İşin maddî vechesi muhakkaku’l-vuku’ olması, âyet (Enam 158) ve hadîsle sabitken, bir başka vechesi de “Âhirzamanda İslâm güneşi Batı’dan doğacak” tezi epeydir ehl-i fikir arasında mülahaza ediliyor.

Bu mevzuda birçok makale yayınlanmış olup henüz bir netlik kazanmasa da böyle bir şey vuku bulur mu? (Allah u alem..)

İslam güneşi, Kadir isminin tecellisi Mekke’den doğmuşken nasıl olur da sefih medeniyetin beşiği olan Batı’dan doğar?

Fakat bir başka hakikat var ki; İslâm dünyasının zehap ettiği gibi Batı homojen değil. 

Hz. Bediüzzaman, her şeyde olduğu gibi, bir şeyi tek cepheden ele almaz. Avrupa ikidir der; “Birisi İsevîlik din-i hakikîsinden aldığı feyz ile hayat-ı içtimaiye-i beşeriyeye nâfi’ san’atları ve adalet ve hakkaniyete hizmet eden fünunları takib eden bu birinci Avrupa. İkincisi felsefe-i tabiiyenin zulmetiyle, medeniyetin seyyiatını mehasin zannederek, beşeri sefahete ve dalalete sevkeden bozulmuş İkinci Avrupa…” 2.

İkinci Avrupa tahribatına devam ederken birinci, yani hakiki İsevîler tamire çalıştılar, hattâ II. Dünya harbi bu iki cenahın çarpışmasına sahne oldu ki bir bakıma din savaşıydı. Bir taraftan dinsizliği terviç eden ikinci Avrupa’ya karşı İsevîler ciddi mukavemet gösterdiler. Başta Almanya olmak üzere, (mağlup olsa bile) komünizmin Batı’ya yayılmasına izin vermediler. 

Yine Bediüzzaman; “İsevîlik Dini ve o dinden gelen âdât-ı müstemirresini muhafaza hesabına çalışan bir hükûmet ile, resmî ilânıyla, zulmetli pis menfaati için dinsizliğe ve bolşevizme yardım edip terviç eden diğer bir hükûmet ki(..)”3 diyerek mevzuya açıklık getiriyor 

En ilginç tarafı ise;

“Resmî ilânıyla, Allah’a istinad edip dinsizliği kaldıracağım, İslâmiyet’i ve İslâmları himaye edeceğim diyen bir hükûmet (..)”4 diyerek Yahudi propagandasıyla farklı gösterilen Almanya ve ittifakına çok orijinal bir bakış ki, İslâm âlemi bunlardan habersiz gibi. 

Bütün bu bilgiler ışığında ehl-i tahkikin tezleri hayata geçer mi?

Bu mülahazaların temel sebebi; İslam âlemi esaret altında fitnelerle inlerken İslâm güneşinin tulu etmesine mümanaatlar perde olmuş, Avrupa demokrasisinin getirdiği hürriyetle Müslümanların alan bulma imkânı çok fazla gibi gerekçeler… Fakat Avrupa’da bu zeminin ihzar edildiği kanaatindeyiz. Zira İslâm âlemine kapı açıp neredeyse her sahada birimleri teslim etmeleri gösteriyor ki yakın gelecekte Avrupa serapa Müslümanlarla dolacaktır. 

Eğer biz doğru İslâmiyeti ve İslâmiyete layık doğruluğu bütün ahvalimizle yaşar ve hüsn-ü misal olursak Avrupa çok yakın zamanda Müslüman olacaktır. 

İslâm âleminin özellikle Türkiye’nin Batı demokrasisine ve AB’ye yaklaşmasıyla bu mümanaatlar izale olup, hem Şark’ta hem de Garp’ta inkişaf olacaktır ki, Hz.İsa (as) Mehdiye (as) tabi olmasının hayata geçmesi daha anlaşılır olacaktır. 

Yine Bediüzzaman’la bitirelim;

“Âhirzamanda Hazret-i İsa Aleyhisselâm Deccal’ı öldürdükten sonra, insanlar ekseriyetle din-i hakka girerler.”

1. Şualar, 2. Lemalar, 3.4. Kastamonu Lahikası, 5. Mektubat