"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Doğu Türkistan - 5

Muhammet ÖRTLEK
24 Ağustos 2019, Cumartesi
Sincan’da 1930-1950’ler arası dönemde Doğu Türkistan hareketinin Çin karşıtı politikasında “Üç Efendiler” olarak adlandırılan İsa Yusuf Alptekin, Mehmet Emin Buğra ve Mesut Sabri Baykozi öne çıkmışlardır.

Milliyetçi Çin hükümetinin kuruluş sırasında “Çin hakimiyeti altında yaşayan milletlere kendi geleceklerini (self-determination) belirleme hakkı tanıyacağını” açıklamıştı. Ancak 1924 yılı self-determinasyon kararı, Doğu Türkistan’da uygulanmayınca Sincan’da bağımsızlık, ayrılıkçı, milliyetçi vd. ulusal akımlarda hareketlilik yaşandı. Bölgedeki 1931 yılı olaylarına SSCB’nin de müdahalesiyle, Doğu Türkistan sorunu uluslararası boyut kazandı. Üç Efendiler, Nanking’de düzenledikleri, toplantı, protesto ve yayınlar yoluyla Doğu Türkistan’a “1924 genelgesi ile muhtariyet verilmesinin” doğru olacağını, fakat bu kararın zamanında alınmadığının olumsuzluklarının yaşandığını vurguladılar.

Şarki Türkistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ahmet Can Kasımi’nin, SSCB yanlısı politikası, Çin yönetiminin Doğu Türkistan idaresinde Üç Efendiler’i tercih etmesine sebep oldu. 1947’de gerçekleştirilen yapılanma ile Üç Efendiler’den Genel Valiliğe Mesut Sabri Baykozi, Tamirat Bakanlığı’na Mehmet Emin Buğra ve Genel Sekreterliğe İsa Yusuf Alptekin getirildi. Böylece Doğu Türkistan yönetimi, Türk kökenlilere geçmiş oldu.

Üç Efendiler’in iktidarı uzun sürmedi. SSCB’nin, Doğu Türkistan’da etkin olma gayretleri ve Çin’de komünist yönetim insiyatifi ele alınca bölgeyi işgal etti. Sonuçta Üç Efendiler yurtdışına çıkmak zorunda kaldılar. Doğu Türkistan bağımsızlık hareketini Türkiye ve diğer ülkelerde tanıtmaya ve yayınlaştırmaya çalıştılar. Üç Efendiler hakkında daha fazla bilgi için Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi (C. 17, S. 1, Mart 2019)’ndeki Emin Kırkıl ve Tekin Tuncer’in kaleme aldıkları “Üç Efendiler’in Nanking ve Doğu Türkistan’daki Mücadeleleri” başlıklı makaleye bakılabilir.

Şarki Türkistan Cumhuriyeti 1949 yılının ikinci yarısında, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) başkanı Stalin ve Çin devleti başkanı Mao’nun birlikte düzenlediği “Üçüncü Çin İstilası”yla yıkılmıştır.

Çin Komünist Partisi, Sincan yönetimini milliyetçi Şarki Türkistan Cumhuriyetinden devraldı. Böylece Doğu Türkistan davası, Komünizmin acımasız yüzü ile tanıştı. SSCB’nin egemen olduğu Orta Asya topraklarında, Stalin’in 1930’larda başlattığı Kültürel Devrim’in içeriğinde Müslümanlar’ın kültürel değerleri ve milliyetini bozmak, dini kuruluşlar ve İslam en büyük hedefti. Sovyet topraklarında Müslümanlar’a yönelik dini, etnik, kültürel baskıların aynısını Çin yönetimi de devam ettirdi.

Sincan’daki Komünist Çin idaresi Kur’an-ı Kerimler ve İslami kitapları yaktı, camiler yıkıldı ya da kapatıldı, dini liderler tutuklandı, binlerce Müslüman Ortadoğu ve Hint yarımadasına sürgüne gönderildi. Çin, 1966-1976 yılları arasında bölgede tüm dinleri yasaklayarak dini ve kültürel baskının zirvesine ulaştı. Hatta Çin, Doğu Türkistan’daki demografik yapıyı değiştirme girişimlerinde bulundu.

1960’lı ve 70’li yıllardaki Kültür Devrimi sırasında, yerel Müslüman halkların demografik yoğunluğunu tehlikeye sokan çok sayıda Çinli bölgeye yerleştirildi. 1949’da Sincan’da 300 bin Çinli mevcutken, bu sayı 2011 yılında 7,5 milyona yükselerek nüfusun yüzde 40’ını oluşturdular. Yine 2011 verilerine göre 8,5 Uygur ise, yüzde 45’lik bir oranda kalmaktadır. Doğu Türkistan’daki sosyo-ekonomik ve kültürel durum hakkında 2011 yılında Oxford University Press’ten yayınlanan Peter B. Golden’in “Central Asia in World History (Dünya Tarihinde Orta Asya)” kitabı kaynak niteliğindedir.

Sincan’da uzun yıllar yapılan mücadeleler “Doğu Türkistan Bağımsızlık Hareketi (DTBH)”ni doğurmuştur. DTBH, halen Çin’de özerk bölge olan Sincan Uygur Otonom/Özerk Bölgesi’nin self-determinasyon hakkını ve bağımsızlığını savunan bir harekettir.

DTBH düşünce yapısı itibariyle Uygurlu Türkler’in dini ayrımcılığa ve sadece Çin devleti onaylı bir Kur’an-ı Kerim’i okumaya; bağımsızlık yanlısı milliyetçilerin öldürülmelerine, hapsedilmelerine, işkence görmelerine, şiddet içermeyen protestolarda gözaltına alınanların insan hakları ihlaline uğramalarına; giyimlerinin, dillerinin ve kültürlerinin Çinli’leştirilmesine; milyonlarca Çinli’nin Sincan’a yerleştirilmesine, her türlü baskı ve ayrımcılığa karşıdır.

Hoton şehrinin girişinde Çin Müslümanları tarafından çizilen grafitide “devrim birçok tuğladan yapılmış bir yapıdır. Her tuğla bir haksızlıktır. Kan harçtır. Her duvar bir hüzün dağıdır” yazmaktadır. İşte bu ifade DTBH’nin tarihi sorumluluğunu ifade etmektedir.

Okunma Sayısı: 2542
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı