"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Diktatör Mübarek

Muhammet ÖRTLEK
21 Mart 2020, Cumartesi 00:17
Mısır’ı 30 yıl boyunca diktatöryel bir şekilde yöneten Hüsnü Mübarek geçtiğimiz 25 Şubat 2020 günü 91 yaşında vefat etti.

Mısır’ın eski başkanı Enver Sedat’ın 1981’de suikast sonucu öldürülmesi üzerine, yerine Hava Kuvvetleri Komutanı Mübarek başkanlığa getirildi. Hayatı çalkantılarla geçen Mübarek’in 1973’te birlikte katıldığı askerî geçit töreninde, Sedat’a karşı yapılan suikastten sağ kurtuldu. Hatta bu suikastin, Mübarek’in siyasette yükselişinin yolunu açtığı söylenebilir.

Mübarek iktidarının ilk ciddî iç sorunuyla 1986’da karşılaştı. Askerlik hizmet süresinin 3 yıldan 4 yıla uzatılacağı söylentileri, bazı güvenlik kuvvetlerince kabul edilmedi. Özellikle 17 bin kişilik Merkezi Güvenlik Kuvvetleri’nin hem görev süresinin uzatılması hazırlıkları hem de askerî şartları sebep göstererek isyan başlattı. Olaylarda 107 kişinin öldüğü kaydedildi.

Sina Yarımadası’ndaki, İsrail idaresindeki Taba bölgesinin Mısır topraklarına katılması Mübarek’in iktidarını güçlendirdiğine yorumlandı. Taba, 1967 Arap-İsrail Savaşı’ndan sonra iki taraf arasında anlaşmazlığın yaşandığı bölgeydi. 1986’daki başvurusu ile Uluslararası Tahkim, Mısır lehine karar vererek Taba’yı Mısır’a verdi.

Sedat’ın 1978’de İsrail’le imzaladığı Camp David Anlaşması’nın ardından, Arap Birliği, Mısır’ın üyeliğini dondurmuştur. Mübarek döneminde 1989’da Mısır’ın, Arap Birliği’ne geri dönmesi de, sadece Mısır için değil, bölge açısından da bir gelişmeydi.

Mübarek rejiminin diğer taraftan yüzleştiği zorluklardan biri de 1990’larda yükselişe geçen aşırılık yanlılarıydı. 2000’li yıllarda da turistlere yönelik saldırılar devam etti. 2004’te Sina Yarımadası’ndaki turistlere bombalı eylemde 34 kişi ölmüş ve 171 kişi de yaralanmıştı. Bir yıl sonra, Şarm El Şeyh’de bir dizi patlamada 88 kişi ölürken, 150 kişi yaralanarak zarar görmüştü. Bütün bu gelişmelerin Mısır’ı uluslar arası arenada da zor duruma düşürmüş ve Mübarek rejiminin güvenliği sağlayamadığına delil niteliğindeydi.

Mübarek, 1991 yılındaki Körfez Savaşı’nda Kuveyt’i desteklemişti. Saddam Hüseyin liderliğindeki Irak’ı, Kuveyt’ten çıkarmak için ABD’nin desteklediği Arap ordularının koalisyonunun teşkilâtlanmasında rol oynamıştı. Mübarek 1995’te Etiyopya’nın başşehri Addis Ababa’ya gerçekleştirdiği ziyarette, motosikletli silâhlı bir grubun suikast girişiminden kurtulmayı başarmıştı.

Mübarek 2005’te Parlamento’dan, Mısır Anayasası’nın 76. Maddesi’nde değişikliğe gitti. Değişiklikle izinli siyasî partilerin Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday gösterebileceklerinin önü açıldı. Mübarek 2005 yılındaki seçimleri kazanarak yüzde 88 oy oranıyla üst üste 5. kez Cumhurbaşkanı seçilmişti. Ancak muhalefet adayları ve bağımsız gözlemciler sandıklarda tesbit ettikleri “yaygın düzensizlikleri” kınadılar. Önceki seçimlerde de benzer durumların yaşandığı, âdil, hür, şeffaf ve demokratik seçimlerden uzak kalındığı belirtilmişti.

2005’teki bir diğer gelişme de Mübarek oğlu Cemal Mübarek hakkındadır. İktidardaki Ulusal Demokrasi Partisi (UDP)’nin ikinci adamı olan Cemal Mübarek’in, babasının vefatı veya görevden ayrılması durumunda hem partinin hem de ülkenin başına geçeceği durumuydu. Cemal Mübarek’in bu anti-demokratik pozisyonuna karşı Kefaya (Yeter) Hareketi gösteri düzenledi. Kefaya (Yeter) Hareketi, 2011’deki Arap Baharı protestolarında da ön sırada yer almıştı.

Mübarek’in UDP, 2010’daki seçimlerde Parlamento’daki 508 sandalyeden 420’sini kazanması dikkatleri çekmişti. İnsan hakları örgütleri ve muhalefet, rejimi başkalarının yerine oy kullanmak ve seçmenleri korkutmakla suçladı. Fakat hükümet seçimlerin âdil olduğunu iddia etti. Mübarek ve destekçilerinin, 2010 seçimlerinde de diktatöryel bir tutum sergiledikleri kuvvetle muhtemeldir.

2011 yılı ise bütün Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkeleri için kırılma/dönüm noktası oldu. Bölgede başlayan Arap Baharı / Uyanışı, Mısır’da toplumun siyasi, ekonomik, sosyal, dini vb. sebeplerle ortaya çıkmıştı. Gösteriler 25 Ocak 2011 ile 18 Şubat 2011 tarihleri arasında gerçekleşti. Halkın “Mübarek gitsin / rejim gitsin” taleplerine Mübarek dirense de, boyun eğmek zorunda kalarak 18 Şubatta istifasını vermişti. Aynı yıl Nisan ayında protestocuların ve toplumsal muhalefetin talepleri üzerine, Mübarek ve oğulları Cemal ile Alaa, göstericilerin öldürülmesi ve yolsuzluk suçlamaları ile tutuklanarak hapsedildiler. Yargılamalar sonucunda Mübarek, 25 Ocak devrimi esnasında yüzlerce vatandaşın öldürülmesinden suçlu bulundu. Mübarek ve iki oğlu, Mayıs 2015’te başkanlık sarayı için ayrılan parayı zimmetlerine geçirme ve kamu fonlarına el koymak suçundan da mahkûm edildiler. 

Geçtiğimiz 25 Şubatta vefat eden Mübarek’in cenaze töreni, top arabaları ve selâm duran askerler eşliğinde yapıldı. Cenaze törenine mevcut Cumhurbaşkanı Abdel Fettah El Sisi, bakanlar ve ordu mensupları katılarak, “Mısır’da Mübarek’siz Mübarek rejimi”nin devam ettiğinin selâmını verdiler.

Okunma Sayısı: 1714
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı