"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Z kuşağını anlamak

Misbah ERATİLLA
30 Mayıs 2021, Pazar
Salih, kahvaltı sonrası odasına gitti ve bilgisayarın başına geçti. Büyük bir şevkle bilgisayarı çalıştırdı ve sanal yolculuğa başladı.

Annesi, Salih’in üzülmemesi ve kırılmaması için onunla her zaman hassas bir tarzda konuşurdu. Yanlışlarını görmezden gelirdi. Babası ise son bir ay içerisinde Salih’le toplam yirmi kelime ancak konuşabilmişti. Salih’le konuşmak dünyanın en zor işi olmuştu. 

Çünkü Salih’in gerçek dostu ve arkadaşı sadece bilgisayarı olmuştu.

Salih’in babası oğlunun bilgisayardan dolayı hayattan kopuk yaşaması ve yalnızlığı tercih etmesi yüzünden iyiden iyiye endişelenir. “Oğluma neler oluyor?” diye telâş eder ve bir uzman desteği almaya karar verir. Konunun uzmanına danışır. Salih’in babası, uzmanların bu konularda uzun konuştuğunu bilmesine rağmen, bir kliniğe gider. Meramını dile getirdikten sonra klinik uzmanı Uzman şunları dile getirir: “Önce rahat olun çünkü bundan sonra yeni bir kuşak geliyor. Bu kuşaktakiler bize benzemeyecekler. Onları ret etmeyi değil, anlamaya çalışmalıyız. Bunların özgüvenleri çok yüksek olup hürriyetlerine aşırı derecede düşkündürler. Eğer onların hürriyet alanlarını kısıtlar ve konfor alanlarına müdahale ederseniz vay halinize! Sizin zamanınızdaki gibi bunların arkadaşları ve arkadaş grupları yoktur. Eğer siz çocuğunuzun bir işi bitirmesini istiyorsanız ferdî olarak ona iş verin. Bu kuşak; kurallı, programlı iş yapmayı sevmezler. Ders çalışırken veya bir sorumluluk yüklediğinizde istediğiniz gibi çaba harcamadığını gördüğünüzde de sakin olun. Çünkü bu çocuklar bizlere benzemezler. Bunlar, teknoloji havuzunda doğmuş; bilgiye, erişim hızına müptelâ yeni nesil çocuklardır. Bu kuşaktaki çocukların bizim gibi olmalarını beklemeyelim. Sınırsız bir hayal dünyaları vardır. Becerileri yüksek olmasına rağmen hırs ve azimleri olmadığından ileriki iş hayatlarında her an bir krizle karşı karşıya gelme ihtimalleri yüksektir. Serbest bırakıldığında çok verimli olurlar. Ebeveynler olarak bu çocukların başarılarının devamını istiyorsanız onları ödüllendirmek, onları azimli kılar.

“Dünyanın neresinde olursa olsun yaşananları takip ederler. Yalnızlık onları dinlendirir ve rahatlatır. Onlarla aranıza kural koyarsanız iletişiminiz tamamen kopabilir. Onlarla inatlaşmayın. Doğru bildiklerini daima savunurlar ve dışardan gelen fikirlere soğukturlar. Bu kuşak, duygusal zekâya sahip olup insanları, kitapları, gezegeni ve hayatın bütün unsurlarını önemserler. Bu kuşaktaki çocuklar bol imkânlar içerisinde büyüdüklerinden hayatta birçok şeyi kolay elde etmişlerdir. Bu sebeple varlık içerisinde olgunlaşmaları gerekiyor. Daha önceki yaşantımıza kıyaslayıp onları yetiştirmeye çalışırsak onları kaybederiz. Bu çocuklar öğrenmeye, yeniliğe açıktırlar; bunlar sevgi açlığı çekerlerse yalnızlığa düşerler. Ebeveynler olarak sevgi açlıklarını gidermek en önemli göreviniz olmalıdır. Çoğu zaman işin sonunu düşünerek hareket etmediklerinden onlara ‘Bizim zamanımızda biz böyleydik.’ dememek gerekir.”

Uzman konuşmasına şu şekilde devam eder: “Bu kuşak, genel olarak çoğu şeyleri geç öğrendiğinden gecikmiş ergenlik vak’aları çok olur ve ergenlikleri bir türlü bitmez. Kolay yollarla hayatta var olmak istedikleri gibi çok kısa vadeli düşünmeye de yatkındırlar. Bundan dolayı orta ve uzun vadeli değil, anlık zevkleri düşünürler. Aceleci ve sabırsızlar. ‘Sen çalış ben yiyeyim.’ algısı bu kuşakta çok fazla görünmektedir. Bu kuşağa elbirliği ile iyi ve güzel şeyler öğretmezsek psikolojik olgunlaşmaları sürekli eksik kalır. Z kuşağı veya Z nesli, Y kuşağından sonra gelen ve Alfa Kuşağı’ndan önce gelen bir kuşaktır. 1997–2012 yılları arasında doğan kişilerden oluşmaktadır. Bizim kuşaktan çok farklıdırlar. Bunların özgüvenleri yüksek olduğundan hayallerinin peşinden gitmekten asla vazgeçmezler. Bunların tehlikeli özelliklerinden biri çabuk yükselmek ve başarıyı hızlı bir şekilde elde etmek istemeleridir. Dört beş yıl içerisinde dünya genelinde % 75 oranında etkin olmaları bekleniyor. Bu kuşağı en çok merak edenler, siyasetçilerdir. Son zamanlarda iş dünyası da bu kuşağı yakından tanımak için detaylı çalışmalar yapmaktadır. Bu gençlerin ortak paydası teknoloji ve internettir. Teknoloji içinde doğan bu kuşağın oyuncakları telefon ve bilgisayardır. Bu kuşak sinir uçlarına dokunulacak bir olay olmadan kimseyle bir araya gelemezler. Bizler burada kiracıyız. Z kuşağından olan Salih gibiler ise ev sahibidirler. Onları kendi zamanımızdaki gibi eğitmeye çalışırsak kaybederiz. Psikolojik ihtiyaçlarına cevap vermeden onlarla aynı dili konuşamayız. Onları anlamak ve onların sevgi depolarını boş bırakmamak gerekmektedir. Salih gibileri anlayış, sevgi ve şefkat toprağında yetiştirelim ki geleceğimiz aydınlık olsun.”

Babası, bütün bu konuşmaları dinledikten sonra Salih ile daha çok zaman ayırıp, ona endişelerini hissettirmektense daha çok sevgi ve şefkatini hissettirmeyi ilişkilerinin merkezine koyar. Bir süreliğine bunu ev içi ortamlarda uygulamaya başlar. Etkisini görmeyi beklemez, ısrarla sevgi ve şefkat yumağını çocuğuna karşı sürdürmeye devam eder. Annesi de babasının ev içi ortamlarda Salih’e yapılan bu yaklaşım tarzını fark eder ve bir süreliğine de olsa içi rahatlar. Bakalım Salih bu yaklaşım tarzını nasıl karşılayacak?

Okunma Sayısı: 3620
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • GÜLTEKİN KIZILBULUT

    3.6.2021 10:51:06

    Yukarıdaki cümleleri çok kullandığımın farkına vardım. Bizim zamanımızda bizim zamanımızda diye. Bugünkü konumuma ve başarımı belki de tbugün kü teknolojik koşullar olsaydı elde edemeyebilirdim. Teknoloji her zaman iyi olmuyor. Bu kadar kısa bir yazıda bu kadar yoğun içerik büyük başarı. Elinize emeğinize yüreğinize sağlık

  • Okur

    30.5.2021 14:38:55

    Hemen her evde tüten bir duman... Çare nedir diye, bir çırpıda sona gelerek okunan bir yazı.. İpin ucu, söktükçe kendimize doğru ilerlliyor kanısındayım.. Teşekkür ile...

  • Kasım seçkin

    30.5.2021 13:23:08

    Misbah hocam elinize yüreginize sağlık Allah razı olsun Yüreğimize soğuk su Serptin sanki evdeki çocuğuma anlatıyorsunuz çok yerinde çok ihtiyaç duyulan bir yazıydı Rabbim ömrünüze ömür sağlığınıza sağlık katsın selam ve hürmetlerimle

  • cenk çalık

    30.5.2021 12:32:58

    Sevginin ve şefkatin açamayacağı kapı yok diye düşünüyorum. Mesleğimizin dört esasından birinin şefkat olması son derece manidar. En başta ve en fazla evlatlarımıza şefkati kullanmamız gerektiğini anlıyorum. Allah razı olsun Misbah hocam. Z kuşağı hakkında çok veciz bir özet olmuş. Baki selamlar.

  • Sezai MUMCU

    30.5.2021 11:56:31

    "Z kuşağı veya Z nesli, Y kuşağından sonra gelen ve Alfa Kuşağı’ndan önce gelen bir kuşaktır." Allah aşkına 124 bın Peygamberin de içinde bulunduğu İNSANLIK bütün kuşakları görmesine rağmen hiçbir kuşağa Elif Kuşağı YE kuşağı ZE kuşağı gibi ABUK SUBUK isim takmamıştır. Evet Bilgisayar sayesinde günümüz cocukları hayata ORTA OKULDAN İTİBAREN BAŞLIYORLAR... Ancak Bilgisayar AHİRZAMANIN PUTLARI LAT VE UZZA olmuşlar bile... Bu nasıl İHLASLI BAĞLILIK. Daha önce hiçbir PUTa bu kadar BAĞLI olunmamıştı. İmam Nikahını Bilgisayar üzerinden kendi kendine kıyanlar... AHİRZAMANDA yenilen HERZELER çok muhtelif.

  • ihsan

    30.5.2021 11:51:10

    Allah razı olsun hocam

  • Aydın

    30.5.2021 11:25:56

    Değerli ve kiymetli müdürüm eline sağlık

  • Mehmet Türeli

    30.5.2021 09:53:50

    Allah razı olsun, güzel yazılarınızdan çok istifade ediyoruz

  • Fatih

    30.5.2021 09:31:15

    Bu çocukların yalnız kalmasını sağlayan öncelikle şefkati yanlış yerde ve amaçta kullanan anne babalardır. İmkanların nispeten daha az olduğu 1980 öncesi doğan neslin kıtlık psikolojisi de var işin içinde. Biz rahat edemedik evlatlarımız rahat etsin diyerek bu anlayışa uygun tavır sergilediler. 90 lar da televizyonun evlere girmeye başlamasıyla aman çocuk erkenden yatsın da şu diziyi rahatça izleyeyim şeklinde bir kültürünün de başlaması göz ardı edilmemelidir. Neticede 2000 lerde bilgisayar, 2010 larda Tablet ve telefonları birer emzik olarak kullanarak yetiştirilen bir nesil karşı karşıya kalınmıştır. Ne yazık ki bu neslin keyiflerine düşkün yetiştirilmesinin en büyük müsebbibi anne babaları olmuştur. İmkan çok evet ama bu araç ve gereçlerin nasıl kullanılması gerektiğini öğrenen anne baba da neredeyse yok.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı