Aşı meddahı kimi medyatik şöhretlere son zamanlarda bir haller oldu.
Aşı yaptırmak istemeyenlere hemen yekten “vatan haini” damgasını yapıştırıveriyorlar.
Bu kadar kolay, bu kadar basit olmamalı bu iş. Aşı olmayı mecbur kılacak bir kanun maddesi yok. Dahası, vergisini veren, askerliğini yapan ve her türlü vatandaşlık görevini yerine getiren insanlara “vatan haini” damgasını vurmak, hiç kimsenin harcı da değil, haddine de düşmemiş.
*
Hemen ifade edelim ki, biz öyle kafadan aşıya karşı olan kimselerden değiliz. Bu meselede peşin hüküm sahibi de değiliz.
Keza, mesleğinin izzetiyle, şerefiyle meşgul olan herkesin şahsına da, yaşına da saygımız var. Ancak, adeta zihnî melekelerini yitirmişcesine yazılar yazan, konuşmalar yapan ve sık sık akla karayı, şap ile şekeri birbirine karıştırıp durması, hele kendileri gibi düşünmeyenleri vatan haini gibi göstermesi, sadece bizim değil, pekçok kesimden insanın şimşeklerini üzerine çeker ve elâlemin diline düşmekten de kurtulamaz olurlar.
*
Evet, şu veya bu sebeple şöhret olmuş bazı kimseler, özellikle virüs aşısı konusunda hızını alamayarak, “Ben aşı yaptırmak istemiyorum” diyenleri bilkülliye “vatan haini” ilân ediyor. Bununla da kalmayıp, daha da ileri gidip “Aşı olmak istemeyenlere kız verilmesin, devlet dairelerine alınmasın, okullara sokulmasın, toplu taşıma araçlarına bindirilmesin” diyerek, koca bir millete ayar vermeye yelteniyor.
* Bu ise, dehşet verici, tüyler ürpertici bir eğilimin işaret fişeklerini andırıyor.
*
Her şey bir yana, hiç kimse aşı lehinde veya aleyhinde ahkâm keserek, kendisi gibi düşünmeyenleri vatan hainliği ile suçlayamaz, damgalayamaz. Zira, bu çok büyük bir ithamdır, toplumu terörize etmek gibidir. Şayet, itham ve isnat bu derece kolay ve ucuz hale gelirse, herkes birbirine karşı kullanma cihetine gider ki, bunun altından hiç kimse kalkamaz olur.
Evet, vatan haini iddiasını delillendiren kimse, bunu ispat etmek mecburiyetindedir. Aksi halde, turnusol kâğıdı gibi iş döner, müddei, o aynı iddianın hedefi olur ve yaptığı isnadın altında kalır. Evet, hedefini bulmayan bir türlü fenâlık gibi, bu da döner sahibini bulur.
*
Bilvesile, şunu da ifade etmek isteriz ki: Bu vatanda, gerçek vatan hainlerini tesbit edecek ve onlara ceza verdirecek savcılar, hâkimler var. Doktorlar, bu sahaya giremez, bu meselede ahkâm kesemez. Buna hiçbir surette hakkı yoktur.
Şayet, vatan hainliğinden birilerine ceza verilecekse, bu işi hekimler değil, hâkimler yapar. Şüphesiz, bu onların vazifesi.
Bu arada, damgacılara şunu tekraren hatırlatalım: Aşı yaptırmak istemeyenler askerlik yapmadı mı, yapmıyor mu, ya da askerlik yapılmasına karşı mı? Savaş oldu da cepheye mi gitmediler? Devlete olan vergilerini mi vermediler? Devletin malına zarar mı verdiler? Devletin askerine, polisine, memuruna kurşun mu sıktılar?
*
Ey damgacı efendiler! Lütfen, şu “vatan haini” türünden ağır ithamlarda bulunmaktan ya vazgeçin, ya çıkıp hukuk önünde bu iddianızı ispat edin, ya da susun. Aksi halde, “yalan uydurmak”, başkasına “iftira atmak”, hatta mâsum kimselere “ağır hakaretlerde bulunmak” gibi suçlarla itham edilmekten bu kez siz kurtulamazsınız.