Demirel (1924-2015) 17 Haziran.
Allah, cümlesine rahmet ve mağfiret eylesin.
*
Bilvesile, İslâmköylü Süleyman Demirel ile ilgili muhterem Yüksel Şenol Ağabeyimizden dinlediğim bir hatırayı kısaca nakletmek istiyorum.
Risâle-i Nur'un neşir ve intişarında, Barla, Bedre ve Sav köyü gibi, İslâmköy'ün de pek mühim bir yeri var. Türkiye'de “Allah” demenin yasak olduğu, “Müslümanım” demenin cesaret istediği bir zamanda, hayatını ve her şeyini tehlikeye atarak Nur'a koşan ve Nur hizmetinde fütur göstermeyen —başta Hafız Ali olmak üzere— bu köy halkının yüksek hatırı, hâlis Kur'ân şâkidrlerinin yanında ilânihaye devam edip gideceği kanaatindeyiz.
Bu itibarla, İslâmköylu Hafız Ali’nin (1898-1944) yeğeni ve Kur’an talebesi olan Süleyman Demirel, Bediüzzaman Said Nursî'nin hayatını, dâvâsını, eserlerini bilen, tanıyan ve okuyan bir şahsiyet idi.
Dahası, bu eserleri okuması için başkasına da tavsiyede bulunduğunu yakinen biliyoruz. Acizâne, defaatle bu gerçeğin şahidi olmuşumdur. Onun tavsiyesi üzerine bizi arayan birçok kimseye Nur Risâleleri götürülmüştür.
Demirel, kim ne derse desin, Üstad Bediüzzaman ve eserlerinin daima lehinde konuşup şehadet etmiştir. İTO üyesi M. Yüksel Şenol’dan bizzat dinlediklerimi şu şekilde özetleyebilirim:
1991'deki genel seçimler öncesinde entelektüel çevrelerin teşkil ettiği Marmara Grubunda konuşma yapmak için dâvet edilen Demirel'e, Said Nursî ve eserleri hakkında—tamamı aleyhte olmak üzere—tam 7 tane soru soruldu. Soru soranlardan biri Hürriyet'in başyazarı Oktay Ekşi'dir. Milliyet’in başyazarı Hasan Pulur da oradaydı. Bu kimseler, Demirel'e "Sen nasıl olur da 'Said Nursî büyük İslâm âlimidir' dersin? Hatta, daha da ileri gidip 'Ona büyük İslâm âlimi değildir diyenin alnını karışlarım' diyorsunuz. Bu yaptığınız doğru mu? Siz Said Nursî’nin avukatı mısınız? Onu neden sürekli savunuyorsunuz?" diye, yedi soruyla onu adeta hesaba çektiler.
Salonun genel havası bu noktada Demirel'in aleyhinde olmasına rağmen, kendisine sorulan yedi soruyu da tam göğüsleyerek cevap verdi. Bediüzzaman'ı ve Risâle-i Nur'u avukat gibi pervâsızca savundu. Sonra, Kur'ân'ın tefsiri olan bu eserleri okuduğunu, çok istifade ettiğini ve salondakilerin de alıp bunları okumasını tavsiye etti.
*
İşte, Süleyman Demirel’in tavsiye üzerine kendisine tam takım Risâle-i Nur Külliyatını kendi elimle götürdüğüm İTO üyesi M. Yüksel Şenol ile yine bu vesileyle takım halinde külliyat siparişi veren aynı meslek odası üyesi arkadaşı, burada bahsettiğimiz hadisenin canlı şahitleridir.
*
Süleyman Demirel'in geçmişte Köprü dergisi ve Yeni Asya'da pek çok röportajı, özel beyanatı yayınlandı. Bunların önemli bir kısmı kitaplaştı. Mevkutelerimizde çıkan sözleri, çeşitli platformlarda zaman zaman hatırlatılıyor, hatta yüzüne vuruluyordu. Ama o, Said Nursî’ye dair söylediklerinin arkasında olduğunu söylemekten hiç çekinmedi. Ömrünü de aynı istikamet üzere tamamladı. Allah rahmet eylesin.
………………
TEBRİK: Kurban Bayramınız tebrik eder, bu bayramın başta Filistin halkı olmak üzere umum âlem-i İslâm için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ederim. MLS