"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Korona sonrası muhtemel senaryolar

Muhammet ÖRTLEK
05 Mayıs 2020, Salı
Korona virüsü, dünya geneline yayılarak bütün insanlığın sağlığını tehdit ediyor.

Korona sadece sağlıkta değil, aynı zamanda siyasî, ekonomik, toplumsal ve uluslar arası sistem tartışmalarını da beraberinde getirdi. Yayılmaya başladığı ilk günlerde, salgına karşı hangi tedbirlerin alınacağı konuşulmaktaydı. Bugün ise, bir takım çevreler tarafından salgın sonrasında dünyanın muhtemel durumu hakkında öngörülerde bulunuluyor.

Salgın sonrasına dair öngörü sahiplerinden biri, Stephan Martin Walt. Walt, Harward Üniversitesi John F. Kennedy Okulu’nda Uluslararası İlişkiler Profesörü. Uluslararası ilişkiler alanında realist ekole bağlılığı ile bilinen Walt’ın, savunmacı neorealizm teorisine katkısı ile tehdit dengesi teorisini yazan figür olarak bilinmektedir. Walt, “Salgın döneminde devletlerin krizi yönetmek için âcil durum tedbirleri aldığını ve kriz sona erdiğinde bazı yöneticilerin âcil durum tedbirleriyle elde ettikleri güçlerinden vazgeçmeye razı olmayacaklarını” ileri sürüyor. Böylece Walt “Salgının devletleri ve milliyetçiliği güçlendireceği”ne dikkat çekiyor. Ayrıca Walt “Avrupa ve ABD’nin salgın karşısında gelişi güzel hareket ederek, Batı’nın marka ve imajını kararttıklarını” kaydederek “Batıdan doğuya doğru güç ve nüfuz kaymasının hızlanacağını” vurguluyor. Bununla birlikte Walt “1918-1919 grip salgını ve daha önceki salgınların uluslar arası sistemde güç rekabetine son vermediği gibi, yeni bir küresel işbirliği dönemini de başlatmadığının” altını çiziyor. Buna ek olarak Walt “Vatandaşların salgından vd. kendilerini korumak için ulusal hükümetlere dayanacağını, devletlerin güvenlik ve firmaların kâr açıklarını azaltmaya çalışırken hiper küreselleşmeden daha da geri çekileceklerini göreceğiz” diye belirtiyor. Sonuç olarak Walt “Bu şekilde olmak zorunda değildi, ancak ölümcül virüsün hızlı yayılması, yetersiz planlama, yetersiz liderlik, insanlığı yeni ve endişe verici bir yola sevketti” ifadesiyle realist bir tablo çizmiş oldu.

Realist uluslar arası ilişkiler teorisinde, devletlerin güç ve çıkarları önceliklidir. Walt’ın da bağlı olduğu realist ekol çerçevesinde, salgın sonrasını değerlendirdiği görülmektedir. Ancak gücü elinde bulunduranların, uygulamalarında hürriyet-güvenlik dengesini nasıl sağlayacağını ve bunun muhtemel zorluklarına değinmemesi eksiklik olarak yorumlanıyor.

Robin Christian Howard Niblett de, İngiliz Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Direktörü’dür. Niblett ise, salgını “küreleşmenin bildiğimiz sonu” diye tarif ediyor. Hal-i hazırda Çin’in büyüyen askeri ve ekonomik gücünün, Korona sonrasında Çin ve ABD arasında daha da çok rekabet/tartışma sahası olacağa benziyor. Diğer taraftan “İleri teknoloji kaynaklı fikri mülkiyet hakları dolayısıyla dâvâ sayısının artacağı” da Niblett’in ihtimallerinden. Karbon emisyonlarını azaltma hedeflerine ulaşmak için artan kamu ve siyasi baskı, çok uluslu şirketlerin uzun mesafeli tedarik zincirlerine olan bağımlılığını sorgulamaya açmıştı. Ancak Korona devletleri, şirketleri ve toplumları uzun süreli izolasyon dönemiyle başa çıkmak için kapasitelerini güçlendirmeye zorluyor. Bu bağlamda Niblett, yüzyılın başında karşılıklı yarar sağlama fikrine dayalı küreselleşme fikrine geri dönülmesini pek mümkün görmüyor.” Dolayısıyla küresel ekonomik entegrasyon düşünce ve uygulamalarının sekteye uğraması söz konusu. Aynı zamanda Niblett “Dünya liderlerinin uluslararası işbirliğini sürdürmeleri ve jeopolitik bir rekabete girmemeleri için çok büyük bir öz disiplin gerekeceğinin” altını çiziyor. Yani “Salgın sürecini iyi yönettiklerini ispatlayabilen liderler, vatandaşlarından bir miktar siyasî sermaye kazanmış olacaklar. Ancak başarısız yöneticiler, başarısızlıklarından dolayı başkalarını suçlama cazibesine kapılmaları ile pek bir şey elde edemeyeceklerdir.”

Her iki uluslar arası ilişkiler uzmanın, salgın sonrası tahminlerinde devlet ve şirket temelli vurgulamalar mevuttur. Her ikisi de küreselleşmenin etkisinin azalacağında hemfikirdirler. Ancak hem Walt hem de Niblett, yaşanılan sürecin ve sonrasının sağlık uygulamalarına, artan işsizliğe, yoksulluğa, yani insanî duruma hiç değinmediler. Böylece Walt’ın realizmde, Niblett de küreselleşme mefhumlarında insanı esas alan bir yaklaşım sergilemeyerek, konunun özünden uzaklaşmışlardır. Dolayısıyla Walt ve Niblett gibi figürlerin bakış açılarıyla, salgın sonrasını okumak yetersizdir. Eğer Korona sonrası ihtimaller üzerinde durulacaksa; iman, ahlak, barış, şûrâ vd. prensiplerin desteğiyle herkes için insan merkezli gelecek tahayyüllerinde bulunulmasında fayda vardır. 

Okunma Sayısı: 2332
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı